BÖLÜM 1

90 3 0
                                    

Üç ay sonra, on dokuz kasım

Zamanın durduğunu nasıl anlarsınız? Anlayamazsınız, her gün yeni bir güne başlıyor, yeni bir hayat yaşıyorum. Her sabah uyandığımda takvim on dokuz kasım iki bin yirmiyi gösteriyor. Aylar öncesinde takvimin herhangi bir köşesinde, zamanın içinde sıkıştım. Aylardır bir boşluktayım. Şu an ve gelecek arasında savaşıp duruyorum. Bazı günler bahçemdeki çardağa oturup akşam olana kadar kitap okuyorum. Tam bu zamanlar dileğimi doğru dilediğimi fark ediyorum. Bugün yirmi yaşıma giriyorum. Tarih hiç değişmedi, vücut olarak büyümedim ama ruhen olgunlaştım. Dileğimi diledikten sonra mahallemizde hiç kimse kalmamıştı, efsanelere göre aynı dileği dileyen herkes bir mahallede toplanırdı. Bu durumda koskocaman evrende bu dileği benden başka kimse dilememişti. Terkedilmiş bir mahallede tek başıma yaşamaya çalışıyor, yalnız başıma mücadele ediyordum. Bu evrende geçirdiğim süre boyunca dilek dileyen herkesin yalnızlığa mahkum edildiğini düşünmüştüm, her ne kadar etrafımı kalabalıklaştırmaya çalışsam da evren buna izin vermiyor bana engel oluyordu. Bu sabah da her zaman olduğu gibi bahçemin köşesine çiçek dikmek için erkenden uyanmıştım. Zaman ektiğim tohumları büyütmeye yetmiyor, gün hemen sonlanıyordu. Ben de büyümüş olan çiçekleri seçiyor, onları ekiyordum. Bugünün çiçeği kasımpatıydı. Kasım ayı aralığa hazırlıktır. Çoğu zaman soğuk ve rüzgârlı olur. Ama bu beni durdurmuyor, her gün denizin yanına gidiyorum. Kaçmak istediğim sığınak hep orası. Bu sahte dünyaya karışmış gerçek beni orada denizde bekliyor. Her gün yıkık dökük barakaların yanından geçiyor, şemsiyesi kırılmış bir kadına rastlıyorum. Onları her gördüğümde farklı bir duygu bedenimi etkisi altına alıyor. Uzun yolları aştım bu sırada güneş saklanarak bulutların arasına gizlendi. Ben bataktaki en sevdiğim yer olan uçuruma geldim. Denizden metrelerce yüksekteyim, hava kapalı, gökyüzü bana her zaman olduğundan daha yakın fakat tüm bunlara rağmen adımlarımı artık çekinerek atıyorum. Beni huzura kavuşturan her şey geri planda kalıyor.

"Merhaba Can," diyorum, saniyelerin sonunda.

Denizi izleyen bakışları bana dönüyor, bakışları zamanın sildiği o eski sevgi dolu bakışlar değil, yerini öfkeye ve meraka bırakıyor.

"Nasıl oluyor da hiçbir şey olmamış gibi bana selam verebiliyorsun?"

"Her şeyi açıklayacağım."

Tepkisine hazırlıklı olsam bile kalbimin kırılmadığını inkâr edemem. Olduğum yerde çaresizce kıvranıyor, ona olan biteni anlatmak için zaman kolluyorum.

"Eğer okuduklarım doğruysa, sırf aklımı kaçırmam için bir oyun oynanmadıysa bu yaşadıklarımız bir işkence."

Olduğum yerde parçalara ayrıldığımı hissediyorum... Kalbim sanki o an büyük bir kuvvetle eziliyor, bu anı defalarca yaşasam bile alışamıyorum.

"Özür dilerim. Bunu yapmaktan vazgeçmemizi söylemiştim ama sen beni dinlemedin. Beni yalnız bırakmayacağını bunun senin içinde bir intihar olduğunu söyleyip durdun."

İlk önce bir tepki vermedi, ardından her sinirlendiğinde yaptığı gibi ellerini saçlarına sokarak birkaç tur adımladı.

"Nasıl, neden böyle bir şey yaptık? Sen neden vazgeçilmeyecek kadar değerlisin?"

Rüzgâr hareket etmemi istemiyormuşçasına yüzüme çarpıyor, adım atmamam için yalvarıyordu. Çünkü Can'ın yüzü darmadağındı bakışları her zaman ki gibi uzak, adımları çekimserdi.

"Bu sabah kalktığımda her zaman bir şeyler karaladığım defterimin arasında, yığınla mektup buldum. Bunu garip karşıladım çünkü onları yazdığımı ya da oraya koyduğumu hatırlamıyorum. İlk mektubu açtığımda bir kadının adı dikkatimi çekti, neredeyse her cümleye yazılmıştı. Her mektup benim ona olan aşkımı, bağlılığımı anlatıyordu. Her bir mektupta farklı bir anımız betimleniyordu. Tüm bunları okuduğumda bir komedinin içinde olduğumu zannettim, tüm olanlar ise bir masaldı, başkası tarafından yazılmıştı. Çünkü ben bu yazılanların hiçbirini yaşamamıştım. Dahası o mektupları kimin koyduğunu bilmiyorum fakat her mektubun ortak bir noktası vardı. Her birinin sonunda bu uçurumun koordinatları vardı, buraya gelmem isteniyordu. Ben de her şeyi açığa kavuşturmak için buraya geldim."

DİLEK ÇEMBERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin