Ağlamak ya da gülmek nedir biliyor musun aslında her ikisi iç dökmektir. Ağlamak kendini uzlete çekmek , gülmekse hayatın saçmalıklarını kabul etmiş. İnsanların yapmacık hareketlerini görüp alay etmekti. O gün yağmur yağmış yerlerde su birikintisi meydana gelmişti. Elleri montunun cebinde olan biri karşı kaldırıma geçip yürümekteydi. Bugün olanlardan sonra kafasına bir sürü takılan nedenler olmuştu ki daha oturup düşünmeye İsabetli bir atış yapacak misali karar vermesi gerekirdi. Kaldırımda yürümeye koyuldukça kendini aklının en ulaşılamaz yeri düşüncelerine atmıştı. Yoldan bir otomobil geçip su birikintilere çarpıp ıslattığında bugün onun için hiç şanslı gün olmadığını hissetti. Eliyle üzerine temizlemeye başladığında daha fazla kirlendiğini fark edip vazgeçti. Bu genç kişi iki seçenek arasında kalmış olup sağında korno sesleri solunda ise parkta oynayan çocukların sesleri , kuş cıvıltıları her iki tarafında birer ses, korno sesleri genç kişiye huzursuzluk, gürürtü geliyorsa buradan kaçıyordu. Çocukların sesi, kuş cıvıltıları huzurun, neşenin birer simgesiydi adeta. Parka yürüyüp ilerlediğinde parkın kapısına adım atıp içeriye girdiğinde üzüntüsü bir nebzede olsa azalmıştı. Acaba bu neden böyle oluyordu. Neşe mi Huzur mu sessizliği mi? Parkta diğer yerlerinin birinde gitar eşliğinde şarkı söyleyen diğer tarafta düşünmek için tenha gibi yer. Su birikintilere basarak ilerleyip çocuklara her baktığında onların neşesini görünce bir an kendisinin mutluluğu bir saniye sürmüştü. Her yeni bir güne yeni bir yaşa adım attıklarında ne kadar çok büyüseler o kadar da neşelerini kaybediyorlardı. Çocukların oyun alanını geçip , gitar eşliğinde şarkı söyleyen kişinin yanına gittiğinde şarkıyı dinleyip kendinde bir parça bulduğunda gene boynu büküp karamsarlığa düştü. Biliyordu ki teknoloji gün geçip geliştikçe müzikleri enstrümanlardan dinleyenlerin sayısı azalıyor onların yerini MP3 çalar, telefonlara bırakıyordu. Gitar çalan kişi , parmaklarını tellere vurup farklı ritimlerle Birlikte genç kişi, gitarın dokunuşlarında çıkan farklı müziklere ayak uydurup uzaklaşırken huzurda ona gittikçe yaklaşıyordu. Yere çöküp çimenlere oturduğunda gözleri sırayla adım attığı yerleri görmekteydi. Huzur , melankolik, neşe ve ruh kaybolup gözlerinden inciler dökülmeye başladı.
********
Şehrin bir başka ucunda 4 kişilik bir arkadaş grubu cadde boyunca şen şakrak su birikintilere basarak şakalar yaparak yürümeye devam ediyorlardı. 4 arkadaş bir cafenin önüne gelip içeri geçtiklerinde masallarına oturup siparişleri verdikten sonra da Özçekimlerini çekilmiş, espriler yapılmış dördünün kanadı olsa sevinçten uçanlar olup unutup mutluluk kuşu olurdu. Kendilerini bol kahkahaya bıraktıklarında dünyanın varlığında yaşayan birer canlı olduklarını nerdeyse unutmuşlardı. Masadaki birinin telefonundan mesaj sesi gelmesiyle diğerleri ona sitem etseler de ettikleri sitem mutluluk olduğunu söyleyebiliriz. Telefonuna gelen mesaj sesiyle lavaboya ilerleyen genç kız, arkadaşlarından ayrıldığında yüz ifadesi birden değişmiş gelen mesaja baktığında şu gönderirmişti. "Annenin durumu gittikçe kötülemeye başladı ameliyata alıyoruz. Şuan durumu ölümcül tehlikede." Genç kız, gözleri kızarıp çeşmeyi açıp yüzüne su döktüğünde kendine geldiğinde tekrar arkadaşlarının yanına gidip onlarla beraber gülüyor, şakalaşıyordu.Sevgili Okurlarım, umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. Sizce şuana kadar hikaye nasıl gidiyor. Varsa eksiklerim lütfen yorumlarda belirtin sizlerin desteğiyle daha fazla hikaye yazmaya moral buluyorum kısacası hepinizi çok seviyorum canlarım benim 🥰🥰♥️♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanı Yakalamak
Short StoryHayatlarının karmaşıklığı yüzünden sorunları eksilmeyenlerin hikayesi