3. Bölüm

170 27 0
                                    

Bavulumu çekiştire çekiştire salona vardım. Burası bizim evimiz kadardı. Ayrıca bu ev tam olarak 4 katlıydı. Bodrum katı saymıyorum bile.Büyük ve lükstü. Rüyalarımdaki evlerden aşağı kalır yanı yoktu.

 Adı Senem olan kişi hemen yanıma geldi.''İsterseniz sizi odanıza götürebilirim küçük hanım.'' dediğinde hemen atladım. ''Ben Defne.''

''Tamam. Bundan sonra Defne hanım derim.'' hanım kelimesine kesinlikle alışamayacak gibi duruyordum. Ya alışmam zaman alacaktı, yada bir daha kimseye bu kelimeyi kullanmaması için uyarmakla geçirecektim zamanımı.

''Hayır hayır! Bana sadece Defne de. Ben bunlara alışamam.'' dediğimde yüzümü öne eydim ve hemen başımı kaldırıp suratına baktım. Gülümsüyordu. Bende istemsizce ufak bir gülümseme ekledim yüzüme.


''Tamam Defnecim. İstersen odana çıkalım.'' dediğinde babamla anneme baktım. Onaylayan bakışlarla bana baktılar. Babam annemin koluna girmiş bir şekilde koltuğa oturtuyordu.Babam anneme göre daha genç, daha dinamik duruyordu. Dış görünüşünü saymıyorum bile. Masmavi gözleri her geçen gün yaşama tutulurcasına daha çok parlıyordu. Orta boylu ve zayıf bir adamdı benim babam. Aşık olduğu kadına sadık bir eşti.

''Tamam olur Senem abla.'' dediğimde Senem abla konuşmaya başladı. ''İlk defa hizmet ettiğim biri bana abla dedi.'' gülümsemiştim. Oda bende ilklerimizi yaşıyorduk.Yukarı çıkmak için yeltendik. İlk katı çıktık, ikinci katı çıktık ve son kata geldik.

''Burası çalışma odanız. Burası arkadaşlarınızı ağırlayabileceğiniz misafir odası. Burası küçük banyonuz. Ha bu arada bodrum katın yarısı hobi odası yani size ait.'' dediğinde istemsizce yutkundum ve güldüm . Bunların hepsi çok fazlaydı. Ayrıca kurduğu her cümleyi hızlı bir şekilde söylemişti.

Bir odanın önüne geldiğimizde durduk. Sanırım burası artık benim odam olacaktı. Beyaz kapısı olan bir odaydı. Dışarıdan çok sade görünüyordu. Fakat beyaz renk koridoru daha bir ferahlaştırmıştı.

''Burası sizin odanız.'' dediğinde aklıma bir soru takıldı. ''Neden burası bu kadar genç birinin kullanacağı bir yer? Nasıl olsa eskiden dedem olan adam burada kalıyordu.'' dediğimde gülümsedi ve hazır bir cevap gibi konuştu.

''Evet burası böyle değildi Defnecim. Fakat dedeniz öldüğünde sizi aradık ve geleceğinizi söylediniz. Bizde düzenledik. Senin neleri sevdiğini öğrendik. Hangi rengi falan. Sonra bir iç mimarla konuşup anlaştık. Oda sana böyle bir kat hazırladı. Tabi burası daha hiç bir şey. Kendinde hazırlayabilirsin. Hadi daha odana girmedik.'' dediğinde gözlerimi kapattım.

Ve kapı açıldı. İnanılmaz bir şekilde dizayn edilmişti. Hayal edemeyeceğim kadar mükemmeldi. Mavi ve beyaz odaya hakimdi. Büyük bir çalışma masası, koskocaman bir yatak, geniş pencereler, mavi ve tonlarındaki ufak koltuklar ve koskocaman çimen yeşili bir kitaplık.  Odada göz gezdirdiğimde iki beyaz kapının daha olduğunu fark ettim.

''Evet. Burası odan. Şu sağdaki kapı giyinme odanı açıyor. Soldaki ise banyo tuvalet. Her şey kendine özel.'' aslında biraz gergindim.Çünkü ben bunlara alışkın değildim. Ben sadece dizilerde izlerdim böyle yerleri.

''Bu biraz fazla değil mi?''

''Alışkın değilsin biliyorum. Ama yakınsa alışırsın. Hadi bavulunu bırak da aşağıya in. Şükrü amcan sizi yeni okuluna götürecek. Bundan sonra orada okuyacaksın.''

Yeni okul...

Bundan sonra eğitimimi devam ettireceğim yer...

Eski okulum geldi bir an gözümün önüne. Ali ile tartışmalarımız, Buse denen o şıllığın bana laf sokma çalışmaları,Merve'nin bana sevecen bir şekilde bakması. O kadar pisliğin içinde olsa da okul benim okulumdu. Sercan'ın beni Aras caddesinden kurtarması,Asya'nın kahkahası ve saatimi alan o kız... Bütün pisliklerin göstergesiydi işte. Doğup büyüdüğüm, ait olduğum yerdi orası. Ama artık buradayım. Burada olmak zorundayım birazda. Annem için, babam için. Ailesine rahat bir yaşam sunmak her gencin düşüncesi belkide. Ama ben bunu gerçekleştirebilirim. Burada olmaktan mutsuz olsam da bunu onlara yansıtmayacak ve onların mutlu olmasını sağlayabililecektim.

Sadece sevmiştim...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin