Üçü de kapıdaydı. Asil görünümlü, uzun boylu kadın, elini tuttuğu çocukla gerideydi. Platin saçlı adamsa kapıda duruyordu, Albus Dumbledore ve elini tuttuğu küçük kızı karşılamak için.
Albus Dumbledore her zamanki gibi denebilirdi ama yorgun olduğu belliydi. Dört beş yaşlarındaki bir çocuğun elini tutuyordu, yüzü ciddi ve şüpheliydi. Küçük kızın suratı ise asıktı. Üzerinde çok açık mavi, kalın, küçük bir kaban vardı. Başını kaldırmış, mavi gözleriyle Dumbledore'a dikkatle bakıyordu.
Mr. Malfoy'un gözleri de hızla küçük çocuğa kaydı ve onun ciddi yüzünden beklemeyecek bir şekilde gülümsedi. Çocuğa bakarken dudaklarında belli belirsiz sinsi bir sırıtış vardı ve gizleyemeyeceği şekilde gözleri parlıyordu. "Miss Grindelwald," dedi çocuğa neredeyse sevimli bir ses tonuyla, "Sizi görmek çok güzel, sanırım bir kaç gün bizimle beraber olacaksınız değil mi? Büyük bir mutluluk."
Kız adamın onunla konuştuğunu anladığında Dumbledore'a bakarkenki asık suratını değiştirdi ve adama nazikçe gülümsedi. Bu gülümseyişi alan adam küçük kıza sanki daha büyük bir hayranlıkla baktı.
Onun bakışını yakalayan Dumbledore, elini bırakmadığı çocuğun duyamacağı şekilde adama yaklaştı ve tehditkar bir tonda fısıldadı. "Zorunda kalmasam bunu asla yapmazdım biliyorsunuz değil mi Mr. Malfoy?"
"Malesef biliyorum, Dumbledore."
Adamın şüphe uyandıracak şekilde dostça gülümsemesi, Dumbledore'un tavrını değiştirmedi. Aynı tonda devam etti. "Kızım tek bir zarar görürse senden bileceğim, umarım farkındasındır Malfoy."
"Merak etme Dumbledore. Bana da ilginç gelse de bu sefer aynı şeyi amaçlıyoruz."
Sonraysa tekrar kıza döndü, "Seni oğlumla tanıştırayım Alanis." Derken arkasındaki çocuğu omzundan tutarak kızın yanına götürmüştü.
Çocuk ona ezberletilmiş gibi elini uzattı, "Ben Abraxas Malfoy."Kız önce yaşıtı olan çocuğa kaşlarını çatarak baktı ama sonra onunla arkadaş olabileceğine inanmış olmalı ki elini sıktı. "Alanis."
"Bence çok iyi anlaşacaksınız." Diye gülümsedi büyük Malfoy.
Albus Dumbledore elini bırakmadığı kıza dönerken kocaman gülümsemişti. Onun boyuna eğilerek diz çöktü. "Birtanem.."
Kızı kaldırıp sıkıca kaldırırken, "Anlaştığımız gibi tamam mı?" Diye sordu.
"Çabuk dön."
Adam geri çekilip muzip bir gülümsemeyle yanaklarını sıkarken küçük kızda dayanamayarak asık suratını silmek zorunda kaldı ve aynı gülümsemeyle karşılık verdi. Bu sefer o küçük kollarıyla adamı sarmaya çalıştığında, adam gülerek kulağına fısıldadı. "Malfoylarla fazla uğraşma."
Kız geri çekilip ona muzipçe dudak büktüğünde başını salladı. Ve onu son kez yanağından öptükten sonra ayağa kalktı. Onlara düz bir şekilde bakan Malfoylara tehditkarca bir bakış attı ve kız onların yanına bir adım attı.
Sarışın kadın sıcakkanlılıkla onu yanına çağırdı. "Gel canım," diyerek elini uzatmıştı. Kız kadını inceleyen gözlerle onun ve çocuğun yanına gitti ama elini tutmadı. Kadında buna alınmış gözükmüyordu.Her şey yolunda gözüküyordu. Kadının söylediği gibi üstündekini çıkarıp yanına gelen ev cinine verirken, elf'e de gülümseyip merhaba demeseydi. Malfoyların kaşları sanki bunu zaten bekliyorlarmış gibi kalkarken birbirlerine baktılar. Küçük çocuk ise kaşlarını çatmıştı. Ve tabi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Prenses Düşünseli/ İSTEKLER
FanfictionGri Prenses kitabına yapılan istekler... Bir nevi Alanis'in düşünseli...