8

803 86 46
                                    

Yoongi'den...

Taehyung bana döndü ve gülümseyerek az önce düşürdüğü sandalyeyi kaldırdı ve tekrar yerine koydu. Pek bir beklentim yoktu açıkçası, büyük ihtimalle buraya satmışlardı beni.

Ailem ile aram hiçbir zaman güzel olmamamıştı, gay olduğumu öğrendiklerinde bana karşı olan tavırları beni o kadar kırmıştı ki artık onlara ailem bile demek içimden gelmiyordu. Tek korkum aşırı sinirlenmekti, bazen sinirden kendime bile zarar veriyordum. Bunu hak etmiyordum.

Ben sandalyeye yerleşirken, Taehyung videodan çıktı ve tekrar bir sayfaya döndük, altı ayrı videodan birinde adımı görünce hemen üzerine tıkladım.

Annem ile babam belirince ekranda gülümsedim ve gözlerimi kaçırdım hafifçe, yüzlerini bile görmek istemiyordum.

"Çocuğunuzu bilime adadığınız için çok teşekkür ederiz." Gülümsemem biraz daha büyüdü, sinirlerim bozulmuş olmalıydı. 

Taehyung'un ellerini saçlarımda hissedince derin bir nefes aldım.

"Onu bu illetten kurtarın yeter, akrabalarımıza ne söyleriz yoksa." Annemin cırtlak ve sinir bozucu sesiyle hızla ayağa kalktım. Taehyung'un elleri saçlarımdan düşmüştü. Ellerimi sıkıp tam yüzüne baktım.

Bir de endişeli gözüküyordu.

Sanki ölümlü bir hastalığım varmış da beni seviyormuş gibi endişeliydi gözleri. 

"Hasta oğlumuz için verdiğiniz paraya minnettarız, iyi günler." Babamın dedikleriyle yüzümdeki gülümseme kahkahaya dönüşmüştü. Gözlerimden akan yaşlarla parmağımı ona doğrulttum.

"Hasta olan sensin." 

Videonun bitmesiyle siyahlaşan ekrandan yansımamızı görünce durdum, Taehyung endişeli duruyordu. 

Bakışlarımı indirip ona döndüm ve aramızdaki sandalyeyi yere düşürüp ayaklarımda yükseldim.

"Beni öper misin? Sakinleşmeye ihtiyacım var." 

İlk önce bakışları yumuşadı ve elleri belime dolandı. Acıtmayacak derecede sıktı bedenimi ve burnunu burnuma sürttü yavaşça.

Dudaklarımda hissettiğim ıslaklıkla gözlerimi kapadım ve gülümsedim. 

Geri çekilmişti hemen, beni rahatsız etmek istemiyordu belli ki. 

"Bir hastalık bu kadar iyi hissettirmemeli." O da bana gülümsemiş ve yüzünü boynuma gömüp ayaklarımı yerden kaldırmıştı, tamamen onun kollarındaydım şimdi.

"Çıkalım buradan." Kafasını salladı ve ellerini bacaklarımdan geçirip sarsılmadan kucağına aldı beni. Kafamı boynuna gömüp gözlerimi kapadım, artık bir ailem yoktu.

Kapıyı zor da olsa açınca gülümseyip iyice sardım kollarımı ona. 

"Oha, ne ara?" Jimin'in sesiyle utandığımı hissettim, yanaklarımın sıcaklığı hızla artmıştı. Taehyung geçiştirip hızla yürüdü, o da utanmıştı. 

Çok ani olsa da şu an kalbimin hızı doğru şeyi yaptığımın kanıtı gibiydi. 

"Şu odayı açar mısın?" Geldiği yere baktım, kolumdan birini serbest bırakıp kapı koluna uzandım ve hemen açtım. Tek amacım hızlıca tekrar Taehyung'un boynuna girmekti.

Sırtımda hissettiğim yumuşak yatakla homurdanarak parmaklarımı sırtına doğru bastırdım.

"Temas bağımlısı olduğunu bilmiyordum." Sesli bir şekilde gülmeye başladığımda kendisini geriye çekip yüzüme bakmaya başladı.

"Bakma, gülerken çirkinim." Gözleri kocaman açıldı ve elini sırtımdan çekip ağzına götürdü.

"Dünyanın en saçma cümlesini kurdun." Bu ciddi yüz ifadesine kafamı geriye atarak gülmeye başladım. İyi hissettiriyordu, o gereksiz ailemin saçma sözleri şimdi yoktu kafamda."

"İyisin, değil mi?" Cevap veremeden yatakta doğruldu ve dizlerinin üstünde dikilip ellerini göstererek gülümsedi.

"Yoksa bu olağanüstü eller seni iyileştirebilir." Bir kaşımı kaldırıp kollarımı uzattım ve boynuna doğru asıldım.

"İyileştir beni Doktor Kim." Ellerini kalbime koyup hafifçe bastırdı. Gülmekten karnım ağrımaya başlamışken elleri karnımın iki yanında hareketlenenince yüzümü buruşturarak bağırdım. Gıdıklamasından dolayı bedenimi kaldırıp ellerini çekmeye çalışırken birden durdu.

"İyileştin mi?" Gülümseyip onayladım. Ellerini kaldırıp abartılı sevinç hareketleri yapmaya başlayınca sadece yüzümdeki gülümseme ile onu izlemeye dalmıştım. 

--

Hızlı mı oldu bilmiyorum ama taegi'yi yan yana görmeye ihtiyacım vardı ehe soıdgnosıngıoerng

bu nasıl random amk 





The Game | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin