bir yıl sonra
düğün günleriydi bugün.
ikisi de normal olarak cok heyecanlıydı. hatta hyunjin bir ara bayılacağını falan söyleyip duruyordu. arkadaşları zor yatıştırmıştı.
şimdi ise makyajı yapılıyordu hyunjin'in.
sıra eyelinera geldiğinde makyöze eliyle durmasını işaret etti."bu kalsın."
makyajı bittiğinde ise odadaki aynanın önüne geçip takım elbisesini düzeltti.
saçını da son kez kontrol ettikten sonra, masanın üstündeki eyelinarı alıp müstakbel eşinin hazırlandığı odaya gitti.kapıyı tıkladı, içerden felix'in güzel sesiyle girmesini söylediği sesini işitti.
heyecandan terleyen elleriyle çevirdi kapının kulbunu.
melek gibiydi.
hayır, hayır. felix meleğin ta kendisiydi.kıkırdamalarıyla kendi etrafında döndü felix.
"nasıl olmuşum?"
dolan gözlerini umursamadan konuştu hyunjin.
"çok güzel, çok güzel olmuşsun. melek gibi olmuşsun sevgilim."
felix sevgilisine doğru yürüdü.
"ya hayır aglama ama."
baş parmaklarıyla hyunjin'in neredeyse akacak incilerini sildi.
"seni hakedecek ne yaptım, inan bilmiyorum."
felix sevgilisinin dolgun dudaklarını öptü. ayrıldıklarında telaşla konuştu.
"geç kalacağız ama hadi, bizi bekliyorlar."
"shh, daha bitmedi işimiz." dedi hyunjin.
felix'i elinden tutup arkasından sürükleyerek, odadaki yatağa oturdu.
sevgilisini de kucağına çekti.elindeki eyelinarı sevgilisine uzattı.
"eyelinerımı çekebilir misin?"
"unutmamışsın!"
"sence mümkün mü unutmam?"
güldü felix, ışık saçarcasına güldü.
"kucağına oturabilir miyim demeyeceğim. çünkü malum."
felix sevgilisinin elindekini eyelinarı alıp dikkatlice sürdü.
"oldu."
"gidebilriz o zaman."
hyunjin müstakbel eşinin yüzük olan parmağına öpücük kondurdu, kapıdan çıkmadan önce.
"seni seviyorum."
"seni seviyorum."
ve o gün ikisi de hayatlarının sonuna, ölüm onları ayırana dek birbirlerini seveceklerine yemin ettiler.
gerçi ikisi de ölümün bile aralarındaki aşkı ayırabilceğini düşünmüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
œil | hyunlix
عشوائي"eyeliner'ımı çekebilir misin?" "bunu yaparken kucağına oturabilir miyim?" hwang hyunjin & lee felix, düzyazı okumayın arkadaslar bu ne