İzuku penceresinden odasına soktuğu çocuğa bakıyordu, hâlâ ağlıyordu sanırım ilk defa sarışını bu kadar ağlarken görüyordu.Katsuki, İzuku'nun yatağına oturmuş ve gözyaşlarını silip duruyordu fakat gözyaşları dinmek bilmiyor hâlâ akmaya devam ediyordu.
"Durun lanet olasıca gözler! Durun!"
İzuku, çocuğun karşısına sandalye çekip oturdu.
"Katsuki seni anlamıyorum veya bizim ilişkimizi..."
"Ben de seni anlamıyorum aptal inek!"
"Hâlâ aynı şeyi yapıyorsun Katsuki!"
Bu sefer İzuku'nun gözleri dolmaya başladı, İzuku kafasını yere doğru eğip kırmızı gözlerden kaçınarak konuştu.
"Her seferinden aynı şey! Yaşayan benim! Hisseden benim! Acıyı çeken benim fakat her seferinde senin yaptıkların benim suçum oluyor!? Oysaki hepsi senin suçun!"
"İzuku..."
"Bana bir daha İzuku deme! Sonuçta benim adım Deku!"
"DEKU! BANA BAK-"
"Ne olur ha!? Sana bakarsam ne değişecek!? Sen daha beni sevdiğini doğru düzgün söyleyemeyecek kadar korka-!"
İzuku söyleyeceği şey ile hemen kendi ağzını kapattı ve ayağa kalkarak kapıyı açtı.
"Kalbini kırmak istemiyorum... Lütfen dışarı çık Katsuki."
Katsuki ayağa kalkıp, kapıya doğru gitti. Tam kapının önünde durarak İzuku'ya doğru konuştu.
"Sadece... İstemeden oluyor, bugün seninle konuşmak i-istemiştim..."
İzuku kafasını kaldırıp, önünde tamamen parçalanmış Katsuki'yi gördü.
Kendini tutamadığı için tekrar iğrenç hissetti İzuku sonra Katsuki'ye sarıldı sıkıca.Kokusunu içine çekti ve tam sarışın kollarını ona saracağı zaman sanki bir cezaymış gibi geri çekilmişti.
"Şimdi gidebilirsin..."
Katsuki sesini çıkarmadı, sonuçta bu zamana kadar İzuku kendi sesini kısıyordu hep. Katsuki bunların hepsini hak ettiğini düşünerek çıktı kapıdan ve İzuku yavaşca kapıyı kapattı.
İzuku'nun Sabrı kalmamıştı, vücudunu kapıya yaslayarak aşağıya kaydı ve yere oturarak dizlerine sarıldı çocuk.
"Bıktım senden Kacchan... Y-yoruldum artık..."
__________________
Katsuki merdivenlerden aşağıya doğru indi ve oturma odasına geldiğinde herkesin kendisine baktığını umursamadan mutfağa girerek, bir bardak su içti. Tezgaha yaslanıp dalmış bir şekilde yere bakıyordu fakat omzunun dürtülmesi ile irkildi.
Arkasına dönüp baktığında Todoroki'yi görmesi ile bıkkınlıkla derin bir nefes verdi.
"Ne var yarım piç?"
"Biraz konuşabilir miyiz?"
"Nedenmiş?"
"Özel bir konu."
Katsuki her ne kadar gitmek istemesede yine arkadaşlarının bakışları altında kalmak istemediğinden sessizce kafası ile onayladı, ardından Todorki'yi arkasından takip etti ve birlikte okul bahçesinde yürümeye başladılar.
"Ne istiyorsun benden Melez piç!?"
Todoroki sarışının hakaretlerinden bıkmış ve kaşlarını çatarak konuşmuştu.
"Midoriya ile aranda ne var?!"
"Vaay! Demek sinirlenebiliyorsun!"
"Bakugou... Midoriya'nın kollarında ağlıyorken gördüm seni, sınıfta veya okulda kesinlikle yan yana olduğunuzu bile görmedi-"
"Ne olmuş yani? Deku ile benim aramda olan şey seni ne âlâkadar eder?"
"... Midoriya olsaydım seninle asla konuşmazdım fakat Midoriya'nın seninle hâlâ arkadaş olmasının bir sebebi olmalı."
Katsuki sinirlendi ve rastgele bir patlama savurdu çocuğa, Todoroki rahatlıkla kaçmıştı bundan.
"Sakin ol."
Katsuki sırıttı.
"Deku ile aramda olan bir şey seni neden bu kadar ilgilendiriyor melez piç? Yoksa, Deku'ya aşık mısın?"
Todoroki öksürdü ve konuşmasına devam etti.
"Merak ediyorum."
Katsuki yarım ağız gülümseyerek Todoroki'ye yaklaştı ve çocuğun kulağına doğru fısıldayarak.
"Deku ile aramda olan şey beni ve Deku'yu âlâkadar eder Yarım piç, tanımadığın insanlar hakkında konuşma. Deku ve ben sizden çok ve çok farklıyız."
Katsuki geri çekilip bir tekme attı melez çocuğa, ardından yurda doğru ilerlemeye başladı. Todoroki ise öylece yerde arkasından onu izlemişti.
"Öyle olsun Bakugou."
___________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
F𝗅𝖺𝗐𝗅𝖾𝗌𝗌 | ᵇᵃᵏᵘᵈᵉᵏᵘ
Fanfic"Sadece aşkın bizi yok etmesi için bekleyemem... Sadece aşk için bekleyemem!" Diyerek elinde ki gül buketini sertçe yeşil saçlı çocuğun yüzünün ortasına fırlattı. Buket yere düşeceği zaman telaşla tutmaya çalıştı Deku, en sonunda kurtarmayı başarabi...