The Game | Jikook

taehyung ve jimin

Deney zamanları, Jimin'den...

Taehyung karşımda oturmuş önündeki tatlıları yiyor ve gülümsüyordu.

"Ben korkuyorum Taehyung." Duraksadı, çatalı bırakıp bana döndü. Belki bana kızacaktı korktuğum için ama korkuyordum işte. Yarın hepimiz için önemli bir gündü. Buradan kurtulacaktık ama içimde ruhumu rahatsız eden bir şey vardı. İyi hissetmeliydim. Jungkook benim aksime umutlu ve huzurlu görünüyordu.

"Ben de." Bunu demesiyle göz kapaklarımın dahi titrediğini hissettim. Elimi masadan uzattım ve parmaklarını kavrayıp kafamı masaya yatırdım.

"Çıkabilecek miyiz Taehyung?" Kafasını olumlu anlamda sallamaya çalıştı ama bendeki o olmaması gereken, rahatsız edici his belli ki ona da uğramıştı çoktan.

"Biz çıkamasak bile onlar mutlaka yapsınlar, bunun için kendimi bile feda ederim Tae." Gülümsedi ve ellerini çekip yukarın doğru kaldırdı.

"Bu eller çalışmazsa diye çok korkuyorum, en büyük korkum içinizden birini kurtaramamak Jimin. Buradaki herhangi bir kişiyi kaybedersem varlığımın, yaşadığım bunca şeyin hiçbir anlamı kalmaz. Sen gidersen bırakmam peşinden gelirim." Üzerindeki baskıyı anlamaya çalışsam bile anlayamazdım. İyileştirici bir gücü varken hala çok uzun süre kullanamıyordu ve eğer birden fazla kez yaparsa en sonunda tamamen güçsüz kalabilirdi. 

"İkimiz gitsek bile onlar yaşasınlar o zaman Taehyung." Gülümsedi ve kafasıyla hiç şüphe duymaksızın onayladı.

"Yine de altı kişi çıkmaya çalışalım olur mu?" Ayağa kalktık ve arkadaşlarımızın yanına dönmek için yürüdük.

Yarın hepimiz için zorlu bir gün olacaktı.

-

Herkese merhaba

Bu bölümü bir istek üzerine yazdım ama ufak da bir duyuru ekleme gereksinimi duyuyorum. Aylardır burada yokken şu an yeni bir hikayeye başladım. Bir göz atarsanız çok sevinirim. Kitabın ismi a story from the old days... Teşekkürleeerr