4.

25 3 2
                                    

"İçimde gelecek sene burada olmayacağıma dair bir his var."

Saat 05.45 iken kalkmak için kendimde güç arıyordum. Hoş bu saatte kalkıp ne yapacaksam. Dün saatler süren ağlama seanslarımın sonrasında vücudumdaki alkolün izin verdiği kadar ayakta durmaya çalışmış Esra'ya verdiğim kararları anlatmıştım.

Güçlü bir kız olup son kez bugün ağlayacağım yarın kalktığımda her şeyi kenara koyup hedefime ilerleyeceğim bla bla bla.

Bir anda değişen kişiliğime ben de şaşırmıyor değildim. Ağlayarak kaçarken ona orospu çocuğu diyecek kadar kafayı yemiş, polisten yardım dilenirken intikam almaya karar verecek kadar delirmiştim.

Aklıma İstanbul'a geldiğim ilk sene geldi.
Üniversite için it gibi çalışmış istediğimi puanı elde edip Boğaziçi/ Kimya'ya kapak atmıştım.

Annemler bir ev kiralayıp beni yerleştirmişlerdi. Akılları hep bende kalacaktı bunu beni bırakırken ağlamalarından anlamak zor değildi. Ama hem Oğuzhan'la aynı evde kalmamaktan hem de hayallerime ulaşmaktan başka bir şey istemediğim için bunlara onların da benim de katlanmam gerekti.

2. Ayımda Esra ile tanışmış bir süre sonra da ev arkadaşı olmuştuk. Bir yandan okulla ilgilenirken bir yandan da deli gibi eğlenmiştik. Bir ara kısa bir ot geçmişimiz olmuş ama kendimizi durdumuştuk.

Esra kimya okumamı kokain yapıp satmamız için fırsata çevirmeye yönelik hayaller kurmuş ve buna her zaman gülmüştük.

Mezun olduğumuzda bu hayaller kuş olup uçmuş iş bulma derdine girmiş evimizi ve arkadaşlığımızı bozmadan yaşamaya devam etmiştik. İzmir'e ara ara gidip dönüyordum bu süre annemden Oğuzhan'ın evde olmadığını öğrendiğim zamanlardı. Taciz girişiminden sonra günlerce ağlamış ve susmuştum. Annemlere anlatmaya korkmuş ne yapacağımı bilememiştim.

Oğuzhan da bunu fırsat bilmiş taciz etmeye devam etmişti. İzmir'de tek arkadaşım Tuğçe'ydi. Ben de sürekli Tuğçe'lerde kalmış evden uzak kalmak için uğraşmıştım. Tercihler açıklandıktan sonra da direkt hazırlığa başlamış İzmir'den kaçarcasına gitmiştim. Neden susuyorum diye şu an pişman olsam da 24 yaşındaki aklın o zamanlar çalışmayacağını şimdi daha iyi anlıyordum.

Esra işletme mezunu olduktan sonra bir şirkette işe başlamış ceo olma hayaliyle yanıp tutuşuyordu. Ben de mezun olduktan sonra uzun bir uğraş sonucu bir araştırma grubuna girmiştim. 3 gün önce 5 günlük yıllık izine çıkmıştık ben İzmir'e gidip dönecektim Esra ise 5 günü yatarak geçirmenin planını yapmıştı.

Artık bir işimin olmayacağı aklıma geldiğinde ağlamak geldi yine içimden. Hayatımı toptan değiştirmiştim her şeyiyle.

Hayatımı düşünürken saatin 06.20 olduğunu gördüm kalkıp duşa girip para çekmeye gitmeliydim.

Duştan çıkıp üstümü giyindiğim gibi dışarı çıktım.
Saat 08.00 i geçerken kapının önünde kapüşonlumun şapkasını kafama geçirdim gözüme taktığım gözlükle tam bir at hırsızı gibi duruyordum.

Bankaya gidip paramı çektim. Bankadakiler nakit 25.000 istediğim için suratıma aval aval bakarken 'kendi paramızı da çekemeyecek miyiz?' kardeşim diye içimden geçirmiştim.
Eve dönerken kuaföre uğramış belime gelen kâküllü mavi saçlarımı çene hizamda kestirip siyaha boyatmıştım. 

Aynada kendime bakarken de neden daha önce bunu yapmadığımı düşünmüştüm. Tam bir Mathilda çakması gibiydim şu an. Yeşil lens alıp gözüme takmış kendime bile yabancı görünmüştüm.

DISFRUTOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin