14. Bölüm

113 13 0
                                    

Bir sağa bir sola. Kendini müziğin ritmine bırak ve dans et. Daha önce hiç yapmadığın şeyi, insanlardan utandığın için yapamadığın şeyi yap. Özgürce dans et!Duman bulutunun kapladığı büyük pistte kendimi bir o yana bir bu yana savurarak dans etmeye başladım. Unutmak istiyordum dünyayı. İzmir'de olduğumu, dedemin bana bıraktığı o mektubu ve Duman ikizlerini. Yaşadıklarımın hepsini silgiyle hafızamdan silmek istiyordum. Üzerini çizmek, karalamak ve o yazıları sayfasından hızlıca yırtıp atmak istiyordum.

Kafamın içi çok rahattı. Habire gülüyor, dans ediyor ve içiyordum. Şuan karşımda duran kişi Erk olduğu için beni sakin tutabiliyordu. Başımı her salladığımda saçlarım savruluyordu. Dışarıdan ne kadar eğlendiğim kesinlikle belli oluyordu.

''Hadi Defne otur azcık bak düşeceksin şimdi.'' Erk beni dirseklerimden yakalayıp sabit tutmaya çalıştı. Ben ise kahkaha atmaktan başka bir şey yapmıyordum.

''İyiyim ben böyle. Eğleniyorum bak. Hadi sende dans et. Gizem ile Can'ı da çağır dans edelim.'' dedim ve ellerinden kurtulup kendi etrafımda dönerek dans etmeye başladım.

''Defne!'' dediğinde umursamadan dans etmeye devam ettim. Şuan kimse umurumda değildi. Öne doğru ilerlediğimde önümde Erk'in olmadığını fark ettim. Gitmişti. Umurumda mıydı? Kesinlikle hayır!

Bir kaç dakika daha dans ettikten sonra bir kadeh daha içmek için barmen masasına doğru ilerledim. Sendeliyordum. Bir bar taburesine elimi koyup destek aldım. Tabureye oturup barmene kısa bir bakış attım. Yakışıklıydı fakat itici bakışları vardı.

''Sen istersin?''

''Sert bir şeyler.'' beni baştan aşağıya süzdü tespit yapar gibiydi.

''Gençsin. Ayrıca içmiş ama hemen sarhoş olmuşsun. Anlat bakalım seni üzen ne? Bende bu arada içkini doldurayım.''

''Sarhoş olsam da tanımadığım birine hayatımı anlatacak değilim.'' önüme yeşil renkte bir sıvı bırakırken kahkaha attı. Ben ise parmağımı yeşil renk sıvıyla dolan bardağın etrafında dolaştırdım.

''Hadi ama güzelim. Fazla güzelsin. Kaynaşırız.'' yeşil renkli sıvıyı dudaklarıma götürüp bir yudum aldıktan sonra gülüşlerimin arasında konuştum.''Kaynaşmak mı? Sağ ol ama gerek yok. Ben almayayım.'' içkinin geri kalanını bir yudumda bitirdikten sonra ayağa kalktım. Bardak hala elimdeydi. Masaya sertçe bardağı koyup barmene delici bakışlar savurdum. O ise kafasını memnunmuş gibi sola çevirdi ve gülümsedi.

Bizimkilerin oturduğu yere baktığımda Can koltuğa yayılmış beni delici bakışlarla izliyordu. Gizem endişeliydi ve Erk, Gizem'i dinlerken arada bana bakıyordu. Can'a baktım ve kahkaha atmaya başladım. Barmen bana bakıp güldü.

''O mu?'' bakışlarıyla Can'ı göstererek. Barmene baktığımda gülüyordu. Ben ise kusuyormuş gibi yapıp ''Saçmalama.'' dedim ve piste geri döndüm. Arkamdan kıkırdadığını hissedebiliyordum.

Hareketli çalan şarkıya kendimi fazla kaptırmıştım. Durmak bilmiyordum. Müzik dikkatimi dağıtıyor, beni bu dünyadan çekip çıkarıyor ve rahatlatıyordu. Kalabalık dans pistinin etrafında dönüp duruyordum. Buralara yabancıydım ama çok çabuk alışmıştım. Sanırım ilk defa içki içtiğim için etkisini çabuk göstermiş, beni sarhoş etmişti.

İki elin belimi kavradığını fark edince irkildim. Karşımda koyu kahve göz rengiyle beni izleyen Can vardı. Göz rengini seviyordum. Beni delip geçiyordu. Gözlerinin arkasında sanki bir masum çocuk saklanıyor gibiydi. Karanlığın içindeki masum bir çocuk.

''Çek şu elleri üzerimden.'' Tabi ki sarhoş olsam da içimden söylediğim hiçbir şeyi dışımdan söylemedim. Hatta sırf öyle düşündüğüm için karşımdaki kişiye daha da atarlanıyordum. ''Daha düz duramıyorsun birde dans etmeye çalışıyorsun. Hadi gel otur.Sinirlendirme beni.'' o beni ne kadar çekiştirirse ben daha çok dans etmeye çalışıyordum. Dans etmek, rahatlamak ve hiçbir şey düşünmemek istiyordum.

Sadece sevmiştim...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin