54. Bölüm|

111 18 4
                                    

5 dakika geçmişti. Dayanamayıp ayaklandım. Ceketimi ve pelerinimi taktım.

"Nereye?" Omuz silktim. Zar zor yürümeye başladım. Ayaklarımı zorluyan kesinlikle orda yaşadığım şey değildi.

Fiziksel değildi. Tamamen ruhsaldı. Yediremiyordum hala.

'Hayır onlar yaptı! Benim suçum değil.'diye düşünüyordu bir yanım.

'Hayır senin suçun Sylvia. Sayende...'

Sayemde mi?

Artık o kadar şey oluyordu ki, seçemiyordum ben.

Karar hakkı verilmiyordu. Her zaman ruhsal olarak çöküyordum.

"Teslim mi olacaksın?" Durakladım dedikleriyle. Aklıma gelmemişti. Sadece bir köşe bulup ağlamayı düşünüyordum. "Ha..."

"Diyorum ki! Teslim mi olacaksın?"

Armin'in sesini de duydum. "Hayır, Sylvia gitme."

Elimi başıma koydum. Çıkan ses gayet netti. İyi vurmuşum. "Ah aptallar."

Arkamı döndüm yavaşça. Ayağımın toprağa basma sesini geliyordu kulaklarıma. Yavaş ama derin.

Okyanus diye bahsedilen şeyin altında gibi hissediyordum. Kulaklarım sadece bir kaç şeyi algılıyordu.

Levi her zaman ki gibi bakıyordu. Ama bir şey sezmiştim.

Güç veriyordu. Elimi saçlarıma geçirdim. Sonra saçlarım geri önüne geldi. Başımı aşşağı çevirdim ve istemsiz gelen gülmelerimi bıraktım.

Yere çöktüm ve orda da gülmeye başladım. Katıla katıla dedikleri bu olmalıydı.

Ruh hastası bir insan gibi gözüküyordum şuan. Yaniii, En azından insan'dım.

Gücüm çekilmişti, ama gülüyordum.

Bir süre sonra yüzüm ağlıyacakmış gibi oldu.

"Delirdi valla." Dedi Levi.

"Aklıma gelmemişti teslim olmak."

Sesimin güçsüz çıkmasıyla elimi tekrar anlıma koydum.

"Bir köşeye gidip, sümüklü bebek gibi ağlıyacağım. "

...

Ondan sonra Levi laf atmıştı. "Seni susturacak bir annen yok."

Bende "benim annem Hanji Zoe." Demiştim.

Armin'e baktığımda çoktan ağlıyordu. Anlık şok geçirdim. Sonuç koluna girdim ve bi yere gittik.

Sırtını ovaladım.

"Çok ağır geliyor." Dedi dertlerini anlattıktan sonra. Çok hassas ve ince bir çocuktu. İnsanlık duygularıydı, anlardım.

"Bazen 'Ben insan mıyım?' diye düşünüyorum Armin. Çok hassas ve iyi birisin. Senin yanında canavar gibi hissettim."

Devam ettim. "Ben 15 yaşıma bastığımda çoktan bir sürü şey öldürmüştüm. İnsan da içeriyor."

Kalbim titremişti. "Babamın zorla öldürdürttüğü onca insan..."
Sesli dediğimin farkına varmıştım.

"Tanrım... Canavar gibi hissediyorum. Suçluluk duygusu üstümden kalkmıyor. Yüzüne bakmaya utanıyorum. Yüzünüze bakmaya..."

Elimle yüzümü kapattım. "Ama sonunda onlara karşı gelmeyi başarıyorsun."

"Burdaki onca yangın benim yüzümden ama-"

"Sen yapmadın onları. Senin suçun değil! Geçmişteki onca kötü seçim? Senin isteğinle oldu mu?"

Sylvia'nın İsyanı|Başlangıç (Snk fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin