"Eğer bunu değiştirmek istiyorsan, bana haber ver, sana yardım edeyim." dedi siyah saçlı çocuk, aniden tezgaha yaslandı.
"Ne demek istiyorsun?" Jimin sözleri karşısında şaşkına dönerek nefes verdi.
"Seks, Jimin, sana öğretebilirim."
Tamamen platonik...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✩.･*:｡≻───── ⋆♡⋆ ─────.•*:｡✩
Jimin bağdaş kurarak yere oturdu ve içini çekerken telefonuna uzandı. Şu anda, koreografi üzerinde birlikte çalışmak için dans uygulama odasında buluşmaları gerektiği için Dongha'nın gelmesini bekliyordu. Ancak, turuncu saçlı çocuk biraz daha erken gelmişti ve şimdi daha uzun olanın gelmesini bekliyordu.
Garip bir nedenden dolayı biraz gergin hissetti. Açıkçası, bunun neden bir flört olmadığını gerçekten bilmiyordu. Sadece birlikte pratik yapmak ve birbirlerini biraz daha tanımak istediler. Bundan daha fazlası yoktu.
Küçük erkek telefonuna baktı ve en yakın arkadaşından bir mesaj aldığını fark etti.
Tae: Hey, takılmak ister misin?
Jimin: Dongha ile pratik yapacağım, unuttun mu? Ama daha sonra istersen takılabiliriz :)
Tae: Ooooh, doğru, unuttum. O zaman iyi eğlenceler;) Seni daha sonra alırım ve biraz akşam yemeği yeriz.
Jimin: Harika görünüyor. Sonra görüşürüz :)
Tae: Görüşürüz:) Yapmayacağım hiçbir şeyi yapma;)
Jimin kaşlarını çattı. Bu ne anlama geliyordu? Açıkçası, Dongha ile konuşmak ve pratik yapmaktan başka bir şey yapmayacaktı.
Dongha lafın üstüne, biraz nefes nefese ve sağ elinde plastik bir torba taşıyarak uygulama odasına girdi. Yiyecek kokusu anında Jimin'in duyularına çarptı, ağzını sulandırdı. Bu sabahtan beri yemek yememişti.
Dongha siyah bir gömlek ve siyah eşofman giyiyordu, yakışıklı yüzünü vurgulayan bir bere başının üzerine çekilmişti. Önünde yere oturup aralarına plastik poşeti düşürürken Jimin'e gülümsedi. "Hey, üzgünüm, umarım çok uzun süre beklemek zorunda kalmamışsındır."
"Hayır, hiç de değil" diye güvence verdi ve gerçekten gülümsedi Jimin, gözlerini daha uzun olana kilitleyerek.
"Bize biraz yiyecek getirdim. Başlamadan önce yiyebiliriz diye düşündüm. Tabii, hiç aç olmadığın ve hemen başlamak istemediğin sürece." Kahverengi saçlı çocuk, iki yemek kutusu çıkarıp birini Jimin'e uzatırken konuştu, "Senin için."
"Yapmak zorunda değildin, ben-"
"Al şunu" Dongha, Jimin yemek kutusunu alırken inkar etmesi için yer bırakmadan bir gülümsemeyle ısrar etti.
"Teşekkür ederim" Küçük çocuk fısıldadı, biraz kızardı.
Dongha bir an daha ona baktı, yüzünde başka bir gülümseme belirdiğinde gözlerinde bir şey parladı.
Kutularını açtılar ve yemek çubuklarını neredeyse aynı anda kavradılar ve hemen yemeye başladılar. Jimin'in gözleri, lezzetli eti çiğnerken kapandı. "İyi mi?"
