"ona isim bulmamız gerek?" Dedi karnına bağladıkları bebeğe bakarak. Bebek güldü. "Değil mi minik şey? Güzel çocuk."
"Kayıtları vardır aslında" dedi mikasa.
"Evet, ama henüz isim kaydı yaptırmamışlardı."
"Ah, anladım."
Bebeğe gerekli şeyleri aldılar. "Tanrım bu kadar şey gerektiğini bilmiyordum." Dedi Sylvia. "Yoruldunuz sizde."
"Sorun değil." Dedi historia nefes nefese. "Dinlenin biraz şurda. Ben gerisini hallederim."
Bir dükkana girip süt ve toz mama aldı. "Emin misiniz en iyisi bu değil mi?"
"Evet, keçi sütünden ve önemli besinlerden yapılmış. Kesinlikle en iyisi bu."
Parayı ödeyip çıktı. Derin bir nefes aldı. Bebeğe baktı. "Sende yoruldun değil mi?" Bebeğin başını öptü.
Tam o anda İrie'nin onu görmüş olduğunu nerden bilebilirdi. İrie onu değişmiş bulsada onu hemen tanımıştı. Şok içindeydi. Arkasını dönüp kendi ağzını kapattı. Shin fark etmeden kendini düzene soktu.
Boğazını temizleyip konuştu. "Siz devam edin kardeşim. ben su alıp biraz dinleneceğim."
"Aa.. peki." İrie değişiyordu fark etmişti. "sizin gelmenize gerek yok gercekten." Dedi kibarca yanlarında getirdikleri kişilere. Biraz uzaklaşmışlardı.
"Ne yapıyorum ben?! Ne düşünmüştüm?"
Sylvia ya baktı. kucağındaki şeyi hafifçe pışpışlıyordu ve aynı yerde dolanıyordu. Yanına uzun boylu siyah saçlı bir kız gelmişti. Gulumseyip birbirleriyle konuşuyorlardı. Kız geri gidince bir cesaret geldi.
Adımlarını oraya atmaya başladı. Oradan gelen ruzgar saçlarını hareketlendirdi.
Kızın arkasına gitti. Korkutmamak için konuştu. Aralarında mesafe vardı.
"Sylvia." Kız irkildi, omuzları havalandı. Pelerini başına geçirdi. Yan dönüp konuştu.
"Beni nasıl tanıdım."
"Özür dilerim ama... tanıdım işte..." Bir süre geçti. "Konuşmayacak mısın?"
"İrie, ne dememi bekliyorsun?"
"Bu bebekle tanıştırabilirsin?"
"Ah, şey." Omuz silkti. "İsmi belli değil."
"Babası kim?"
"Bilmem... Ne yani benim mi sandın?"
"... Bir an." İrie kızardı. Sylvia güldü. Evet, İrie ilk defa güldüğünü görmüştü.
"Çok salaksın."
İrie dizlerinin üstüne eğildi. "Evet, çok salağım. Sylvia.." gözlerine baktı. "Geçmişi affet diyemem ama ne olur... Özürümü kabul et."
"İrie ne yapıyorsun? Kalk dizlerin kirlenicek." İstemeyerek elini uzattı.
"O zaman dinle." Elini tutarak kalktı. "Çok yakınsın." Dedi yüzüne bakmayarak. İrie buna inat ondan hiç bir yere bakmıyordu. Mavi gözleri öyle sevimli olmuştu ki.
"Her şey senin içindi." İrie cidden çok yakındı. Sylvia duvarla onun arasında kalmıştı. Bebeğin başını tutuyordu.
"Hepsi sana olan tutkumdandı. Engelleyemiyordum." Sylvia kalkık kaşlarla ona baktı. Gözlerine baktı. Sylvia yutkundu
"Ne diyorsun sen?"
"Diyorum ki, seni sevdiğimi farkettim ve kalbimi büyüledin."
"... Hayır." Uzaklaşmak istedi. "Hayır yine yalan uyduruyorsun... Lütfen beni rahat bırak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sylvia'nın İsyanı|Başlangıç (Snk fanfic)
FanfictionSylvia'nın İsyanı'nın devam kitabıdır...