İşçi çocuk

114 78 3
                                    

Üstü başı yırtık bir çocuk olan Ali ,ara sokaktan yürüyüp, Caddeye çıkıp aşağıya doğru indiğinde elektrik direğinin olduğu yerde durup karşısındaki okulun penceresinden bir sınıfı gözetlediğinde yüzünde gülümseme oluştuğunda sınıfa bakıp hayallere dalıp gidiyordu. Sınıfta en önde otururken tüm derslerde başarılı bir öğrenci olmasına rağmen O hala uzaktan bakıp hayal kurabiliyordu. Arkasından bir adam gelip Ali'nin kulağını çekmesiyle beraber tüm hayali orada sonlanıyor , ve adamdan üstüne azar işitirken, canı çok yanıyordu.
Ali"Bana, lütfen yapma , sadece izliyordum." Babası Necmi, Ali'yi dinlememeye , devam edip kulağını çekip kimsenin bilmediği bir yere götürürken Ali'nin acı çığlığını duyan sokaktaki insanlar, onlara baktıktan sonra işlerine koyuluyorlardı.

Necmi, Ali'yi sanayideki kaportacı kamil ustaya getirip ona teslim edip kendi yoluna gittiğinde Ali, kamil ustanın karşısında el pençe dururken üzüntüsünü bir türlü saklayamıyordu. Kamil Usta'nın kaşları çatık bir halde gözlerini Ali'den ayırmamaya çalışırken Ali ise korkusundan başı yerdeydi. Kamil usta" eğer buraya geldiysen , çalışmaktan başka hiç bir şey yapmayacaksın." Cümlesini bitirip karşı cevabı beklemeden Ali'ye bir tokat indirdiğinde Ali , havaya uçarak yere çakıldığında ağladıkça ağlıyordu.
Ali"Merhamet, usta , merhamet." Kamil usta , yumuşama dahi göstermeden, Ali'nin karnına tekme atıyordu.
Kamil usta" Sana merhamet yok." Ali'nin yavaşça ayağa kalmasına izin veren kamil usta, Ali'ye karşı duyduğu öfkesi bitmek tükenmek bilmiyordu.
Kamil usta" haydi git, işinin başına git." Eliyle Ali'yi çalışacak yeri gösterdiğinde Ali, üzgün ve umutsuz bir şekilde çalışmasına doğru giderken, Ömer adlı bir aşçı, şehrin diğer ucunda arabasıyla yolculuk yapıyorken, arabasının kaportasından sesler duyunca arabasını kenara çekip, arabadan inip arabasında olan soruna bakmaya başlayıp hiç bir şey anlamadığından, sanayideki kaporta ustasını arayıp durumu anlattığında kaporta ustası arabayı alacaklarını söylediğinde, Ömer bir nebzede olsa rahatladı.

Vakit öğleyi çoktan geçtiğinde hava aşırı sıcak olduğundan dolayı herkes bunaldık'ça bunalıyor'ken Kamil usta öğle yemeğini yiyorken çırağı Ali ustasını ağzını yalayarak seyredip ustasına yalvarmayı düşündüğünde ona karşı cesaret bulup bir adım attı.
Ali"Usta, çok açım lütfen biraz ver." Kamil usta, ekmek arası köftesinden bir ısırık alacağı sırada Ali'ye ters ters bakıp yanında bulunan taşı alıp Ali'ye doğru fırlattığında Ali'nin dudağı kanamaya başladı. Kamil usta" Al sen bunu hak ediyon." Ali  ağlayıp dudağını tutarak ilerlediğinde kamil ustada ufacık merhamete dair bir iz yokken bile yemeğini yemeyi devam etti. Sanayide bulunan tüm çocuklar akşama kadar çalışıp durdular. Dükkan, kapanma saati geldiğinde herkes evine giderken Ali, okula doğru gidip okulun bahçesinde oturup , kendisinin, öğrenci olduğunu hayal ediyordu.
Ali" Ben çalışmak değil okumak istiyorum. Ben tornavida tutmayı değil, kalem tutmayı istiyorum. Ama kimse beni anlamıyor."

Ömer, kaportacı ustayla görüşmek için yanına gittiğinde kaportacı usta'nın yüzünden de anlaşılacağı üzere arabası bir türlü tamir edilemediği , için kaportacı usta, Ömer'i başka bir kaportacı ustaya yönlendirir.
Ali, kapıyı açıp evine girdiğinde karşısında babası Necmiyi görünce üzüntüsü 2 katına çıkıp , umudu gitgide düşüyordu. Necmi"Neredesin." Ali"Dükkan'dan geliyorum baba." Necmi, Ali'ye doğru üzerine gidip tokadını gösteriyordu. Necmi" Yalan söyleme, az önce ustanı aradım dükkanı kapatalı 2 saat olmuş, neden yalan söyledin yoksa işini sevmiyor musun?." Ali " Baba çalışmak istemiyorum, okumak istiyorum." Necmi, öfkesinden deliye dönüp Ali'ye tokat atıp yere düşürüp yanına gidip sırtına kemerle vuruyordu.
Necmi" Okumayacaksın, çalışıp para kazanacaksın." Ali , babasının korkusundan yerden hiç kalkmayıp sabaha kadar ağlama başlamıştı.

Sabah olduğunda Ali işine gittiğinde karşısında kamil ustasını görünce korkudan titremeye başlıyor, başını eğiyordu. Kamil" Neredesin, neden geç kaldın." Ali" özür dilerim usta uyana..." Ali, cümlesini tamamlayamadan, kamil usta, tokadını yapıştırıp Ali'ye parmağıyla kapıdaki müşteriyi gösteriyordu. Ali" Usta yapma." Kamil usta" Git müşteriye bak." Ali" Tamam usta ." Kamil usta, oturup ayak üstüne atarken Ali, müşterinin yanına gittiğinde müşterinin tebessümüyle karşılaşıyordu. Ali"Hoşgeldin Ağabey, Arabanın neyi var." Ömer" Hoşbulduk birşeyi yok, sen okumuyor musun evlat." Ali"Hayır." Ömer , elini Ali'nin omzuna koyup, samimi duygusunu Ali'ye hissettirmeye çalışıyordu.
Ömer" Neden okumuyorsun evlat." O sırada onları dinleyen Kamil usta, ayağa kalkıp yanlarına doğru geliyordu. Kâmil Usta" Çok fazla soru sorma." Ali , Kamil ustaya doğru yaklaşıp ona elini uzatmaya çalışırken kamil usta, medeni olmaktan uzak olduğundan dolayı bu tür durumlarda ne yapacağını bilemiyordu. Kamil Usta" Fazla soru sorma." Cümlesini bitirdiğinde Ömer'in suratına yumruğunu, indirip ömeri yere serdiğinde Ömer, yerdeyken eliyle tehditkar hareketler yapıyordu. Ömer"Bu yaptığın yanına kalmaz, bir çocuğu istemediği halde çalıştırmak sonu hapistir." Kamil usta "Fazla konuşma." Kamil Usta'nın tek yaptığı şiddetti. Sevgiden, kardeşlikten mahrum bir kişiliğe sahipti. Zaman hızla ilerleyip akşama doğru gelirken , polis sirenleri, duyduklarına kulaklarına inanamayan, kamil usta, aniden uykusundan , uyanınca karşısında maskeli özel polisler gördüğünde ağzı açık kalıp dona kaldı. Özel kuvvet" Teslim ol, eller yukarı." Kamil usta, ellerini yukarı kaldırdığında özel kuvvet polisi, bir hamlede kamil ustayı kelepçeleyip götürürken kapıdan çıkarken Ömer'i gördüğüne hiç şaşırmamıştı. Kamil usta" Bunu sana ödeteceğim"  Ömer" Başka hiç bir çocuğu zorla çalıştıramayacaksın." Ömer, Ali'nin yanına gittiğinde Ali utangaç haline bürünmüştü. Ömer"Adın, ne senin evlat." Ali" Ali, ya senin ağabey." Ömer" adım Ömer, benimle beraber yaşamak istermisin." Ali" Ya babam ne olacak." Ömer" Evlat eğer sen onunla yaşamak istemiyorsan hukuken bu senin hakkındır." Ali" Yaşamak, istemiyorum." Ömer" Beraber yaşayalım mı.?" Ali" Evet yaşayalım." Ali, Ömer'in elini öpüp başına koyunca Ömer, Ali'yi sarmaya başladı.
Ömer"Aferin evlat." Birbirlerinin omuzlarını sarıp, dükkandan çıkıyorlardı. Çocuklarımızı dinlemeyi öğrenip onlara kulak vermeliyiz. Onlar hayallerinde ne istiyorlarsa bunu onlara
Sağlamalıyız. Her çocuk farklı yeter ki içlerindeki cevheri görmek lazım.

Zamanı YakalamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin