Süt Yanığı |Textingimsi

|6| İçinde de Sen.

İkiye On Kala- Bana Gel Deme

Selamlarrr

Gala: Gavur muyum lan ben? (14.02)

Gala: Getir anneni annem diyeyim.
(14.02)

Yazıyor...

Görüldü

Yazıyor...

Bilinmeyen Numara: Bi' dakika. (14.04)

Yazıyor...

Görüldü

Yazıyor...

Bilinmeyen Numara: nE (14.05)

Gala: Şaka. (14.05)

Bilinmeyen Numara: Bizde de kalp var bee. (14.06

Bilinmeyen Numara: İçinde de sen. (14.06)

Bilmemeyen numara: Hani bil istedim. (14.06)

Görüldü

Yazıyor...

Görüldü

Bir şey yazmadım. Yazamadım. Ekrana bakakaldım öylece. Hep böyle konuştuğunda yanaklarım al al kızarıyor. Adeta bir domatesi andırıyordu. Kızaran yanaklarımın ısısını düşürmek amacıyla elimle yüzümü yellemeye çalıştım. Ay, yok olmayacaktı.

Sahile gelmeden önce ilk attığı mesajinda ne yazacağımı bilememiş, bir süre dumura uğramıştım. Bildirimlere üstten baktığıma şükrederek yol boyunca ne yazsam diye düşünmüş sonunda bunu yazmamın iyi olacağına kanaat getirmiştim. Sanırsam iyi olmamıştı, en azından yanaklarım için.

Sahile gelmiştik fakat ne yapacağımızı bilememiş öylece etrafta dolanıyorduk. Mert ayağını denize sokmuş kumsalda bir sağa bir sola denizi izleyerek dolanıyordu. Destan'ın da ondan farkı yoktu, aynı işlemi yapıyor, Mert sağa gittiyse o sola gidiyordu. Dağra şezlongda oturmuş genelde yaptığı gibi bir telefonuyla ilgileniyor bir bizimkilere laf atıyordu. Liya yerde kumların üzerine oturmuş, deli danalar gibi sağa sola dönen abisine ve Mert'e bakıyor, bir kaç dakika arayla oflayıp pufluyordu. Ben ise Dağra'nın oturduğu şezlongun iki yanındaki şezlonga oturmuş sıcağın etkisiyle pancara dönen yüzümü serinletmeye çalışıyordum.

Yalnızca sıcağın etkisiyle mi?

Sanmıyorum.

Belki biraz da Bilinmeyen Numaranın afallatıcı sözlerinin etkisi vardı.

Biraz mı?

Evet, öyle olmalı.

Bir kaç dakika sonra Mert ve Destan'ın yanında bir erkek ve bir kız belirdi. Kız kısa boylu ve sarı kısa saçlara ve açık yeşil gözlere sahip, erkek olan ise aynı kız gibi sarı saçlara ve açık yeşil gözlere sahipti. Birbirlerine tıpatıp benziyorlardı. Kardeşlerdi galiba.

Kız elindeki voleybol topunu göstererek "Merhaba, rahatsızlık vermek istememiştik.Voleybol oynayacak birini bulamadık da. Belki bizimle oynamak istersiniz. Ne dersiniz?" dedi elini kısa saçlarına atıp kulağının arkasına sıkıştırarak. Bu hareketini bizden çekindiği için yapmıştı, yüzü utandığını belli edercesine hafiften pembeleşmişti.

Liya daha fazla dayanamamış olacak ki oturduğu yerden ayağa fırladı. " Ben oynarım." Sesi heyecanlı çıkmıştı. Kız bu haberi duyunca yüzünde ufak bir tebessüm belirmişti.