7.

248 31 11
                                    

Marinette Dupain-Cheng

Agreste ailesi ve Dupain-Cheng ailesi aynı uçakta aynı şehre gidiyor. Ne kadar tesadüf!

Aslında biz uçağa bindiğimizde onların da bu uçakta olacağını bilmiyordum. Annemle babamın koltukları yan yanaydı. Ben onlardan ayrı oturacağımı biliyordum ama yanımda yolculuk yapacak kişinin Adrien olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. Ne yani? Beraber mi seyahat edeceğiz? Yan yana?

Her neyse uçak çoktan kalktı. Daha önce de uçağa bindiğim için alışmıştım artık. Uçağa ilk bindiğim kadar korkutmuyordu beni. 

Ama bizim Agreste korkuyordu! Uçak kalkarken tuttuğu elimi hâlâ bırakmamıştı. Ben de onun bırakmasını bekledim.

...

Artık ellerim uyuşmuştu, bu yüzden elimi geri çekmek için hareket ettirmiştim. Bunu görüp elimi hâlâ bırakmadığını fark ettiğinde boğazını temizledi. Sonra ellerini saçlarının arasında gezdirdi ve en sonunda bana dönüp

-Özür dilerim... Şey... Fark etmemişim.

Dedi.

-Sorun değil.

Dedim yüzümdeki sahte gülümsememle.

Sonra ekledim.

-Gerçekten uçaktan korkuyor musun?

-Hayır... Aslında evet... Şey... Birkaç ay öncesine kadar hep annem yanımda olurdu. Bu yüzden korkmazdım. Sonra annem gidince her uçağa bindiğimde korkarım. Ama şimdi sen yanımda olunca o kadar korkmadım.

Dedi ve gülümsedi.

Yanaklarımın kızardığına eminim.

-Şey... Ben sana şey sormak istiyorum.

Dedim çekinircesine

-Tabii ki, sorabilirsin.

Dedi, heyecanla bekliyordu ne diyeceğimi.

Söylemeye çalıştım.

-Beni gerçekten seviyor musun?

Hiç düşünmeden

-Sevmesem seninle evlenmek en büyük arzum olmazdı. Seni gerçekten çok seviyorum Marinette.

Dedi. Sonra tekrar ekledim.

-Peki, ben seni sevmesem bile mi?

Yüzü düştü. Of! Ne dedim şimdi ben? Gerçekten onu üzmek zorunda mıyım?

Yüzüne takınırken zorlandığı her halinden belli olan gülümsemesini takındıktan sonra yutkundu ve

-Seni her koşulda seviyorum, ne olursa olsun. Ama eğer beni sevmiyorsan benimle evlenmek zorunda değilsin.

Dedi. Son cümleyi gayet sert söylemişti.

Bişey söylemedim. Söyleyecek hiçbir kelimem, kuracak hiçbir cümlem yoktu. Yine her şeyi mahvettim! Yine
-sevmesem bile- evleneceğim adamı üzdüm. O ise hâlâ beni seviyor. Onu ne kadar üzsem de... Ama ben yapamıyorum. Kalbimi ona açamıyorum işte. Onu sevemiyorum.

Düşünceler içinde kaybolurken yorgunluktan yavaş yavaş kapanan gözlerime engel olamadan kendimi uykuya bıraktım.

...

Uyandım. Ne zaman uyudum ki?

Saate baktım. Uçağın inmesine sadece yarım saatimiz kalmıştı. Gerçekten bu kadar uyumuş muydum?

SON DANS (ADRİNETTE) [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin