16. Bölüm

105 10 0
                                    

Hatırlatma...

''Dün ne oldu nereye gittiniz?'' Gizem her zaman ki gibi meraklıydı. Fakat bende bir sorun vardı. Kafamı tam toparlayamıyordum ve her şey kafamın içerisinde bir çorba gibi karışıktı. ''Kafamı tam olarak toparlayamıyorum. Sadece bir sokak lambası hatırlıyorum. Karanlık bir uçurum kenarı ve ikizler.'' Gizem ve Erk'in şaşkın gözleri üzerimden ayrılmıyordu.

''Ve sonra bir kaç cümle ile kavga ettik Can'la ama dediği hiçbir şeyi hatırlamıyorum.'' Gizem ve Erk birbirlerine baktıktan sonra bana tekrar baktılar.

''Defne? Can'ın seni götürdüğü yer. Uçurum kenarıydı öyle değil mi?'' ikisine anlamaz bakışlarla baktım. Neden bunu soruyorlardı ki?

''Evet?''

''Sanırım korktuğumuz başımıza geliyor Erk.''

>>>

Gizem ve Erk'e anlamsız bakışlar attım. Ne için korkmuşlardı? Ne başlarına gelmişti. Kurdukları cümlenin her kelimesi beynimde dolanıyor ve daha çok karışıyordu.''Neyden korktunuz?''

''Boş ver sen neyden korktuğumuzu. Anlat bakalım başın ağrıyor mu?'' Gizem'in konuyu çevirmeye çalıştığını hemen anlamıştım ama daha fazla bu baş ağrısıyla irdelemek istemediğimden konuyu değiştirmesine izin verdim.

''Ağrımak mı? Zonkluyor. Kafamın içinde mini bir disko var gibi hissediyorum.''sırıttım. Erk her zaman ki halinden daha bir durgun,daha bir düşünceliydi fakat üstüne gitmek istemedim. Zaten bu baş ağrısıyla hiçbir şey yapamıyordum. Baş ağrım yüzünden uyuduğum için dersi kaçırmıştım. Fakat umursamadım. Zaten okula geç gelmiştim ve dersi dinlesem bile anlayamayacaktım.

Uykumdan uyandığımda tenefüsteydik ve sınıfta sadece bir kişi vardı. Onunla şuan aynı ortamda bulunmak istemiyordum. Bu yüzden sınıftan çıkmak için yeltendiğimde vücudumun buz kesmesini sağlayan sesiyle konuştu.

''Seninle konuşmalıyız. Hemde hemen.'' olduğum yerde kaldım. Yutkunduktan sonra donuk bir ifade ile ona baktım.

''Ne hakkında?'' en arkada yayılmış olarak oturduğu sırada elindeki yanmayan sigarayı döndürüp duruyordu. Rahat tavırlarının arkadaşında bir neden olduğunu biliyordum fakat nasıl bir neden olduğunu anlayamıyordum.

''Dün gece olanlar hakkında.'' elindeki yanmayan sigarayı alıp masasının üzerindeki paketin içine özenle yerleştirdi ve paketi cebine koydu. Ürkmüştüm. İlk defa bana karşı bu kadar soğuk ve tuhaf davranıyordu.

''Dün gece ne olduysa oldu. Tartıştığımızı hatırlıyorum fakat neden olduğunu hatırlayamıyorum. Bence üstesinden gelip bir daha bu konuyu açmamalıyız. Ne dersin?''Yayıldığı sırasından hızlı bir şekilde kalkıp yanıma geldi. Kalbimin sesini dışarıdan duyabiliyordum. Ürkmüştüm ve merak ediyordum. Kulağıma eğildi ve bir kez yutkundu. Ben ise gözlerimi kapatıp açtım.

''Haklısın. Unutalım gitsin. Zaten şu ana kadar yaşadığımız her konuyu unutmadık mı? Bunu da unutalım.'' buzların içinden gelen o soğuk sesiyle kurdu bu cümleyi ve gitti. Kapıyı hızlıca çarparak gitti. Dengesizdi, sinir bozucuydu fakat onun hala neden böyle davrandığını anlayamıyordum. Tuhaftı. Hemde kimsenin tuhaf olmadığı kadar tuhaf. Sırama oturdum ve ellerimi sıranın üzerinde kavuşturarak başımın altına aldım.

Sınıfa biri girince düşüncelerimden arındım. Sınıfa giren kişi pat diye girince ürkmüş ve başımı kaldırıp kapıya bakmıştım.

''Korkutmadım umarım.'' yüzüme bakıp gülümsedi.

''Korkmadım. Fakat bir anda gelince ürktüm.'' Egemen iyi huylu ve meraklı bir çocuktu. Okul gazetesinde çalışıyordu ve Aslı ile olan tartışmalarımızı yayımlıyordu. Bu sinir bozucu olsa da yine de işe yarıyordu. Çünkü Aslı okul gazetesinde bir olayı olduğunda kendi popülerliği zedelenmesin diye bana bulaşmaktan vazgeçiyordu.''Her neyse. Nasılsın iyi misin? Ne zamandır görüşemedik.''

Sadece sevmiştim...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin