☼
And you're alive again
☼"Annen ile babanın sana mektubu" genç kız duyduğu kelimelerin anlamlarını bulamazken kaşları daha da çatıldı.
"Birkaç yıl önce yazmışlar, 20. Yaşına ithaf. Başka bir şey bilmiyorum." Aiden anlamış olacak ki bir çırpıda bildiği her şeyi söyleyerek kısa bir açıklama yapmıştı. Genç kız mektubun yapışık yerini eli ile dikkatlice açınca Aiden hareketlendi.
"Gitmemi ister misin?" Genç kız başını sağa sola sallayınca bu Aiden'ın her ne kadar hoşuna gitse de şu an buna mutlu olamıyordu.
"21 Haziran 2009
Güzel kızım, Carmen'ım. Şu an karşımda baban ile o kadar mutlusun ki.. Hep böyle olman için dualarımı eksik etmeyeceğimi bilmeni isterim. Lakin mutsuz da olacaksın. Bizim yere değmesin diye kendimizi hırpaladığımız diz kapakların kanayacak, biliyorum. Boğazım düğüm düğüm. Ama bil ki bunlar olmaz ise büyüyemezsin, başına gelen olaylardan sağ çıkamazsın. İşte bu yüzden en mutsuz olduğun zaman bile ümidini kaybetme. Çünkü en dibe inmedikçe yükselemezsin.
Bu mektubu okuduğunda yanında mıyım bilmiyorum, olamayabilirim. Eğer yanındaysam kocaman sarılacağım buraya unutmamak için yazıyorum. Eğer değil isem ne olur üzülme tamam mı? Ben yine de sana sarılıyor olacağım. Her bir göz yaşında içim ne kadar acır sana anlatamam, şayet bu benim yüzümden olur ise katlanamam bil isterim.
Sen şu anda benim seni kucağıma aldığım, ağlayan sesinin verdiği mutlulukla gözümden akan yaşların olduğu yaştasın, doya doya yaşa. Belki erken anne oldum ama hiçbir zaman pişmanlık duymadım. Sen o kadar uslu bir çocuktun ki hiç zorluk çıkarmadın ne babana ne de bana.
Ve söylemeden edemeyeceğim sana her konuda güvenim sonsuz, her kararında yanında olacağım. Fiziksel bir şekilde olamazsam bile emin ol bir şekilde seni izliyor ve gurur duyuyor olacağım, buna eminim.
Eğer kendini çıkmazda hissedersen ve ben, biz yok isek 'Annem veya babam bu durumda ne derdi, ne yapardı?' diye düşün tamam mı bebeğim? Bizi biliyorsun, ne tepki vereceğimizi ne düşüneceğimizi çok iyi biliyorsun bu yüzden bu konuda da üstesinden geleceğine inancım tam.
Sev, sevil, aşık ol, sarhoş ol, dağıt hatta (baban şu an bunları yazdığım için çok kızıyor ama dinlemiyorum) hata yapmaktan sakın korkma dediğim gibi anca yaparsan öğrenebilirsin. Ama çok da hata yapma olur mu, kafana takıp çok üzülürsün çünkü sen.
En değerli varlığımsın güzelim seni çok seviyorum ve artık kalemi babana bırakıyorum başımın etini yedi 'bırak kızıma yazayım ben de, kağıtta yer kalmadı' diye.
Güzel kızım en sonunda alabildim annenden kalemi. Bırakmıyor yahu! Ah şu an o kadar duygusalım ki bir bilsen.. Her zaman en ince noktam olduğundan oluyor bütün bunlar. Yazmadan annenin yazdıklarına bir göz gezdirdim. Hepsine noktasına virgülüne kadar katıldığımı bilmeni isterim.
Dur hepsine katılmıyorum. Sarhoş olup dağıtma kendinden geçiyorsun çünkü, aşık olunca depresyona giriyorsun tüm mal varlığım çikolataların uğruna eriyip gidiyor (sana feda olsun tabii ama aptal bi' çocuk yüzünden olanlara sinirlenmiyor değilim). Sevil, zaten seviliyorsun o kadar güzelsin ki bebeğim bir gün başına bir şey gelecek diye ödüm kopuyor.
Gerçekten o kadar ağladım ve duygularımı şu kağıt parçasına yazmakta o kadar beceriksizim ki mazur gör tatlım.
Benim sana asıl demek istediğim ve bu yaşına hediye olarak vermek istediğim şey; şirketim. Bu mektubun yanında şirketin her şeyinin senin üzerinde olduğu ve artık senin başına geçebileceğini onaylayan bir belge var. Her zaman senin geçmeni çok istediğimi biliyorsun. Ama merak etme hep yanında olacağım ve bu iş hayatı yüzünden boğulup, yaşıtların gibi bir yaşamdan mahrum kalmayacaksın. Açıkçası annen gibi bizim senin yanınızda olmadığımız bir ihtimali düşünmek bile istemiyorum. Zaten her türlü yanında olacağız, buna eminim.
Her ne kadar istemesem de şimdi bunu demem gerekiyor; eğer yanındaysak zaten birlikte okuyoruz ve tüm tepkilerini bizzat izliyor olacağız şayet değil isek şirketin başına geçmeni rica ediyorum senden. Benim orada büyük bir emeğim var, üstüne bu emek bu başarı seninle taçlanır ise çok güzel olur. Sanırım ne demek istediğimi anlamışsındır, kabul etmeme şansın yok.
Annenle bir yandan gülerken bir yandan da ağlıyoruz gerçekten psikopat ettin kızım bizi.
Artık devam edemiyorum iyi bile yazdım bence. Seni çok seviyorum, seviyoruz. Üstteki yapmanı istemediğim şeyleri yaparsan bile yanındayım. Her zaman ve her koşula bunu bil tamam mı?
Annen ve baban"
Genç kız'ın yaşları okuduğu mektup ile daha da çok artarken yüzündeki buruk gülümseme de büyüyordu. Karşısında ona bakmakta olan Aiden'a gözlerini çevirdikten sonra sığınmak istercesine sarıldı. Genç adamın kolları anında onun vücudunu sarmalarken saçlarını öptü. Carmen bakışlarını anne ve babasının mezarına çevirdikten sonra ise fısıldamıştı:
"Sevdim, seviliyorum, aşığım" Aiden, neye hitaben dediğini anlamasa bile duydukları onu çok mutlu ederken genç kızın yüzünü kendine çevirip dudaklarını dudaklarına bastırdı. Carmen beklemediğinden gözleri anında açılırken sonrasında onun da gözleri kapanmıştı Aiden gibi. Bir süre sonra öpüşleri derinleşti lakin şehvetten çok duygusal bir öpüştü bu.
Son 1 :")