on iki

8.7K 779 683
                                    

the weeknd - after hours

"aç şu telefonu lütfen aç."

felix dolu gözleriyle net göremediği ekranda bir kez dah aramıştı hyunjin'i.

açmıyordu hyunjin.

tanımadığı kadını ittirdikten sonra giden arabanın arkasından bakakalmıştı felix.
arkasını geri döndüğünde ise kadın yoktu.

bağırdı çağırdı ama bulamadı.

bunu nasıl açıklayacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. çünkü olanlardan onun da haberi yoktu, ne oldugunu o da anlayamamıştı.

tanımadığı bir kadın o hyunjin'i beklerken gelip dudaklarına yapışmıştı.

felix'in artık elleri titremeye başlamıştı.

"açsan, telefonu bir açıklayacağım her şeyi." dedi kendi kendine

"açsana şu siktiğimin telefonunu."

hyunjin'i saçma sapan bir şey ugruna kaybetmekten çok korkuyordu.

"felix?"

felix hızlı adımlarla bir yandan gözyaşlarını silerek koştu chan'ın yanına.

"ne oldu hyunjin nerede, sen? sen neden ağlıyorsun?"

"hyung."

sesi titriyordu felix'in.

"sakin ol ne oldu anlat bana hadi, hm?"

derin bir nefes aldı felix.

"biz işte tam gidecektik, anahtarı unutmuşuz. hyunjin anahtarı almak için sizin yanınıza geri gidiyordu."

gözünden düşen bir damlayı sildi elinin tersiyle.

"ben de işte orada onu bekliyordum.
sonra ne olduğunu anlamadım, tanımadığım bir kadın gelip beni öptü."

tekrardan derin bir nefes aldı.

"ve, ve sanırım hyunjin gördü." dedi.

eldivenlerini çıkardığı için soğuk olan parmaklarıyla oynarken.

"ama hyung yemin ederim ben de tanımıyorum onu."

"yemin ederim tanımıyorum."

gözlerini chan'a dikmişti bu sefer.

"arıyorum arıyorum açmıyor şimdi de. hyung lütfen bir şey yap."

"felix, ben sana inanıyorum tamam mı? öncelikle bunu bil." dedi chan,

felix'in omzunu güven verircesine sıkarken.

"hyunjin de mantıklı bir şekilde açıklamanı yaptığında sana inanacak."

"sadece şu an normal olarak sinrili.
biraz vakit geçsin tekrardan ararsın.
eğer açmazsa ben konuşacağım onunla, hm?"

"ya..ya inanmazsa." felix korkuyla gözlerini tekrardan dikti chan'a.

"ya inanmazsa, kaybedersem onu, ayrılırsa benden, naparım, hyung?"

"felix, lütfen. abartma bu kadar tamam mı?"

"hyunjin seni seviyor, öyle hemen kenara atacak değil, dediğim gibi sadece sinirli."

sadece sinirli. sadece sinirli. sadece sinrili. sadece sinirli. sadece sinirli.

felix aklından bunu tekrar ederek inandırmaya çalışıyordu kendini.

"hadi çocukların yanına gidelim."

œil | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin