Love Me Forever (FOL Devam Kitabı)

Don't Ever Use That Word Again

SONUNDA YB!!!!! İLHAMIM GÖT OLMASAYDI DAHA ÖNCE GELİRDİ AMA BU SABAH İÇİME 1 YAZMA SEVDASI GELDİ..... ZATEN SINEĞAK PEĞAKTAN DA GÖRDÜNÜZ Bİ KISMINI OH. HADİ OKUYUN BB

Multide mütüşlük sıçan 1 Delena var....

UFAK 1 ÖZET: JASON BU BÖLÜMDE YENİ 1 KÜFÜR ÖĞRENİYOR

Not: O kadar şeyden sonra bari sınır koyim demek isterdim ama ben cani değilim sizi keltoşlar -niye keltoş dediğimi bilmiyorum can sıkıntısı yaşıyom sabahın beşinde soıgsgıl-

....................................

19. BÖLÜM

Selena

Sabah uyandığımda dün çok şey yaşamış olduğumu düşünerek uyandım. Dün Noeldi, bir mucizeyle Los Angeles'da kar yağdı, Justin kapımı kırdı, beni kaçırdı, ormanlık bir alanda kavga ettik, sonra her şeyi unutup barıştık sonra eve geldik ve iyi ki Jason burada değildi çünkü şişenin dibine vurduk ve sonrası belli, sarhoşluk ve yatağa atlama. Enteresan, 5 senedir yapmıyordum.

Galiba lanet içkinin hala biraz etkisi vardı çünkü genelde böyle fesat düşünmem. Ben turşu yerim. Turşu harikadır, mükemmeldir ve aşktır.

Turşuya olan aşkımı itiraf ettikten sonra yatağımda döndüm ve Justin'i göremedim. Aslında buna sevindim çünkü başım çatlıyordu ve kusabilirdim. Hamile olmadığımı biliyordum, çünkü hala içkinin etkisindeydim.

Yatakta doğruldum ancak bir işe yaramadı, uykuma geri dönmeye çalıştım. Ancak sonra gözlerimi yine açtım çünkü duşa girmem gerekiyordu.

Yorgana sarınıp kalktıktan sonra dolabıma ilerleyip kıyafetlerimi aldım. Banyoya girip kapıyı kapattım ve kıyafetlerimi bir kenara koyduktan sonra yorganı üzerimden atıp küvete girdim. Çikolatalı losyonumu küvete boşalttım ve şampuanımı aldım. Bu işleri yaparken çıkaracağım şarkıları düşünüyor ve mırıldanıyordum.

Çok yakında albümüm çıkacaktı, çok mutluydum. Bu sene kesinlikle benim senem olacaktı.

Saçlarıma şampuanı sürerken aklıma tek bir bozukluk geldi. Demi benimle küstü. (Lanet olası bi küslüğü var. Hadi gidelim Osman.) (Yapmasam olmazdı kızmayın .s)

Demi ile barışmam gerekiyordu. O benim kız kardeşimdi. Onunla küs olmak, sinirlerimi bozuyordu.

***

Saçlarımı son kez durulayıp küvetten çıktığımda havlu bulup sarındım. Vücudumu kuruladıktan sonra ise kıyafetlerimi giydim. Banyodan çıktığımda burnuma harika bir koku geldi.

Kokunun beni götürmesine izin verdim ve vardığım yer mutfak oldu. Yemek yapan kişiyi görünce bir süre onu izledim ve ilerleyip arkadan sarıldım.

"Hey, krepleri yakacağım!" "Ancak Şef Bieber kolay bulunmuyor." dediğimde güldü ve krebi tabağa koydu. Ardından kremşantiyle bir yüz çizdi krebe. "Söylemesi ayıp, harika bir aşçıyım." dediğinde güldüm. "Söylemesi ayıp, harika bir egoistsin. Ancak gariptir ki egonu normal buluyorum. İltifat etmek olmasın ki ben de bir sürü mankenle çıksam havalara girerdim. Ya da ağır şeyleri kolayca kaldırsam." dedim ve sarılmayı bırakıp krebe yöneldim. Bir parça ağzıma attığımda yüzümün ekşidiğini hissettim. Bir gariplik vardı. Şeker yerine başka bir şey konulmuş gibi... Sanki... Tuz!

"Aman Tanrım lafımı geri alıyorum!" diyerek ağzımdakini tükürdüm. "Neden? Çok mu mükemmel?" diyerek sırıttı. "Hayır! Justin, özür dilerim ama bu iğrenç! Kim tuzlu krep sever?! " dediğimde şaşkınlıkla bana baktı. "Ne? Ben tuz koymadım?" "Ah, seni salak. Sakın bana şeker ve tuzu karıştırıyorum deme." "Ba..zen?" dediğinde yüzüne baktım ve gülmeye başladım. "Tuzla şekerin farkını anlaman gerekiyor. Midem yandı." Aklıma bir fikir geldi ve şeytani bir şekilde gülümsedim. "Bu yüzden, bu yaptığın krebi sen yiyeceksin ve bense kendime mükemmel bir kahvaltı yapacağım. Sen bunu, ben onu." diyerek buz dolabına yöneldim. "Lanet olsun..." Diye bir mırıldanma duyduğumda gülümsedim.