Herkez içeri girdiğine göre benim dışarıda durmam çok mantıksızdı. Melis arkasına bakmadan içeri girmişti. Terbiyesiz,teşekkür bile etmedi.Neyse ya takmam da mantıksızdı zaten.Şu halime bakın, nasılda terlemişim böyle? Herşey çok mantıksızdı ya değil mi? Benim kafam mı iyiydi acaba? Bir soru daha düşünürsem beynim eror verecekti.Yasemini arasamıydım ki? Aha eror verdi...
Boş boş düşüncelerden çıkıp çocukların ne yaptığına bakmaya gitmeye karar verdim. Benim odamdan neden sesler geliyorlardı ki? Hırsız mı geldi acaba? Ay, açmıdır ki? Ya ben neler diyorum? Ah kafam gitti valla. Hep o sıyrık Yasemin yüzünden.
Kesin çocuklardır ama benim odamda ne yapabilirler ki? Yoksa..The vampire diaries dergilerimi mi yırtıyorlar? Ah olamaz,buna nasıl cürret ederler? 'Cırt' bekle 'Cırt' sakin ol 'Cırrrt' sizin ben...Koşa koşa odaya girdiğimde, babamın penguen olduğunu öğrenmiş gibi dizlerimin üstüne yığıldım.Bu görüntü hiç hoş değildi ki! Ya ben bu posterleri bulana kadar yapmadığım şey kalmamıştı ya.
Dergilerimi kendim alıyordum. Yazın kös kös oturmak yerine, hergün sabah 7'den akşam 8.30'a kadar çalışmıştım. Babam 'ben alırım kızım kendini boş yere yorma' dese de ben, hayatımda bir şeyi kendi başıma yapmak istemiştim. 3 ay boyunca dergime abonelik olup kazandığım paralarla o dergilere sahip oluyordum. Ama şimdi emeklerimin karşılığını dergilerimi yırtan zebanilerle alıyordum. Paramparça olmuşlardı! Çocuklara döndüm.Beni tanıyorlardı ki zaten ters tarafımı da, en çok onlar görüyordu. Acaba kulaklarından tavana mı assaydım?
Yada pencereden ayaklarını tutupta mı sallandırsaydım? Yaparmısının cidden demeyin! Benim gözüm kararınca hiçbirşeyi gözüm görmez. Yaparım.Zil sesimiydi bu yoksa korku filmlerinde çalan, aktörün arkasında biri olupta çalan kurgu müziğimiydi çıkaramamıştım. Direk arkama baktım. Eh işi şağlama almak gerekirdi değil mi?
Zili kim alacaklı gibi çalabilirdi ki? Koşarak gidicektim ki çocuklara öyle bir baktım ki artık dabbe izleseler bile benden fazla etki etmezdi sanırım.Onlarla sonra hesaplaşacaktık. Kapıyı açtığımda Yasemini görmem ile ağzım bir karış açık kaldı. Gözlerini neden pörtletmişti ki şimdi daha yeni, yarım saat önce ayrılmıştık.
''N'oldu ya?''
''Hey! Kendine gel. Yasemin?''
Onu sarsıyordum.Patlatmama az kalmıştı artık.
''Yasemin?''
Bir tokat attım.Gözünden, gözyaşı düştü.Bir an pişman olsamda, onu kendine getirmeyi başarmıştım.
''E-eylül...ilkimi aldı benden''
''N-ne saçmalıyorsun sen?''
''İlkimi aldı...'' Hıçkırarak ağlamaya başladığı sorunuda neydi ki bu hale gelmişti? Dizlerinin üstüne düştü.Ağlıyordu.Hala anlatmamasına şaşmamalı.İlkini kim almıştı? Hangi ilkiydi? Bunları söylemeliydi.
Bugün burada kalsın bakalım :) Yarın daha uzun olan yeri paylaşacağım.Arkadaşlar bölümler hazır ve bekliyor. Voteler ve okuma sayılarını yükselterek bölümlerin hızlı gelmesini ancak siz sağlayabilirsiniz.Haberiniz olsun :* Yorum ve votelerinizi bekliyorum ....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kum Fırtınası
Teen FictionHayatın çok anlamsız olduğunu düşünen bir genç kız... Yakışıklı bir oğlan ... Hayatları bir mucize gereği... Gökkuşağına dönüşen minnacık bedenleri... Renk saçmış sevgileri... Kim bilebilirdi ki onlarında birzaman sonra birleşeceğini ?