"Ne yapacağım?"
"Ne demek ne yapacağım?"
"Yarın okul var, aynı sınıfta olacağız ne yapacağım?"
"Görmezden gel, yani yapacağın başka bir şey yok gibi."
Taeyong ve Haechan'ın arasında geçen konuşma, Haechan'ı daha fazla germeye başladığında Taeyong da oflamış ve Haechan'ın kafasına geçirmişti.
"Bak gerizekalı, mal mal tırnaklarını yiyeceğine o çocukla olur mu onu düşün. Olmayacaksa da reddet. Reddettin mi onu?"
"Hayır bir şey demeden eve geldim"
"Pekala sen düşün, ben sevgilimle görüşeceğim."
Taeyong ayarlandığında Haechanda ayaklanmıştı.
"Ne yani? Öylece bıracak mısın beni?"
"Evet."
Taeyong onu pek umursamayıp evden çıktığında Haechan'da kendisine kahve yapmış ve balkona geçip dışarıyı seyretmeye başlamıştı. O dışarıyı seyrederken Mark'ın onu seyrettiğinden haberi yoktu ve ilk katta oturduğu için Mark'ın arabasının camı açık olduğundan Haechan'ı duyabiliyordu.
"Ne yapacağım ben? Yarın yan yana gelmesek bile onu göreceğim ve anlamamış gibi yapsam dahi yine de elime yüzüme bulaştıracağım!"
Haechan oflayıp kahvesinden bir yudum alırken, Mark arabasının içinde kıkırdıyordu.
"Acaba hafıza kaybı mı yaşadığımı söylesem? Böylece onu hatırlamıyor gibi yaparım ve tekrardan aş- nE! Hayır yok öyle bir şey!"
Haechan kendine gelmek için yüzünü tokatladığında, Mark ciddi bir yüz ifadesi takınmış ve arabadan inip Haechan'ın görüş açısına girmişti.
"1000 kere dahi hafızanı kaybetsen, 1000 kere daha sana açılacağım ve eninde sonunda sende beni seveceksin."
İkisi de arada mesafe olsa dahi uzun süre bakışmış, ikisi de gözlerini uzun süre çekmemişti.
"Sadece kafa karışıklığı yaşıyorsun. Bana aşık olduğun yok. Çıkmaya başlasak hevesini alıp ayrılmayacak mısın benden? Ben parmağında oynattığın insanlardan değilim. Yemeyeceğim bunu. Git şimdi."
Haechan son sözlerini söyleyip içeriye girerken, Mark ta arabasına girip kapıları kilitleyerek uyuma pozisyonunu almıştı.
----
Haechan, ders saati erken diye saat 07.00'da kalkmış, kısa bir duştan sonra hemen hazırlanıp kahvaltısını ederek evinden çıkmıştı.
Mark ise, bir türlü arabasında uyuyamadığından gece 3 gibi anca uyumuş ve Haechan'ı kaçırmıştı. Saat 10 gibi uyanıp okula gittiğinde ise çoktan Haechan'ın derslerinin bittiğini öğrenmiş, koca seulde minik sevdiğini aramıştı ama tabii ki bulamamıştı.
En sonunda pes edip ona açıldığı sahildeki banka ilerlerken Haechan'ın orada olduğunu görür görmez adımlarını hızlandırıp Haechan'ın yanağını öpüp yanına oturmuştu.
"Sende mi beni düşünmek için buluşma alanımıza geldin?"
Haechan yanağını silerek ölümcül bakışlarını Mark'a atmış sabır dilercesine ayaklanmıştı.
"Beni rahat bırak."
Dün yaptığı gibi tekrarsan bir taksi durdurup binmiş, nefesini düzene sokmaya çalışmıştı. Kalbi neden bu kadar hızlı atıyor biliyordu ama konduramıyordu.
10-20 dakika içerisinde evine geldiğinde kafasını dağıtmak amacıyla lisedeki denklem notlarını çözmeye başlamış yapamadığında her seferinde Mark'a sövmeye başlamıştı.
Günün ilerleyen saatlerinde en az 400 soru denklem çözdükten sonra derin bir nefes bırakmış gözlerini avuşturarak yatağına girip uyumayı hedeflemişti.
Tabii ki gece yarısı odasına girip onu merak eden bit Mark'tan haberi yoktu. Mark iyi olduğunu gördükten sonra kokusunu hissetmek istediği için yanına uzanmış ve o gece orada uyuyakalmıştı.
----
biraz bir şeyler yazıyorum, yine ve yine istediğim gibi olmuyor
kusuruma bakmayın lütfen..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ritüel, markhyuck
Short Storyhaechan yanlış ritüel yapmıştı. ─tamamlandı. 101020|060321