Çayımı yudumlarken düşündüğüm tek şey ne bok yiyeceğimdi. Beynim hâlâ olayın etkisinde kalmışken belki de mantıklı düşünmüyordum. Ama o piçe de güvenmiyordum. Beni çoktan bulmasını gerekiyordu aslında çünkü Esra'yla ev arkadaşı olmadığımı bilmeyen yoktu.
Ailesini öldürmek isteyen ve bunu yapan bir insanın arkada kanıt niteliğinde birini bırakması tabii ki saçma olurdu. Belki de herkesin bana inanmayıp deli gözüyle bakacak olmasını tahmin etmiş bu yüzden rahatlamıştı.
Esra "Nil o tabağındakileri bitirmezsen zorla yediririm sana." diyerek sahte bir kızgınlıkla baktı suratıma.
Gülümseyerek bir lokma ağzıma atmışken midem bulandığı için ilk defa kaldırmış olduğum çatalı yerine bıraktım.
"Doydum ben Esra hadi gidelim artık." diyerek ayağa kalktım. Esra da üstüme gelmemek için konuyu uzatmadı.
Ayakkabılarımızı giyip evden çıktığımızda istemsizce etrafıma bakındım. Sanırım pimpirikli biri olacağım bundan sonra. Eh bu da anormal olmazdı değil mi?
Esra arabayı çalıştırırken ben de etrafıma bakınmaya devam ettim. Yeni bir kimliğim olacaktı ve buralardan defolup gidecektim. Ondan kurtulup kurtulmayacağım muamma olarak kalacaktı ama başka bir çarem yoktu.
Aklıma annemlerin suratı geldikçe kötü oluyordum ama bunu kenara atmaya da hiç niyetim yoktu. Onları hatırladıkça Oğuzhan'a olan nefretim artacak ve ben de intikam planları kuracaktım.
Tabi ölmeden bu bölümü geçersem...
Arabaya bindiğimizden beri suskun olan Esra "Hadi kimliği çıkarttık diyelim yurt dışına nasıl gideceksin, gittiğinde orda nasıl yaşayacaksın? En önemlisi onun seni bulamayacağından ne kadar eminiz?" diyerek suskunluğunu bozdu.
"Yabancı dilim var bir süre yaşamaya çalışırım. Sonra para biriktirir onun peşine düşerim annemlerin intikamını almak istiyorum Esra" dedim.
"Kızım senin hayalinde ne var allah aşkına mafyacılık oynamak o kadar kolay mı?" dediğinde haklı olduğunu biliyordum.
"Ortam bulmaya çalışırım Esra. Bekir'i arayıp bana Yunanistan'a gitmem için bir şeyler ayarlamasını isteyeceğim. Oraya gittiğimde birkaç gün kalacak yer bulur, oradan Almanya tarafına geçerim. Mafyacılıksa mafyacılık o piçi rahat bırakmak istemiyorum." Diyerek sustum.
Araba durduğunda barın önündeydik. Esra'yla sürekli geldiğimiz türlü salakça olaylarımızın olduğu bar şu an bana hiç güzel gelmiyordu. İçeri girdiğimizde Esra'nın el salladığı adamı görmemle o tarafa ilerledim.
Esra her ne kadar iyi biri olsa da tahmin edemeyeceğim kadar değişik arkadaşları vardı. Her işe lazım olacak türden.
Bir an aklıma Oğuzhan'ın peşine adam takmak gelse de onun kolaylıkla her şeyden sıyrılacak biri olmasının ve bunu duşta verdiğim intikam planımın etkili olmasıyla vazgeçtim. Hayatımı fazlasıyla yaşamıştım.Gezebileceğim her yeri gezmiş çoğu dili öğrenmiştim. Annemin çalıştığı zaman beni sürekli gönderdiği kurslar sayesinde bir çok aktivitem olmuştu. Belki de Oğuzhan'la tek kalmayayım diye yapıyordu bunu.
Oğuzhan'ı da psikolog psikolog dolaştırıyordu.İlk psikolog macerası ben 9 Oğuzhan 14 yaşındayken kapımızın önünde elinde kediyle dururken cebinden çıkarttığı makası kediye batırıp sonra elime vermesi ve bana da yapmak için baskı uygulamasıyla olmuştu.
Annem bunu görür görmez Oğuzhan'ı psikolojik destek alması için psikoloğa götürmüş ama Oğuzhan sürekli bir sorun çıkartıp seanslarını iptal ettirtmişti belki de doktorları korkutuyordu.
18 ine bastığında arkadaşlarıyla içmeye gitmiş eve döndüğünde kendinde değilken bana sarkıntılık yapmıştı. O gün vücudumdan nefret etme sebebim olmuş bir daha hiç bir erkekle yakınlık kurmak istememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DISFRUTO
Teen Fiction"Sana yardım edeceğim Sare." Dedi genç. Ona inanmak istemiştim bir an. Cidden yardımcı olabileceği gerçeği gözüme umutlu gelmişti. "Burada 2 kişi daha var." Diyen sesle kurtuluşumun yine baltalandığını anlamak zor olmadı. Ama beni asıl kurtuluşa o s...