|seven|

7.2K 436 71
                                    

Hepinize selamlar!!

Önceki bölümde güzel yerde kesmiştim. Hazırsanız devam ediyoruz. Bu arada lütfen bol bol yorum atın. Hisslerinizi okerken ya da düşüncelerinizi okurken benden kaçınmayın. Hadi kaplanlarım iyi okumalar~~~~

1K ŞEREFİNE SMUT BÖLÜM 2!

.
.
.
"""Belki hayat bize bazen oyun oynardı. Ya da belki ben öyle hiss ediyordum. Seçim yapmak her zaman birazcık kötü hissettirir. Peki ya şimdi kim daha çok kötü hissediyor? Kaçırılandan sonra beni kurtarmaya gelen Jungkook mu yoksa onun seçim yapması ile kendini feda etmesine sebep olan ben mi? Burası soğukmuş..."""

Dudakları beni bulmuş hızlıca ve hırsala öpüşüyorduk. Çalan kapıyı kimse umursamadı. Kurtların ulamasını bile umursamadık. Fakat Jungkook odaklanamıyordu. Sinirleniyordu ve ben de onu sakinleştirmek için fermon yayıyordum.

Sonra boynuma inmiş, sulu öpücüklerini ve güzel izlerini bırakıyordu. Biraz daha göğüsümde oyalanmıştı. Sonra ise parmaklarını bana sunmuştu. Bakışlarım onu bulmuş, gözgözeyken onun beyaz ve sıcacık olan parmaklarını ağzıma kabul etmiştim. Bir kaç dakika ağzımda parmakları iyice hazırlamıştım. O ise gözlerimin içine bakarak inliyordu. Ona hazz vermek beni mutlu ediyordu.

Elini ağzımdan çıkartmış, aşağılara kadar ıslak yol çizmişti. Ayaklarımı ise birbirinden ayırmış, ne kadar esnek olduğumu kontrol etmişti. Ve o anda parmaklarının deliğimin etrafında dolandığını anlamıştım. Ve ilk parmağını içime göndermişti. Duvarlarımı daha da deşerek kendine yol çiziyordu.

"Jungkook!! Acele et!"

Daha sonra ikinci parmağını da içime yollamış, sertce gel gitler yapıyordu. Ben ise sadece uçmuştum.

Parmaklarını çıkardığı anda rahatlama hissi ile derin nefes alsam da, deliğimin etrafında gezen aletin dokunganlık hissi ile aldığım nefesi tutmuştum. Ve daha sonra içime yavaşca girmişti. Doluluk hissi ile gözlerim kayarken, o benim biraz üzerime eğilmiş, sağ kolu belimin arkasından omuzlarımadek beni sarmış, diğer eliyle ise bacağımı açmıştı. Ben ise kollarımı acıdan dolayı nereye koyucağımı bilmiyordum.

"Devam edeyim mi güzelim?" ince sesi ve kokusu beni mayıştırırken onaylanmış gibi mırıltılar çıkarmıştım.

O ise gel gitlere başlamış, duvarlarımı eziyordu. Her içime sertçe girişinde daha derinlere dalıyor ve zevk noktamı bulmaya çalışıyordu. Ben ise kurdumun içimde haykırmasına karşı bile çıkmıyordum. Mühür yerim sızlıyordu. Acı çekiyordum. Ama bu bana zevk veriyordu. Dudakları ayrılmak istemezmiş gibi beni yiyordu. Boynumu, yanaklarımdan süzülen göz yaşlarımı, şakaklarımı, dudaklarlmı...öpüyordu. Durmadan ve tutkuyla öpüşüyorduk. Daha sonra içime vurduğu sert atıştan zevk noktamı bulmuştu. Bu ise benim tiz bir çığlık atmama sebep olmuştu.

"Delta, hızlan! Lütfen hızlan!!"

Bağırışım ile daha da hızlanmış, sertce beni beceriyordu. Sonra elini erekte olmuş ve hiç bir müdale edilmeyen moraran erkekliyime atmış, hızlıca çekmeye başlamıştı.

O an hissettim kurdunu, birleşmek için salgıladığı fermonları. Ben de kendimi kurduma bırakmış, onun kararıyla fermon salgılamış onu kabul etmiştim. Gözlerime bakmıştı. Kırmızının en güzel tonuyla hem de. Turuncunun en ateşli tonuyla hemde...

«𝐑𝐞𝐝 𝐖𝐢𝐧𝐞»|𝑻𝒂𝒆𝑲𝒐𝒐𝒌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin