✩.・*:。≻───── ⋆♡⋆ ─────.•*:。✩
"Burası ... korkunç görünüyor." dedi Jimin, kollarını narin ellerinin üzerine çekerken sertçe yutkundu.
Terk edilmiş bir alan gibi görünüyordu - ya da en azından fazla para ödenip de uğraşılmış bir alan gibi değildi - binaların hepsi pis görünüyordu, küçük esnaf dükkanları zaten kapalıydı - bir tanesi hariç.
Kumarhaneye benziyordu. Ancak oldukça küçüktü. Jungkook anahtarını kontaktan çıkardı.
"Bu yasadışı mı, Jungkook-ah? Demek istediğim, ne yapıyoruz biz?"
Daha uzun boylu çocuk gözleri arasında ileri geri baktı, "Kesinlikle yasal değil."
"Aman Tanrım." Jimin nefes aldı, kalp atışları hızlandı.
"Pekala, biz hiçbir şey yapmıyoruz. Bunu ben yapıyorum. Ve adil olmam gerekirse, birine bir parça kağıt karşılığında para verdiğim için hapse girebileceğimi düşünmüyorum. Ancak, kendisi bilgiyi almak için ne yapıyor - bilmiyorum. Ve dürüst olmak gerekirse, bilmek bile istemiyorum."
Turuncu saçlı olan yine yutkundu, avuç içleri terlemeye başladı. "Sorun değil, bunu yapabiliriz. Sadece içeri gireceğiz ve- "
Jungkook, emniyet kemerini açarken başını sallayarak kaşlarını çattı, Jimin'e bakarken gözlerindeki bakış sertleşti. "Hayır, Jimin-ah, beni doğru duymadın heralde. Hiçbir yere gitmiyorsun. Ben oraya bilgi almak için gidiyorum. O binanın yakınına gelmeyeceksin, anlaşıldı mı? Burada kalacaksın. Yirmi dakika içinde çıkamazsam, gitmemiz daha iyi olur." diye emretti Jungkook arabadan inmek üzereyken.
"Bir dakika ne? O halde neden seninle gelmemi istedin? Ve, 'yirmi dakika içinde çıkamazsam' ile ne demek istedin?" Jimin, kolunu tutup geri çekerek onu durdurdu.
"Jimin-ah, bu adamlar acımasız. Korkunç şeyler yapıyorlar ve yanlarında silah olmama ihtimali yok."
Jimin'in gözleri fal taşı gibi açılmışken, "S-silah mı?" diye tekrarladı.
"Evet, oraya girmene izin vermeyeceğimi aklına soksan iyi olur." Bununla birlikte Jungkook arabadan indi.
Jimin şok içinde ağzını açtı, o da kapısını açtı ve arabadan çıktı, Jungkook'un peşinden koşmadan önce yüksek bir ses çıkararak kapattı.
"Silahları mı var? Ne için?" Jimin arkasından bağırdı.
Siyah saçlı çocuk döndü, Jimin'e kocaman gözlerle yaklaştı ve elini Jimin'in ağzına bastırdı, "Bu kadar gürültü çıkarma Jimin-ah. Bu yaptığın sadece bizi fark etmelerini ve şüphelenmelerini sağlar. Bunun benim için normal olduğunu farz etmeliyim, tamam mı? Sanırım kendilerini korumak ve savunmak için silahları var. Ama sırf bunun eğlenceli olduğunu düşündükleri için ya da en kötü ihtimalle boşu boşuna kullanmayı seviyorlarsa hiç şaşırmazdım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
illuminate : jikook (çeviri)
Fanfikce"Eğer bunu değiştirmek istiyorsan, bana haber ver, sana yardım edeyim." dedi siyah saçlı çocuk, aniden tezgaha yaslandı. "Ne demek istiyorsun?" Jimin sözleri karşısında şaşkına dönerek nefes verdi. "Seks, Jimin, sana öğretebilirim." Tamamen platonik...