~Sandığın En Dibindeki Fotoğraf~

859 88 91
                                    

"Neredeydin?"

Tom Riddle kaşlarını çatarak duruksadı. "Abraxas ve Lestrange'ın yanındaydım..?"

"Geciktin."

"Gecikmedim, Alanis. Tam zamanında geldim."

Göz deviren kıza o da uyarak göz devirdi ve kolunu omzuna sararak onu kendine doğru çekti. "Gergin görünüyorsun."

"Gerginim."

"Neden?"

Alanis'in ateş dolu bakışlarını gördüğünde dudaklarını birbirine bastırıp kafa salladı. "Peki anladım. Hogwarst'ı temsil etmek istemiyordun."

"Kimse istemiyor! Tom, benim Hogwarst'ı temsil etmemi kim istersin ki? Herkesin bundan nasıl rahatsız olduğunu görmüyor musun? Fısıldaşmalarını duymuyor musun?"

"Siktir et onları. Hem nasıl kimse istemiyor? Ben istiyorum."

Alanis'in ona gerçekten mi der gibi boş boş bakmasına kaşlarını çattı.
"Abraxas da istiyor."

Alanis ona bakarken alayla kafa salladı. "Gerçekten teselli etmeyi hiç beceremiyorsun."

Kaşlarını çatan Tom'u umursamadan devam etti. "Hepsi babam olan müdürün suçu. O ve Slughorn'dan başka profesörler bile istemiyor biliyor musun? Haklılar. Gerçekten Hogwarst'ı Grindelwald'un kızı mı temsil edecek?! Herkesin korktuğu, Alanis Grindelwald mu yani? Gerçekten saçmalık."

"Neden tersini düşünüyorsun bilmiyorum ama herkesin senden korkması güzel bir şey. Gerçekten Öğrenci başı için senden daha iyisi olamazdı Alanis. Hem Hogwarst'ı senden daha iyi bilen kimse olmadığını herkes kabul etti."

Alanis gözlerini ondan hiç ayırmadan sanki ikna olmak istiyormuş gibi bakarken sinsice sırıttı ve eliyle yanağını okşadı.

"Hem o fısıltıları takma. Herkes güzelliğinin altında hiç şansları kalmadığını bildikleri için kıskanıyorlar."

Alanis işte şimdi oldu der gibi gülümsediğinde o da güldü ve biraz eğilerek dudaklayla dudaklarını kapattı.

Opüşmeleri, önünde oldukları müdürün kapısının açılması ve Dumbledore'un yalancı öksürüğüyle kesildi. "İçeri gelin."

O Dumbledore'a doğru inatla gülümserken, Alanis gözlerini yumarak tek eliyle yüzünü kapattı.

Hemen sonra iç çekerek Dumbledore'un arkasından içeri girdi. İçeride profesörler onları bekliyordu. Ne kadar fikri sevmeselerde Alanis'e nazikçe gülümsediler bazıları. Onu seven ve kızı gibi gören profesörler vardı Slughorn ve merrythought gibi.. Daha bir bebekken Hogwarst'a gelişine ve büyüyüşüne şahit olan eski profesörler onu severlerdi.

Ve... Tom Riddle'ın zaten öğrenci başı olması herkesin beklediği şeydi.

Dumbledore rozetlerini takarken onun gözünün içine baktı. "Neden yapıyorsun bunu?"

Dumbledore rozeti taktıktan sonra kocaman gülümseyerek ona sarıldı.
"Hogwarst'ı senden iyi bilen tek bir kişi var mı ki? Söyle bu rozeti ona vereyim."

Gülümserken sarılmasına karşılık verdi. Dumbledore Tom'un da rozetini taktı ve, "Tebrikler, Riddle." dedi sade bir şekilde.

Fotoğraflar için kamera karşısına geçtiklerinde ilk fotoğrafları herkese göre mükemmeldi. İki genç yanyana öyle mükemmel bir uyumla dimdik duruyorlardı ki... ama yine de eksik olan bir şeyler vardı... Samimiyet.

Gülüşlerinin sahte olduğunu, gören herkes anlardı. Duruşları taştan yapılmış duruyordu. Fazla asil.. ya da soğuklardı.

Üzerinde Gryfindor cübbesi olan kız gryfindordan ziyade, buzdan bakışlarıyla kibirli bir slytherini andırıyordu.

"Çekinmeyin çocuklar!" dedi Slughorn neşeyle. "Birlikte olduğunuzu herkes biliyor! Daha samimi pozlar verebilirsiniz!"

Tom Riddle kaşlarını kaldırıp ona bakarken kolunu beline sarıp onu kendine yaklaştırdı. Alanis ona kaşlarını çatarak bakarken bir şey farketmiş gibiydi. Ellerini uzatıp çocuğun özenle taranmış Kuzgun karası buklelerini dağıttı. "Fazla yakışıklı ve ciddi gözüküyordun. O yüzden beğenmediler."

O onun saçını dağıtıp cübbesini düzeltmekle meşgulken Tom Riddle rahatsız olarak ona ve patlayan flaşlara baktı.

"Senin yüzünden deli olduğumuzu düşünecekler."

Kız dururken omuz silkti ve gülümsedi.

"Öyle değil miyiz?"

"Sen öylesin."

"Yılanlarla dertleşen ben değilim Tom."

Ve günün sonunda Slughorn'un onlara hediye ettiği fotoğrafta.. gülmekten dayanamayarak diz çöken bir Alanis ve hâlâ ciddiyetini korumaya çalışan ama pes ederek içten bir kahkaha atan Tom Riddle vardı.

Fotoğrafın arkasında da onlara anlamayarak bakan insanlar.

Hâlâ Alanis'in fotoğraf albümleriyle dolu olan sandığının en dibinde durur o fotoğraf...

***

Bu çok çok eski bir istekti. Alanis'in odasındaki fotoğrafları gördüğümüz bölümde biri Tom ile olan bir fotoğraf beklediğini söyledi ve benim de zaten olduğunu ama oraya koymayacağını söylemem üzere MisssGrangerrs nasıl bir fotoğraf çekildiklerini merak edip sormuştu.

Çok fazla Tom ve Alanis istenmişti.
Profesörlerin Alanis hakkında düşüncelerine de değindim ayrıca.

Bilmiyorum Tom Riddle ve Alanis Gndelwald çifti pek sevimli bir çift değildi. Tahmin edeceğiniz üzere. Genelde herkes o ikisinden korkar ve kaçardı. Haklılardı da... Birbirlerinin suç ortaklarıydılar.. Birlikte işledikleri cinayetleri Gri Prenses kitabında göreceğiz...

Ve bu onların sevimli denilebilecek çok nadir anılarındandı.

Tom Riddle'ın yanında içten bir şekilde güldüğü tek kişiydi mesela Alanis...
Onun gülüşü onu diğerleri gibi rahatsız etmiyordu. Zamanla ona gereğinden fazla alışmıştı belkide.

Ve o zamanlar asla nedenini anlayamadığı şeyi sorguluyordu. Yıllar sonra öğrendiği gerçeğe o yüzden bu kadar tepki verdi belkide. Uzun süre çözmeye çalışıp asla cevabını bulamadığı, sonunda bir kehanete bağlayıp, pes edip düşünmek istemeyerek üzerini kapattığı, unutmak istediği bir sorunun cevabını çok uzun yıllar sonra, hiç beklemediği bir anda öğrenmek onu çok fazla rahatsız etti... Hemde defalarca üzerine düşündüğü, takıntılı olduğu bir konu üzerineydi cevap...

Neyse bu buranın konusu değil Gri Prenseste fazlasıyla değineceğim.

Sizce nasıldı?

İsteklerinizi buraya yazabilirsiniz.

Gri Prenses Düşünseli/ İSTEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin