✩.・*:。≻───── ⋆♡⋆ ─────.•*:。✩
"Ufaklık."
Jimin gözlerini daha da sımsıkı yumdu, vücudundaki yorgunluk hâlâ öylece duruyordu, kasları ağrırken inlemesine neden oldu.
"Ufaklık" Yumuşak ama derinden gelen ses tekrar seslendi, nazik bir el Jimin'in saçlarını yüzünden çekti, başparmağı elmacık kemiğini şefkatle ovuşturdu.
Jimin'in gözleri yavaşça açıldı, bakışlarının önünde bir figür belirirken görüşü hala bulanıktı. İstemsizce Jimin'in gözleri tekrar kapandı, oğlan etrafına uyum sağlayana kadar birkaç kez gözlerini kırptı.
"Hey, meleğim" diye fısıldadı Jungkook, gözlerinde hafif bir endişe vardı.
Ancak o zaman Jimin, Jungkook'un onu kucağına aldığını fark etti, pembe saçlı olan daha uzun boylu çocuğa sarılı haldeydi, istemsizce Jungkook'a yapışmıştı. Güçlü kucağında gevşese dahi onu sıkı sıkı tutmaya devam etmişti. Gerçi Jungkook gücünü defalarca kanıtlamıştı, Jimin'i daha önce birkaç kez yaptığı gibi kolaylıkla taşıyordu, önceki sekslerinde Jimin'i kolaylıkla duvara doğru dayaması bunun bir nevi kanıtıydı.
Neredeyse kaçınılmaz olarak bu noktada, Jungkook'un onu duvara yasladığını hatırlayınca Jimin'in sırtından bir ürperti geçti - Bir dakika, Jimin gerçekten iyi miydi? Jungkook onu zaten tezgaha yaslayıp mahvetmişti, neden şimdi Jimin daha fazla seks düşünüyordu? Zavallı çocuk gerçekten bu kadar azgın mıydı?
"Jimin-ah, hey, konuşsana benimle meleğim." Jungkook düşüncelerini böldü, tezgaha geri döndü ve Jimin'i soğuk yüzeye bıraktı. Diğeri, ağrıyan kalçası tezgahla temas ettiğinde sızlandı, Jungkook hızla özür diledi ve onu tekrar kucağına aldı, "Kahretsin, üzgünüm."
"S-Sorun değil" Jimin sonunda konuştu, sesi ona biraz yabancı geliyordu, çok kısık, çok tizdi ama yine de her zamanki gibi nazikti.
Başını sallayan Jungkook oğlanı tezgaha oturttu, bacaklarını açtı ve aralarına girdi.
"Bana nasıl olduğunu söyler misin Jimin-ah? Sadece bana ileri gidip gitmediğimi söyle bebeğim." Siyah saçlı erkek bilmek istedi, ciddiyeti ile her zaman gözlerinde duran o yumuşaklık karışmış haldeydi, gözleri patlayarak bakıyordu Jimin'e. Dikkatle bakıyor, dürüst olmasını bekliyordu. Potansiyel olarak onu incitip incitmediğini bilmek istiyordu.
Jimin kaşlarını çattı, başını iki yana sallarken tekrar gözlerini kırptı, "Hayır, ileri gitmedin, söz veriyorum." Sonra cevapladı, bir şekilde hala o tatlı zevkin içinde gibiydi, aklı hafif bulanıktı.
"İkimiz için banyoyu hazırlayacağım ufaklık, tamam mı?"
Jimin kendini başını sallarken buldu, tam da o anda Jungkook tasmasını açmak için ellerini boynuna götürdü. Bu hareketi Jimin'in irkilmesine neden oldu, oğlan genç erkeğe gözlerinde korkuya benzer bir şeyle bakarken geri çekildi, "N-Ne yapıyorsun sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
illuminate : jikook (çeviri)
Fanfiction"Eğer bunu değiştirmek istiyorsan, bana haber ver, sana yardım edeyim." dedi siyah saçlı çocuk, aniden tezgaha yaslandı. "Ne demek istiyorsun?" Jimin sözleri karşısında şaşkına dönerek nefes verdi. "Seks, Jimin, sana öğretebilirim." Tamamen platonik...