༄Bölüm 17 ¦ Durma

10.5K 504 2.1K
                                    


bildirim gelmemiş sanırsam, bir önceki bölümü kontrol etmeyi unutmayın bebeklerim, iyi okumalar.

✩

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✩.・*:。≻─────⋆♡⋆ ─────.•*:。✩


Jimin, elini terli yüzüne silerken içini çekerek arkasından kapıyı kapattı. Dans stüdyosunda yine yoğun bir gün olmuştu ve hepsi çökene kadar pratik yapıyorlardı. Dürüst olmak gerekirse, çok yorucuydu ama koreografi güzelleşiyordu ve her seferinde gelişiyordu. Ayrıca, onu Jungkook'tan uzaklaştırıyordu ve bu da başka bir avantajdı.

Küçük çocuk o günden sonra epeyce ağlamıştı. Dürüst olması gerekirse, Jungkook'un onu reddetmesinin üzerinden sadece üç gün geçmişti ama Jimin ağlamayı ya da yas tutmayı zar zor bırakmıştı. Neyse ki Tae onu neşelendirmek ve omzuna başını yaslaması için hep oradaydı. Her şeyi daha da katlanılabilir hale getirmişti, ama yine de Jimin Jungkook'u ne zaman düşünse kalbi acıyordu.

İncinişi bu kadar basit şekilde geçmeyecekti, hayır, Tae haklıydı. Acı böyle yok olmayacaktı. Biraz zaman alacaktı ama sonunda iyileşecekti. Bunu kolaylaştıran şey, Jimin'in Jungkook'u görmek zorunda olmamasıydı çünkü birbirleriyle çalışmıyorlardı, birbirlerine yakın yaşamıyorlardı, dolayısıyla aralarında hiç etkileşim yoktu. Turuncu saçlı çocuk kendini tamamen dansa ve çalışmaya adamış, Taehyung ve Hoseok dışında diğer arkadaşlarından hiçbirini görmemişti.

Jimin artık Jungkook'u görüp göremeyeceğinden emin değildi. Ne mesaj atmışlar, ne de telefonda konuşmuşlardı - bu da zaten daha önce de pek yapmadıkları için sıra dışı olan bir şey değildi. Eski mesajları sadece küçük dersleri içindi, ancak bu artık bir sorun değildi, devam etmiyorlardı.

Ancak Jimin, Jungkook'u hala arkadaş grubunun bir parçası olduğu için hayatından tamamen çıkaramazdı ve ne zaman beraber dışarı çıkacak olsalar Jungkook da orada olurdu. Buna hiç şüphe yoktu. Jimin, Jungkook'u görmekten veya onunla konuşmaktan bir şekilde kaçınabileceğini umuyordu. En azından bir süre daha. Bu noktada onunla etkileşime geçmek çok acıtırdı.

Çantasını kapının yanına bırakan Jimin ayakkabılarını çıkardı ve yorgun bedenini mutfağa doğru sürükledi, midesi guruldayarak ona bugün yemek yemediğini hatırlattı. Açıkçası Jimin bugün hiçbir şey pişirmeyecekti - öncelikle iyi bir şef değildi - ve, bu gece çok yorgundu. Bütün gün pratik yapmak gerçekten inanılmaz derecede yorucuydu.

En azından aklını her şeyden uzaklaştırıp Hoseok ile vakit geçirebiliyordu. Hoseok bugünlerde öğrencilerini hata yaptıkları için azarlamadığı zamanlarda çok gülümsüyordu. Jimin, bunun Tae ve ilişkisinden kaynaklandığını biliyordu. Belki de neşesi, dans ekibinin çok çalışmasından ve her seferinde gelişmesinden kaynaklanıyordu. Sebep ne olursa olsun, Jimin onu böyle görmekten mutluydu.

Daha kısa olan erkek buzdolabını açtı ve sanki seçenekler çok fazlaymış gibi kısık gözlerle içini taradı. Tae ile dün yediği Çin yemeği artıkları ile kuru ekmek için bazı soslar çıkarnaya karar verdi. Jimin içini çekerek seçtiklerini çıkardı, buzdolabını kapattı. Dürüst olmak gerekirse, Jimin bunun karnının ağrımasına neden olacağından oldukça emindi, ama şu anda hiç ama hiç umurumda değildi.

illuminate : jikook (çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin