5. Bölüm

132 20 0
                                    

Okuldaki ilk günüm güzel geçmişti. İki arkadaş edinmiştim. Erk ve Gizem... Gizem normal ve güzel bir kızdı. Erk ise yakışıklı ve  tuhaf  olan bir çocuktu.

Şükrü abi beni eve bıraktığında  annem ve babam oturmuş şık giyinimli bir orta yaşlı bir çiftle konuşuyorlardı. Meraklı gözlerle onlara bakıyordum ki babam beni fark etti. ''Defne gelsene sende kızım.'' dedi eliyle gel işareti yaparak. Annemse beni gördüğünde gülümsedi mutlu gibiydi. İçim bir ısındı onu böyle görünce. Babam ile annemin ortasına oturdum. Karşımda oturan zengin olduğu her halinden belli olan  teyze beni süzüyordu.

''Kızım bu iş ortağımız Sami bey. Bu da karısı Songül hanım.'' babam eliyle orta yaşlı çifti gösterdi. Bende  memnun oldum anlamında başımı salladım.

''Bizimde senin yaşında iki oğlumuz var. Biri Can diğeri Kağan. Ama Can bugün bizimle olmayacak.'' dedi. Hiç oralı olmadığımı görünce yüzü düştü Songül hanımın. ''Gelir oda birazdan zaten. Eminim iyi anlaşacaksınız.'' ya ne demezsin bakışımı yolladığımda annem bacağıma bir çimdik attı. ''Anne.'' diye sızlandığımda 'sus!' diye fısıldadı. Bende Songül hanım ve Sami beye gülümsedim.

Babam ''Defne sen odana çık üzerini değiştir. Kağan gelince hep beraber yemek yiyeceğiz.'' dediğinde Senem abla ile göz göze geldim. ''İzninizle.'' deyip merdivenlerden odama çıktım. Senem abla da arkamdan gelmişti.Odama kapıyı açık bırakarak girdim. Arkamdan da Senem abla odaya girip kapıyı yavaşça kapatmıştı. Çantamı yatağımın üzerine fırlattığım an konuşmaya başladım.

''Bunlar kim?''

''Babanın iş ortağı Sami bey ve karısı Songül hanım. Ayrıca iki oğlu var biri Kağan biri Can. Can sessiz ama  zengin züppenin teki. Ona bulaşma. Hatta sanırım aynı sınıftaymışsınız. Fakat Kağan... O ayrı işte. Çok büyük bir kaza geçirdi. Can yüzünden. Trafik kazası. Detaylarını sonra öğrenirsin ben bile çok fazla bilmiyorum. Sanki yer yarıldı da olay yerin dibine girdi. Neyse... Kağan bu kazadan sonra akli dengesini kaybetti ve karanlık tarafa geçti. Amcası büyük bir mafya. Onun yanında eve bile zar zor uğruyormuş. Fakat bugün buraya gelmeyi nasıl olduysa kabul etti ve gelecek. Okumuyor ve unutma o karanlık biri çok yaklaşmanı önermem.'' dediğinde ürperdim. Konuyu derinlemesine öğrenmek istiyordum fakat şuan değildi çünkü kafam karışmıştı.


''Tamam yaklaşmamaya çalışırım. '' dediğimde gülümsedi ve odadan çıktı. Bende hemen üzerime kot şort ve salaş bir beyaz tişört geçirdim.

Bir kaç dakika odada bulunan ve benim dikkatimi yeni çeken çalışma masasının üzerinde duran  bilgisayara bakıp durdum. Sonunda açmaya karar verdim ve açtım. İçinde her türlü uygulama vardı. Hemen google girdim. Kazayı araştırmak istiyordum çünkü. Ama soy adlarını bilmiyordum. Daha sonra bakarım diyerek sekmeyi kapattım ve gözüme bir dosya ilişti. Yasaklı dosya yazıyordu. Merakım gittikçe artıyordu. Hemen dosyanın üzerine tıkladım. Fakat şifre vardı. Şifreyi kırmak çok güç bir işti. Aklıma gelen her türlü şifreyi denediğime eminim. Ama bulamamıştım. Sanırım 10 -15 dakikam böyle geçmişti. Kapımın tıklanmasıyla 'tamam geliyorum' demem bir oldu. Hemen dosyayı kapattım ve odamdan çıktım.

Aşağıya indiğimde herkes yemek masasında oturuyordu. Dikkatimi çeken sadece tek kişi vardı. Songül hanımın yanında oturan benim yaşlarımdaki yakışıklı çocuk bana bakıyordu. Bu Kağan olmalıydı. Can'ın tıpatıp aynısıydı. Aynı tondaki kahverengi gözler, aynı yüz ifadesi. İkiz oldukları çok belliydi. Fakat Can'ın yüz hatları daha belirgindi ve onları ayırabilirdim. 'Afiyet olsun' dememle babam yanına oturmamı işaret etti. Bende hemen babamın yanındaki sandalyeye oturdum. Bir kaç dakika böyle sesiz geçmişti. Ara sıra Kağan'ın sert bakışlarını üzerimde hissediyordum.

Sadece sevmiştim...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin