14

688 58 43
                                    

Kızgın adam sinirle kapıyı itti, içerideki kadın korkuyla irkilip yaslandığı duvara daha da sindi. Yine öfkesini ondan çıkarmaya gelmişti anlaşılan. Gözlerini yumdu ve gelecek ilk darbeyi bekledi.

"Senin oğlun ve o beş gerizekalı tüm planımı mahvetti." Kadın duyduğu 'oğlun' lafıyla gözlerini hızlıca açtı ve bir umut hala kocası olan adama baktı. Jungkook yaşıyor muydu yani? Yıllardır ondan bir kere olsun bahsetmemişti. 

"Jungkook-" Yanağında hissettiği sıcaklıkla geriye doğru savruldu, kafasını duvara çarpmıştı ama uzun zaman sonra ilk kez gülümsüyordu. Oğlu hayattaydı.

"Sung Woon diyeceksin, ağzından bir tek benim ismim çıkacak." Bu adamın saplantılı sevgisine hiçbir zaman anlam verememişti ama kafasını salladı daha fazla darbe almamak için. 

"O altı malın iki günü kaldı, hepsini öldüreceğim." Adam arkasını dönmüş gidecekken kadın güçsüzlüğüne inat bir azimle pantolonunun paçalarını kavradı.

Adam duraksayıp arkasına döndü, hafif gülümsedi ve sanki ayağına bir çöp takılmış gibi bacağını kaldırıp geriye doğru salladı.

Kadının gururu kırılsa da tutmaya devam etti. Artık bir sebebi vardı.

Jungkook'u, biricik oğlu için her şeyini verirdi.

"Yapma lütfen."

Sung Woon kafasını ona doğru çevirdi ve elini aşağı doğru indirip ellerini çekmesini sağladı.

Kapı sertçe kapanırken kadın göz yaşlarını serbest bıraktı.

Oğlunu bu kadar yeni bulmuşken iki günde kaybedemezdi.

--

selam final bölümleri serisine hoş geldiniz 🥺🥺

bu kısa bir bölüm ama olayları bağlamak için yazmalıydım, sınavlarım var yine ve bölüm yazamayacağım..

bu arada kitabın gidişatı hakkında yorumlar yaparsanız sevinirim hü

The Game | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin