- Bölüm 3 -

44 9 5
                                    

- İlk Darbe -

Gözümü açtığımda beyaz bir odada yatıyordum. Beyaz tavanı gördüm. Işıklar çok rahatsız ediyordu. Kafamı çevirdigimde kolumda serum vardı. Bir dakika nerdeyim ben ! Neden burdayım? Ahh başım çok ağrıyor. Arabayı hatırladım. Hastanede olmalıydım. Ama ailem nerde? Ve burası aslında bir hastane odasından daha farklıydı. Kalkmaya çalıştım ve doğrulmaya çalıştığım anda kaburgalarıma derin bir acı saplandı içten bir acıyla bağırdım. O anda odaya biri daldı. (ewt bildiğiniz pat diye kapıyı açtı kapıda bekliyordu heralde)

TOLGA



Bu çocuk kim, nerdeyim ben?
-Acı içinde kimsin sen diye bağırdım
- Sen. Uyandın demek. 10 gündür uyuyorsun .
- Ne! Sen kimsin? Nerdeyim ben? cevap versene be!
- Sakin ol. Böyle bağırman sana zarar verir ama pek de umrumda değil. Ben Tolga sen de Asel' sin degil mi?
- Evet ama sen adımı nerden bi...
Cevap bile vermeme izin vermeden ağzımı kapattı.
- Sus. Sana zarar vermeyeceğim. Ama bilmen gereken şey bir daha asla eski hayatına dönemeyeceksin. Şimdi birine haber vermem gerek. Sus ve bekle.

Bu ne saçma şeydi böyle bi kaza geçiriyorum. Gözümü bilmediğim bir yerde açıyorum ve bana sus mu diyor! Nasıl susabilirim. Ayrıca eski hayatına dönemeyeceksin ne demek ya!

Kendi kendime düşünürken odaya orta yaşlarda biraz tombik sarı saçlı bir kadın girdi. Yemek getirmişti. Bu da ne demek! Noluyor burda ya! Kadın yemeği bana yaklaştığında tepsiyi alıp kapıya fırlattım kadın şaşırmıştı. Anlaşılan böyle bir tepki beklemiyordu.
Tavana kadar her yer batmıştı. Kalkmaya çalıştım. Ne kadar acırsa acısın burdan çıkacaktım. Kadın beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama nafile elimden geldiğince bağırdım.
-Yardım EDIIİNN. Kimsiniz siz! BIRAK BENI!
Ama nafile kadın beni bırakmıyordu.
Sonra odaya bir adam girdi. 45 yaşlarında uzun boylu, kel, esmer bir adamdı. Kadına bırakmasını söyledi. Kadın beni bırakıp odadan çıktı. Adamın arkasından Tolga denen çocuk girdi odaya, ama bu sefer bana farklı bakıyordu . Üzgün ve pişman bir bakıştı ve hiç hoşuma gitmemişti. Ve bana ağzıyla sus işareti yaptı. Sonra adamla göz göze geldim. Adam gelip yanıma oturdu ve gülümsedi çok tedirgin olmuştum ama nedense konuşamıyordum bu adam bana gülümsüyordu ama ben yine de bu adamdan korkuyordum.

- ki.. Kimsiniz siz, Benden ne istiyorsunuz?
- Sakin ol Asel ben Mehmet. Doktorum ve bu muayene bana ait. Bir kaza geçirdin ve iyileştikten sonra taburcu olacaksın. 10 gündür yoğun bakımdaydın.
Hayati riskin vardı. Aslında hayatta kalman bir mucize bile denebilir çünkü kaburgan kırılıp kalbine batmıştı. Çok zor bir ameliyat geçirdin. Ama bir kaç gün sonra çok hızlı bir şekilde iyileşmeye başladın. Normal bir insanın hayatta kalması bile imkansizken sen hızlı iyilesiyordun. Adamın gözleri bir anda karşı duvara dikildi ve bir kaç dakika bir şeyler düşündü. Daha sonra yine o ürküten gülümsemeyle bana baktı. Yaşın çok genç ve vücudun çok dirençli olduğu için böyle olabilir dedi. Bu olanları anlamıyordum . Anlam veremiyordum. Cevaplardan tatmin olmamıştım ama nedense içimden bir ses Tolga ' ya güven ve sus diyordu.
- pe.. peki ailem nerde?neden onlar yok burda? beni merak etmiyorlar mi? yoksa haberleri yok mu? onları görmek istiyorum!
- Asel seni ailen merak etmiyor. Buraya geldiler. Seni görüp gittiler. Ve bana iyileştikten sonra senin bir daha eve dönmemeni söylediler.
-Bune saçmalık! Buna inanmamı nasıl beklersiniz! Hemen onları arayın! Onlarla konuşmak istiyorum. Peki, inanamayacağını tahmin ettiğim için onlardan ses kaydı istedim. Al dinle.
Telefonu aldım. Annem konuşuyordu.

Asel sen bugünden itibaren 18
yaşındasın ve artık sana bunu söylemenin vakti geldi.
Biz senin gerçek ailen değiliz ve artık reşit olduğun için sana bakmak zorunda değiliz. Yolun açık olsun...

Bu.. Bu ne demekti? Nasıl olur? Boğazıma adeta bir şey oturmuştu. Yutkunamadım. Nefes alamadım. Gözyaşlarım bir anda akıverdi. Durduramıyordum. A.. ama bu nasıl.. nasıl. Böyle bir şey varsa bile bunu bana hastane odasında ses kaydı bırakarak mı söylemişlerdi. Ya ben ölümden döndüm hiç mi umurlarında olmadı. Dünyam başıma yıkılmıştı. Ama beni onlar büyüttü. Yıllarca yanlarındaydım hiç mi sevmemişler beni.
Ben gözyaşlarına boğulurken Mehmet odadan çıktı. Tolga ise sadece bana baktı. Sakinlesmemi bekledi. Sonra yanıma gelip peçete verdi. Ve kolumdan tutup beni kaldırdı. Hiç itiraz etmedim. Resmen benim için dünya durmuştu. Sonra lavaboya geldiğimizi gördüm. Suyu açtı ve yüzümü yıkadı. Yüzünden hiç bir şey okunmuyordu. Sadece bana bakıyordu. Ağlamaya devam ettim. Ayakta duracak gücüm yoktu. Bir anda kendimi boşlukta bulurken. Bir el beni belimden tuttu. Ama bu kadarını hatırlıyordum daha sonrası karanlık...






Aster Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin