☼
Mon amour, je sais que tu m'aimes aussi
Tu as besoin de moi
Tu as besoin de moi dans ta vie
Tu ne peux plus vivre sans moi
Et je mourrais sans toi
Je tuerais pour toi
☼Aiden, genç kızla dudağını ayırdıktan sonra anlını anlına yasladı. İkisi nefeslerini düzeltmeye çalışırken kulağına bir kıkırtı sesi geldi.
"Annemle babama da ayıp oldu şimdi." Aiden da onun gibi kıkırdadığında belindeki eli ile orayı okşadı.
"Biliyor musun zaten bu şirketi bana vermek istiyormuş babam. Her ne kadar kendimi affetmesem de benim yüzümden başına geçtiğim düşüncesi çıktı aklımdan. O kadar rahatladım ki sana anlatamam. Bu mektup, gerçekten çok özel ve güzel. Nasıl ulaştın ne oldu bilmiyorum ama çok teşekkür ederim. Sanki bir parçam eksikmiş de bu mektup ile tamamlanmış gibi hissediyorum."
"Bak güzelim daha önce de dediğim gibi. Sen o zaman durdurmasaydın bile bunlar yaşanacaktı. Ne yazık ki olacakların önüne geçemiyoruz. Bu mektup, anne ve babanın düşünceleri seni gerçekten rahatlamış olmalı ki gözlerinin içi parladı resmen. Eminim rahatladığına. Bundan sonrasında artık babanın sana verdiği bu şirketin adına yeni başarılar eklemek düşüyor sana." konuştuktan sonra tebessümle sevdiği kıza bakarken onun da gülümsemesi artmış, bu genç adamı daha mutlu etmişti.
"Seni çok seviyorum." genç kız en sonunda dayanamayıp söylediğinde dudaklarını da hemen yakınında bulunan yanaklara değdirdi.
"Sevgilim, senin de beni sevdiğini biliyorum. Hayatında bana ihtiyacın var. Benim de sana ihtiyacım var. Birbirimiz olmadan yaşayamayız. Ve ben sensiz ölebilirim, senin için öldürebilirim." Aiden karşısındaki kızın bu dili bildiğini bilerek fransızca birkaç cümleyi sıralamıştı, içinden geçen cümleleri..
Genç kız gülümseyerek yeniden karşısındaki adama baktı. O kadar mutlu ve sevgi dolu hissediyordu ki aynı anda yaşadığı bir sürü duygu bedenine fazla geliyordu, dolup taşacak gibiydi.
"Birbirimiz olmadan yaşayamayız." Carmen, az önce duyduğu cümlelerden birini tekrarladığında Aiden da kafasıyla onu onaylamıştı.
O gün orada Carmen içindeki tüm
Ümitsizliği,
Kırılmışlığı,
Pişmanlığı
Keşkeleri,
Acabaları gömerek yeni bir sayfa açtı kendine. Bunu düşünürken sonra vazgeçti. Başka bir sayfa açamazdı. Onun büyük bir sayfası vardı ve o sayfadaki çizikler olmazsa kendisi olmazdı. Bu yüzden bütün o çizikleri sarmaladı. Onun için yara olan çoğu şeyden bir ders çıkararak onları itelemeyi bıraktı. Siyahla boyanmış lekeleri olan kağıdına bütün renkleri kattı. Sarı mutluluk, kırmızı aşk, mavi huzur, siyah hüzün.. Hepsini kabul ettiğinde düzelebilirdi ancak ve o da bunu yaptı.
Aiden ise bir kez daha anlamıştı bu kadının onun için ne ifade ettiğini, ne kadar sevdiğini ve ne kadar değer verdiğini. Anne ve babası yüzünden hiçbir kadınla adam akıllı ilişki yaşayamazken elinde olmadan bir sürü şey yaşamıştı kollarının arasında olan kadınla.
Onlar için artık kötü olmak yoktu, hayat zorluklar çıkaracaktı elbet lakin onlar hepsinin üstesinden birlikte geleceklerdi,
bir bütün olacaklardı, söz verdiler.
☼
Bitiş konuşması yapmadan Aiden'ın söylediği cümlenin bölümün başındaki olduğunu belirtmek istiyorum, eğer okumazsanız ilk cümle olduğu için dikkatinizi çeker belki
Ve geldik, ağlamamalıyım değil mi?
Sadece şarkı dinlerken bir anda aklımda beliriveren bu hikaye hiçbir zaman değişmedi. İlk aklıma gelen şeyi yazmak istedim hep ve yaptım da.
Nasıl bir kitap oldu size nasıl hissettirdi bilmiyorum ama ben bu kitapta bir kadının ne kadar yarası olursa olsun dik bir şekilde durabileceğini ve bir erkeğin çok güzel bir şekilde sevebileceğin göstermeye çalıştım, umarım başarılı olmuşumdur.
Buraya kitabı tamamı ile değerlendirme istiyorum❤️
Ve şey medya şop mu gerçek mi bilmiyorum ama aşırı iyiler ve bana hiç şop gibi gelmediler . Bu arada hepsini bir medyada toplamaya çalıştım, ebem ağlıyordu.