Ben Ada...
Ada Atabey...
Atıfet mahallesinde doğmuş, orada büyümüş, hala orada yaşamaya devam eden gayet normal bir kızdan fazlası değilim.
Birbirine ilk günkü gibi aşkla bakan İpek ve Akın Atabey çifti dışında bir abim vardı.
Yakışıklı bir abim.
"Abi Emel'e görsel şölen sunmayı bırakıp tişörtünü giyer misin artık?" dedim önümde ki mısır gevreğini kaşıklayarak.
Abim Alkın... Kendisi bizim kuşağının doğuştan inek tipidir maalesef.
Şu aralar emekliliğinin tadını çıkaran Kenan amcam vasıtasıyla edebiyata merak salınca Türk Dili Ve Edebiyatı okumuş öğretmen olmuştu başımıza.
Ben ise tembel olduğum halde ailenin en sevilen çocuğuydum. Bu benim düşüncem değil tabi ki çünkü gerçekler.
Her neyse... Bende fotoğrafçılık okuyordum ve son senemdi artık. Ben staja giderken abim çoktan öğretmenliğine başlamıştı.
Ben gevreğimi kaşıklarken abim hiç oralı olmamış çıpıldak çıpıldak takılmaya devam etmişti.
Emel karşı evde oturan, kırklarının ortasında olan ve mahallenin diline eve aldığı adamlarla sakız olan bir kardeşimizdi.
Eve giren çıkanın haddi hesabı yoktu. Hemen yan komşu Nurşen teyzenin dediğine göre günde onu buluyormuş bazen eve giren erkek sayısı.
Bu aralar abime yürüdüğü gözümden kaçmamış bende buna el atmıştım abimin namusunu korumak adına.
Abim yirmi dört yaşındaydı ama abimden büyük olması Emel için bir şey ifade etmiyordu. Sağ olsun onun koynuna girmesi için birinin yakışıklı olsun yeterdi.
"Sıcak kızım sıcak ne tişörtü?" Dedi gözünde ki kemik gözlüğünü düzelterek.
Evinin balkonundan neredeyse bizim eve atlamak üzere olan Emel radarlarını açmıştı hemen karşımda.
"Abi vallahi bak bu Emel yer seni. Bende kurtaramam ha senin namusunu," dedim olayın ciddiyetini anlaması için.
Abim aldığı notlardan gözlerini kaldırıp gözlüğün üstünden bana baktı.
"Ada, işine dön abicim," diyen abim beni daha fazla takmayarak önünde ki kâğıtlara döndü.
O sırada merdivenlerden ayak sesleri duyuldu. Bu sakin ayak sesleri ancak anneme ait olurdu.
Tam da tahmin ettiğim gibi annem içeriye girince bize gülümsedi ve pencereye doğru ilerledi.
"Emel'in gözleri çıkacak oğluşuma bakarken," diye homurdanan annem perdeleri kapadı.
"Nazar değdirecekler oğlumun kaslarına," diyen annem ile kahkaha attım kendimi tutamayarak.
"Ne bu neşe?" diyerek merdivenlerden bu sefer babam indi ve ilk yaptığı şey saçlarımı öpmek oldu.
"Annem Emel'in abimin kaslarına nazar değdireceğinden korkuyor baba," dedim abime bakarak.
Abim ise hiç bizle oralı olmuyordu. Kime çekti bu çocuk ya? İtici!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELFİDA (Can Yarası Serisi 4)
DragosteAli Esat'ın gözleri gezindi yüzümde. İfadelerimi tartıyor gibiydi. "Sana kardeşimsin felsefesi yapmayacağım. Gayette iyi biliyoruz kardeşim demekle kardeş olunmadığını." Diyen Ali Esat kelimelerini iyi seçiyordu. Beni kırmamak için uğraş veriyordu a...