9

79 38 3
                                    

İyi okumalar...

Yazardan

Genç kız kanayan kolunu yıkayıp zorlukla sardı. Kalan eşyalarını uyanınca toplarım diyip günün yorgunluğu ile kendini yatağa attı. Gece kaçta gideceğini bilmiyordu ana gene de kendini derin bir uykuya hapis etti. 

Gecenin ilerleyen saatlerinde Serap hanım mutfakta ki dağınıklığı gördü. Elini şaşkınlıkla ağzına götürdü. Bir süre ne olduğumu anlamadı ama sonra kızının attığı çığlığı hatırladı. Ahsene iyi misin diye sorduğun da mutfaktan gelen takırtıları duyduğu için çok umursamamıştı. Korkuyla eşine seslendi. "Salim, gel çabuk." 

Eşinin korkulu sesini duyan Salim bey hemen mutfağa gitti. Yerde ki kan damlalarını ve kırılan bardağı görünce şaşırdı. "Ne oldu burada?" 

Üzüntüyle konuştu. "Ahsen yaralandı sanırım. Ben gidip bakacağım, sende burayı toplar mısın?" Salim bey üzerinden atamadığı şaşkınlık ile kafasını salladı. Serap hanım arkasını dönüp Ahsen'in odasına gitti. Yerde ki kan damlalarını görünce daha fazla teleşlandı. Hızla kapıyı açıp içeri girdi. Çıkardığı ses ile kızı kıpırdamayınca uyuduğunu anladı. 

Sarılı kollarını görünce gözleri doldu. Üzüntü ile çenesi titredi. Kızının kim bilir ne kadar canı yanmıştı. Yanına yaklaştı, sargıların üzeri hafif kanlanmıştı. Yaşadığı pişmalık ile içi burkuldu. Yatağın yanına oturup kızının avcunu tuttu. Pişman olmuştu, hemde çok. İçinde ki kızına karşı olan sevgisini köreldiğini sanıyordu ama öyle değildi. Canı yanıyordu Serap hanımın, kızının canı yandığın da yanında değildi. Gözünden akan yaşları silmedi, kızının saçını dokunmaktan korkarcasına okşadı. "Özür dilerim meleğim, yanında olmadığım için lütfen beni affet." 

Saçını öpüp odadan çıktı. Yüzünü yıkamak için banyoya girdiğinde kanlı camları gördü. Gözünden akan yaşları durduramıyordu. Dokunmaya kıyamadığı kızının koluna bu camlar mı batmıştı? Sesli bir şekilde ağlıyordu, Salim bey karısının ağlamasını duyunca banyoya gitti. Serap hanım yere çökmüş hıçkırarak ağlıyordu. Salim bey kanlı camları gördü. Ne olmuştu kızına, banyodan çıkıp kızının odasına girdi. Sarılı kolları görünce nefesinin kesildiğini hissetti. O camlar kızının koluna mı girmişti. O çığlık bunun için miydi? Zorlukla yutkunmaya çalışarak yatağın yanına yürüdü. Yastığın ıslanmış yerini ve sargılarda ki kanı gördü. O kırık camları kendine saplamak istedi. Yanına diz çöktü ve sessizce akıttı gözyaşlarını. 

Kızının bisiklet sürerken düştüğü anı hatırladı. 

Acıyor baba

O günkü gibi öptü kızının bileklerini. Canı çok yanıyordu, ona karşı bu kadar kör olduğu için lanet ediyordu kendine. Yatağın yanından kalkıp kapıya yürüdü. Çıkmadan sessizce fısıldadı. "Seni seviyorum." Kızarmış gözlerini silip Sibel Hanımınn yanına gitti. Kırık camları toplamış çocuklarının fotoğrafına bakıp ağlıyordu. "Bir kızımı kaybettim Salim, diğer kızım da bizim yüzümüzden eriyor gözümün önünde." 

Salim bey içini çekti. "İki saat sonra kalkacak Ahsen, otobüse geç kalmasın. "

Serap hanım fotoğraftan başını kaldırmadan konuştu. "Gitmesin, gözümün önünde kalsın."

Salim bey kararlılıkla konuştu. "O adamın ipini çekene kadar İzmir'de kalacak. Orada daha güvende olur."

Serap hanım ağlamaya devam etti. Kızına bir daha bu kadar sert davranmayacaktı. Salim beyin ise için de fırtınalar kopuyordu. Oda kendine söz verdi, kızına bir daha böyle davranmayacaktı.

Bilmiyorlardı ki Ahsen'in ne kadar acı çektiğini. İstedikleri kadar kendilerine söz versinler, Ahsen'in kalbi ölmüştü. 

Sevgiyle kalın...

KALBİ GÜZEL ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin