Sylvia'nın elleri buz kesmişti. Beti benzi atmış bir şekilde hemen belirledikleri yere gitti.
Sorumsuzca ordan ayrılmıştı. Levi onu dövse yeriydi.
Koşarak belirledikleri yere vardı. Sadece Levi'ın olduğu yere gitti. Uzaktan tırsa tırsa baktı. Kucağında bir şey olduğunu gördü. O fark etmemişti. Levi bebeğin sırtını sıvazlıyordu. Gözleri kızarmıştı. Kendini tutuyordu.
Bebek sonunda uyuyabilmişti. Sylvia yalpayarak önüne gitti ve diz çöktü.
"Kaptan Levi! Beni affedin!"
Yüzüne bakamadı. Levi ayağıyla kızın omzuna vurdu. "Bağırcağın mı tuttu seni lanet kız? Bebek uyuyor farkında mısın?"
Levi göz devirdi. "Zor uyuttum zaten..."
"Her şeyi mahfettim..."
Levi bıkkın bir nefes verdi. "Aaa! beni deli etme."
"Pişmanlığımı anlatamam... Her şeyi anlatacağım. Eksiksiz rapor vereceğim."
"Arkasında yine saray entrikası var değil mi?" Sylvia başını eğdi. Doğruydu, cevap veremedi.
Levi etrafa bakıp 'hah'ladı. "Allahtan saray mensubu değilsin, prensin nacizane nişanlısı."
"Bana böyle seslenmeyin..."
"Yerden kalk, yeterince pislendin zaten. İyi, yaşıyorsun. Yoksa rapor veremezdin."
"..." Sylvia ayağa kalktı ve Levi'ın yanına oturdu.
Levi kızarmış gözleriye göz ucundan kızın ayaklarına baktı. Sonra gözlerini kapattı.
"Sende bir haller var."
"... Yok."
"Ayağın nasıl?"
"Kullanılabilir."
"Başka bir yerinde bir sorun var mı?"
"Yok."
"Atının cinsini hatırlıyor musun?"
"..." Levi aynı ciddiyetle ayağa kalktı. Sylvia da kalktı. Bebeği Sylvia'nın kucağına verdi. Sylvia afalladı.
Hiç bebek tutmuş muydu? Bebek hafifçe kıpırdanınca tekrarladı. "Ağlama, ağlama." Deneyimsizce bebeğin sırtını sıvazladı.
Levi ciddiyetini bozdu. "Gerçekten belli oluyor." Başını olumsuzca salladı. Sylvia'nın bebeği tutmasına yardım etti.
"Bu bebek..."
Levi gözlerini başka yere odaklamaya çalışarak umursamaz gibi durmaya çalıştı konusurken.
"Annesi öldü."
"Benim yüzümden..."
"Ne dersen de. O bebeğe bak. Ben süt almaya gidiyorum."
"... Mama ve biberon da al." Levi göz ucuyla baktı. Sonra bir şey demeden adımlarını attı.
Sylvia da arkasından izledi. Sonra derin bir nefes verip oturdu banka. İşte şimdi damarlarına kadar yorgun hissediyordu. Burnunu minik bedene gömdü. Kokusunu içine çekti.
"Özür dilerim b-bebek... Minik." Ne diyeceğini bilemedi. Titrek bir nefes çekti içine. Kalbi ağrıyordu.
Ayaklarının acımasını hak ediyordu. Hatta ayakları kopsa daha da iyi olurdu. Kendine o kadar sinirlenmişti ki, kalbine bıçağı saplamak istiyordu.
Gögsü derin nefeslerinden inip kalkıyordu. Bebek hafifçe kıpırdandı. Sylvia bir an rahatsız olduğunu zannetti. Ama bebek rahatlığından küçük mırıltılar çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sylvia'nın İsyanı|Başlangıç (Snk fanfic)
FanfictionSylvia'nın İsyanı'nın devam kitabıdır...