"Eğer bunu değiştirmek istiyorsan, bana haber ver, sana yardım edeyim." dedi siyah saçlı çocuk, aniden tezgaha yaslandı.
"Ne demek istiyorsun?" Jimin sözleri karşısında şaşkına dönerek nefes verdi.
"Seks, Jimin, sana öğretebilirim."
Tamamen platonik...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✩.・*:。≻───── ⋆♡⋆ ─────.•*:。✩
Jimin'in beyni bu kelimeleri anlayabilecek kapasitede değildi. Jungkook'un bunu ona itiraf etmesine imkan yoktu.
Aşk.
Jungkook Jimin'e aşık mıydı?
Bu çok büyük bir kelimeydi, çok fazla anlam içeriyordu. Tabii ki Jimin, Jungkook'un kalbinin sahibi olduğunu her zaman biliyordu ama bu duyguya aşk diyebileceğini bilmiyordu.
Aşkın ne olduğunu ve bu duyguyu hiç yaşamamışken nasıl hissettirdiğini nasıl bilebilirdi?
Ancak, Jungkook biliyor gibiydi - daha önce hiç hissetmemiş olmasına rağmen biliyor gibiydi, gerçekten var olduğuna asla inanmamasına rağmen.
Jimin'e kadar inanmamıştı.
Pembe saçlı çocuğun kalbi çırpındı, Jungkook'un güzel kahverengi kürelerine bakarken gözleri hala şoktan fal taşı gibi açılmıştı, içlerinde duygu parlıyordu.
Sonunda Jimin gözlerindeki duygunun ne olduğunu anladı.
Aşktı.
Jimin'e bakan Jungkook'un gözlerinde sevgi, şefkat ve düşkünlük parıldıyordu, gözleri çok güzel parlıyordu.
"Sen- bana aşık mısın?" Jimin mırıldandı, sesi sakın çıkmıştı ve emin değildi.
"Evet, meleğim. Daha önce hiç böyle hissetmediğimi biliyorum ama aynı zamanda sana tamamen, gerçekten, derinden aşığım ve bu dünyadaki her şeyden çok benim olmanı istiyorum. Aynı şekilde senin olmak istiyorum."
Jimin'i en hafif tabirle anlatacaksak, o konuşamıyordu.
Jungkook daha önce ona ondan çok hoşlandığını itiraf etmiş olsa da, Jimin duygularının kendisine karşı bu kadar derin olduğunu hiç düşünmemişti.
Bu gerçekten bir rüya falan olmalıydı.
Jimin'in de şimdi söylemesi mi gerekiyordu?
Ancak bir şekilde beyni hala bu durumu tam olarak kavrayamamıştı, Dongha'nın az önce ona karşı kalan duygularını açığa vurmasıyla, az önce sergiledikleri performansa kendini kaptırmıştı, kafası karışıktı ve Jimin hissettiğinin aşk olup olmadığından emin değildi. Bu derin sevgi, çekicilik ve aidiyet kesinlikle Jimin'in daha önce hiç kimseye karşı hissetmediği bir şeydi ama bunun aşk olup olmadığından emin değildi.