SÜRPRİZ

413 27 0
                                    

Arkadaşlar medya fundanın elbisesi

Funda
Bu kan, bu kan, hayır lütfen Allah'ım kan beni tutar ya hayır hayır... Deniz'e

-"Bu kan ne? diye sordum.

-"Sargını yeni çıkarttık. Fatma abla üstünü değiştirirken çarşafa gelmişti. Ben de senin kafanı yastığa koyduğumda yastıkta kan oldu. Fatma Abla değiştiriyim mi diye sormuştu ama sen uyuyorsun diye değiştirmesini istemedim." Şaşırmıştım ama mantıklıydı.Fakat benim niye haberim yoktu ?

-"Tamam, teşekkür ederim bana açıklamada bulunduğun için. Bu arada banyoyu kullanabilir miyim?"

-"Tamam."

-"Bir şey daha sorabilir miyim?"

-"Evet" dedi yakışıklı.

-"İsmin ne?" Şaşırmıştı. Sonra

-"Haa doğru senin hafıza iki tur atıp gelecekti hatırladım. Tamam tamam. Benim adım Deniz. Hani şu dünyanın 4 de 3'ü olan." Deniz ismini hatırlıyor gibiydim.Böyle şeyleri hatırlamaya çalışınca başım arıyordu. Neyse kafami daha fazla yormadan banyoya gireyim.

Banyodan çıktıktan sonra Deniz'i telefonuyla  konuşurken gördüm. Beni görünce telefonu kapattı. Hay Allah'ım ya sanki beni bekliyordu. Bana döndü.

-"Dolapta sana uygun kıyafetler var. Yarın akşam seni bir yere götüreceğim.  Fatma Abla sana yardımcı olur. Sen hazırlanmaya başla. Yarin akşam saat 19:30 da hazır ol. Gelip seni alacağım.Bugün eve gelmeyeceğim toplantılarım var ve seninde dinlenmen lazım bugün şirkette olacağım bir şey olursa Fatma abla yardimci olur." dedi ve çıktı. Oldu canım babanın uşağı varda hazırlanacak. Allah'ım sen sabır ver Ya Rabbim. Dolabı açtım. Mübarek Victoria Secret'in defilesi gibiydi. İçinden su yeşili bir elbise aldım. Elbisenin üst kısmı kalp yaka ve göğüsümden  iki karış aşağı kadardı. Alt kısmı dizimden beş parmak yukarıda tüllü bir etekti. Tam birleşim yerinin arkasından fiyonk modeli vardı. Ayakkabı olarak da su yeşili ve beyazın elbisedeki tonlarıydı ve modelindeydi. Yani beyaz bir dolgu topuktu ve önü kapalıydı. Kapalı yerinde su yeşili birer fiyonklar vardı. Üstümü giyindim. Saçlarımı arkaya doğru iki örgü yaptım ve örgüleri arkadan fiyonklu toka taktım. Saçlarımı dalgalandırdım. Makyaj olarak siyah bir eyeliner çektim ve alttan da kalem çekerek gözlerimin yeşilini daha çok ortaya çıkarttım. Yanaklarımı hafif şeftali rengi yaptım. Dudaklarıma parlatıcı sürdüm. Su yeşili ojelerim zaten vardı. Elbiseme de uymuştu. Parfüm sıkıp salona indim. Fatma Abla eserine bakıp;

-"Çok tatlı olmuşsun yavrucum. Deniz seni görünce küçük dilini yutacak." Utanmıştım. Sadece gülümsemekle yetindim. Korna sesi geldi ve  Fatma Abla'ya veda ederek arabaya bindim. Deniz ilk önce beni süzdü.

-"Çok güzel olmuşsun. Tıpkı melek gibi." Anında yanaklarıma daha fazla kan pompalandığını hissettim. Gülümseyip yola döndüm.

-"Nereye gidiyoruz?" Gülümsedi.

-"Sürpriz." Merak etmiştim. Ortalama 45 dakika sonra gelmiştik. Gözlerimi bandajla kapattı. Ellerimi tuttu. Ona hiçbir şey demedim. Beni yönlendirmesine izin verdim. Geldiğimiz yer çok güzeldi. Yani öyle tahmin ediyordum. Deniz beni biraz yürüttükten sonra bandajımı açtı ve...

                                                         

Denizin ÖtesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin