- Bölüm 4 -

39 8 2
                                    

- Yeni Hayata İlk Adım -

- Asel Asel uyan hadi!
Yavaş yavaş gözümü açtım. Açtığımda Tolga ile göz göze geldim. Bana doğru eğilmiş beni nazikçe uyandırmaya çalışıyordu. Gözlerinde kısa bir süre takılı kaldım. Daha sonra biraz doğruldum. Çok yorgun düşmüştüm ama durumu kabullenmiştim. 1 hafta olmuştu. Bana söylediklerine rağmen yine de anneme ulaşmaya çalışmıştım ama açmıyordu. Artık kabullenmiştim. Bundan sonrasını düşünmem gerekiyordu. Ne yapacaktım? Hiç param yoktu. Kalıcak bir yerim bile yoktu. Sadece 1 valizim vardı. Onu da o gün bırakmışlar zaten. Acaba o gün kaza geçirmesem nolucaktı? Yine beni evden atacaklar mıydı? Yine gözlerim dolmuştu ama artık ağlayamıyordum. O kadar ağlamıştım ki gözümden artık tek bir damla gözyaşı bile düşmüyordu. Kafamı çevirdigimde Tolga yoktu. Ona bir teşekkür borcum vardı. Günlerdir ne kadar bana bir kelime etmese bile hep yanımdaydı. Benle o ilgileniyordu. Büyük ihtimalle bunu da Mehmet Bey söylediği için yapıyordu. Çok içine kapanık bir çocuktu ama nedense ona karşı çok farklı bir yakınlık hissediyordum. Daha sonra ayağa kalktım. Üzerimi değiştirdim. Artık burdan gitmeliydim. İyilesmistim. Kapıdan çıkıyordum ki Mehmet Bey' le karşılaştım. (mehmet bey ne ya ama ne diyecegimi bilemedim sbxnendbdnemndxn. )

Beni görünce şaşırdı.
-Nereye gidiyorsun?
- Ben, bilmiyorum. Ama artık burda kalamam. Zaten beni ücretsiz tedavi ettiniz. Sahi ya beni siz mi gördünüz kaza sonrasında?
- Evet. Ordan geçiyordum. Kazayı gördüm. Sürücü seni orda bırakıp gitti. Bende ilk yardımı orda yaptım. Birileri ambulansı aradı. Ama ambulans gelene kadar vakit yoktu. Bende seni kendi kliniğime getirdim. Neyse kalıcak bir yerin var mı?
- Şeyy.. aslında hayır. Nereye gideceğimi bende bilmiyorum ama başımın çaresine bakabilirim. O sırada Tolga yı gördüm. Ben böyle deyince kaşlarını çattı. Tam o sırada
Mehmet
- Asel bizde kalıyorsun o zaman itiraz yok. Senin gibi bir genç kızı sokakta bırakamam. Zaten Tolga' yla ikimiz tek yaşıyoruz. Bende çoğunlukla burda oluyorum. O seninle ilgilenir. Tolga onu eve götür.
- Ama siz zaten yeterince şey yaptınız. Ben bun..
- Hayır itiraz yok kış günü sokakta mı kalacaksın.
Başka seçeneğim yoktu. Kabul ettim.

Tolga gelip valizimi aldı.
- Ben taşıyabilirim dedim
- Hayır, gerek yok.
- peki, sen bilirsin dedim ama bu hiç hoşuma gitmemişti. Ben çocuk değildim.
Dışarı çıktık. Çok fena rüzgar ve yağmur vardı. Onu takip ettim. Araba uzaktaydı. Bindiğimde çoktan sırılsıklam olmuştum. Offf ıslak bir şekilde gezmekten nefret ediyordum.
- Senin yüzünden koltuğum ıslandı dedi.
- Ay çok özür dilerim, yağmuru da ben yağdırdım değil mi?
- Neyse, umarım bizde çok kalmazsın. Sevgilim rahatsız olsun istemiyorum. Dedi,
ne diyeceğimi bilemedim. Sevgilisi olmasına mı şaşırmalıydım yoksa istenmeme mi üzülmeliydim. Tek bir kelime bile etmedim. Dışarıyı seyretmeye başladım.
O kadının söylediği laflardan sonra hiç bir cümle canımı yakamazdı. Ama içten içe de sevgilisi olması beni rahatsız etmişti. Aman neyse banane ya!

Yarım saat sonra çok göz alıcı bir evin önünde durduk. Ev çok güzeldi. Arabadan indim. Yine valizimi almaya kalkıştı. Ama bir daha asla yardım almam ondan, madem istemiyor beni.
- Ben alırım bırak!
- Taşıyamazsın.
- Hayır, taşırım bırak.
- Beni duymadın mı? Ağır diyorum!
- Ya versene şunu ya dedim ve koluna yapıştım. Bırakmıyordu. Sonra bir anda bıraktı ve ben kendimi yerde buldum. Zaten ıslaktım ve üşüyordum birde her yerim çamur olmuştu! Allah ' ı'm sinir krizi geçirecektim. Bir anda kahkaha atmaya başladı. ilk defa onu gülerken görmüştüm, AMA BANA!
- YA SEN SALAK MISIN NAPTIN! diye bağırdım. Yerden kalkmaya çalışırken ayağım kaydı tekrar yere yapıştım. Bunu görünce daha çok gülmeye başladı. Sonra bana elini uzattı. İşte bunu yapmayacaktı. Elini tuttum yavaşça kalkarken onu da yere çektim. O da düşmüştü. Işte bu sefer ben kahkahayı basmıştım. Âdeta gözlerinden ateş çıkıyordu. Onu sinirli halde görünce daha çok gülmeye başladım. Ve gülüşüm yarım kalmıştı. Çünkü suratıma çamur sürmüştü.
- Nnaaptıınn seenn !
- Noldu ? Az önce gülüyordun neden sustun?
Tam ayağa kalkıyorduki ayağından çekip yere düşürdüm. Kafası bacağıma gelmişti. O bana sinirli sinirli bakarken suratına avucumun dolusu çamuru sürdüm ve kahkaha attım ve bu hamlemden sonra savaş başladı. Ikimizde çok fena durumdaydık. Ve artık sinirden gülmeye başlamıştık. Sonra yağmur başladı tekrardan. Ayağa kalktık. Seni bu hâlde eve almam dedi. E sende aynı durumdasın dedim. Ama ev sahibi benim dedi. Sonra beni kolumdan tutup bahçeye götürdü. Ben gözümün önünü görmeye çalışırken bir anda buz gibi suyla yıkadı beni. Donup kalmıştım. Hava 2 dereceydi benim üstünde sadece kazak ve pantolon vardı. Onu durdurmaya çalıştım. Ama nafile çok fena intikam almıştı. Sonra suyu kapattı. Ve valizimi alıp içeri geçti. Yüzünde zafer gülümsemesi vardı. Şimdilik susuyordum ama intikamım çok fena olucaktı. Daha sonra bana odamı gösterip gitti. Bende anında duşa girip ardından kendimi yatağa atmamla uykuya dalmıştım.

Aster Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin