10.

222 20 16
                                    

Marinette Dupain-Cheng

Yarın düğünüm var ve ben şu an ne mi yapıyorum? Tabii ki elimde abur cubur paketleri, televizyonun karşısında film seyredip ellerimdekileri hemen hemen yemeye çalışıyorum.

Her neyse, dünden beri Adrien ile bir defa bile görüşmedik. Ne o beni aradı ne de ben onu... Bu durumda bir de evlenecektik değil mi?

Aslında kendimi sağlıksız abur cuburlara vermemin bir nedeni de bu. Müstakbel eşim yüzünden depresyondayım çünkü!

İnsan bir kere arar yahu! Bir kere!

Telefonumu elime aldım. Bir umutla mesajlara girdim ama Adrien beyefendiden bir tane bile mesaj yoktu. Arama kaydı zaten bildiğiniz üzere...

Sinirle telefonu aldığım yere çarptım. Daha sonra elimdeki tabağın içindekileri yemeye başladım.

Ben tam ağızımın içini abur cuburla doldurmuş bir hâldeyken ne oldu dersiniz?

Kapı çaldı tabii ki. Kapıya gelen her kimse onunla diyalog kurabilmem için ağzımdakileri bitirmeye çalıştım. Ve başardım da. Nihayet yiyecekler mideme doğru hareket ederken ben de kapıya doğru hareket ettim.

Kapıyı açtığımda Adrien beyefendiyi gördüm. Evet, evet; Adrien beyefendi!

Gözlerimi devirip, kapıyı da açık bırakarak arkamı döndüm ve az önce kalktığım yere geri oturdum.

Oturduktan sonra televizyonu kapadım ve soru sorar gözlerle Adrien'a baktım.

Adrien'ın ise suratı asıktı. Ne yani? Aranılmayan benim, surat asan o?

En sonunda bu sessizliği bozmak istedim.

"N'oldu? Neden geldin?"

Gözlerimi suratından ayırıp eline baktığımda elinde kocaman bir kutu duruyordu.

Meraklanmamış gibi yapmaya çalıştım ama elimde değildi. O kutunun içinde ne olduğunu merak ediyordum.

"Ben... Şey... Sana bunu getirmiştim."

Dedi elindeki kutuyu göstererek.

"Nedir o?"

Dedim. Ama gayet umursamaz bir ses tonuyla dedim ki ona sinirli olduğumu anlayabilsin.

"Beni affedersen gösterebilirim?"

Bir süre yüzüne baktıktan sonra

"Sen göster sonra bakarız."

Dedim.

Canı sıkkın ve heyecanlı olduğunu gizlemeye çalışarak kutuyu önümde duran sehpaya koydu.

Yavaşça doğruldum ve kutuyu açmaya başladım.

Bir de ne göreyim?

Kutunun içinde bembeyaz bir gelinlik ve yanında bir gül demetinden oluşan gelin çiçeği duruyordu.

Gözlerim yaşlı bir şekilde Adrien'a baktım. O da tebessümle beni izliyordu.

Kalktım ve ona sarıldım.

"Sen bir delisin. Bu aldığım en güzel hediye!"

Dedim.

"Yani bu... Beni affettiğin anlamına mı geliyor?"

"Pek sayılmaz ama öyle gibi."

"Tamam, haklısın. Ama ne yapabilirim? Dün şirket işleriyle uğraştım ve inan başka hiçbir şeye fırsatım olmadı. Biliyorsun geleceğimiz için bunlar şart."

Biraz düşündüm. Aslında haklıydı. Beni her gün aramak zorunda değildi ama işte ne bileyim sanki aramak zorundaymış gibi hissettim.

"Aslında haklısın, evet. Ben... Üzgünüm. Seni hep böyle yargılıyorum ama ne yapayım? Huyum böyle sanırım."

"Olsun, huyunu da severim ben."

Dedi ve yanaklarım hemen kendini kırmızıya boyayıverdi.

Biraz sonra tekrar konuştu.

"Hadi şu gelinliği giy de göreyim."

"Hemen gidiyoruuum."

Dedim ve kutuyu alıp odama çıktım.

...

Gelinliği giydim giymesine ama... Gelinliğin arkasını kapatamıyorum!

Mecbur Adrien'ı çağıracağım artık.

"Adrien?"

"Efendim?"

"Bir bakar mısın?"

"Üstünü giydin mi?"

"Tam değil ama tam olması için yardımına ihtiyacım var."

"Peki, geliyorum."

Geldi ve birkaç dakika bana baktı. Sadece bana... Büyülenmiş gibiydi.

Onu dürttüm ve

"Hadi ama! Şu fermuarı çekemiyorum. Yardım et, lütfen."

İrkilip kendine gelmesi birkaç saniyesini aldı ve sonra hemen arkama geçip fermuarı çekmeye başladı.

Fermuarı çektikten sonra ellerini belimden geçirip arkadan bana sarıldı.

"Çok güzelsin."

"Çok çok güzelsin."

"Çok fazla..."

Saniyeler içinde yanaklarımın kırmızılık oranı üç katına çıktı.

Arkama döndüm ve

"Annem sayesinde."

Diyiverdim.

Kahkahalar içinde birkaç dakika geçirdikten sonra ciddileşti ve

"Yani hayır, anlamıyorum. Biraz romantik olayım diyorum ama şu yaptığına bak."

"Benimle evleneceksen bunlara katlanman lâzım bay Agreste."

"Katlanabilirim bayan Cheng.
A pardon Agreste mi demeliydim?"

"Daha Agreste olmadım ama?"

"Olsun. Yarın olabilirsin."

Yarın... Yarın. Sanki bunların hepsi bir rüya ve ben yarın bu rüyadan uyanacakmışım gibi geliyor. Ne kadar uğraşsam da bu düşünceden sıyrılamıyorum.
.
.
Selam :)
.
.
Yarın düğünümüz var!!!!
.
.
Bölümü oylamayı, bölüme yorum bırakmayı ve yorumlara arkadaşlarınızı etiketlemeyi unutmayın🤗
.
.
Sizleri çok seviyorum❤️

SON DANS (ADRİNETTE) [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin