Shin üstündeki ceketi çıkardı. Sylvia'nın önünü kapattı.
Yerdeki acil yardım çantası biraz dağılmıştı. Etrafındaki ipleri topladı. Yeni bir iğne seçmek için uğraştı.
Çoğu kurumuş kanla kaplıydı. Hatta paslanmıştı. Sylvia gibi bir insanın bu konuda bir şey yapmaması onu şaşırmıştı.
"Hepsi stabil değil. Paslanmışlar! Sana inanamıyorum. Niye bunu önemsemedin?"
Sylvia aynı duruşta kaldı. Yere bakıyordu öylece. Sonra yavaşça konuştu. "Kirli bir insanın yaraları o karar önemli değildir."
Shin yutkundu. Bir bez alıp yıkadı onu. Sylvia'ya baktı uzaktan.
Boğazına bir yumru oturmuştu. Yavaşça arkasına oturdu. Sırtına baktı, göğsündeki kalp yanıyordu.
Kanları temizledi. Sütyeninin kopçası yaraları kötü ediyordu. İstemeden inceledi. Siyah ha?
Kopçayı çözdü. Sylvia şaşırıp Shin'in ceketini daha çok önüne bastırdı. Shin kızın boynundaki saçları önüne sıyırdı. Boynuna dudakları ile burnunu gömdü.
Uzun bir öpücük koydu kokulu boynuna. Fakat Sylvia'nın bunları unutacağını nerden bilebilirdi.
Sylvia ürkekçe titredi. "Tanıdığım en temiz insansın." Sylvia korka korka onun yüzünün olduğu tarafa çevirdi yüzünü hafifçe.
"Benim için önemlisin. " Tekrar burnunu boynuna gömdü. "Hep yanımda kalmanı istiyorum."
Sylvia tekrar ağlamaya başladı. Gözlerini kapattı. Yere eğdi başını.
"B-ben nasıl kalacağım... B-bil- bilmiyorum."
"Sadece kalbine al beni."
"Neyden bahsediyorsun anlamıyorum."
"Böyle şeyler demen canımı acıtıyor."
"Ö-özür dilerim." Dedi Sylvia acı dolu sesle. "Seni de kirletiyorum." Sylvia aniden ayağa kalkınca Shin hemen onu tuttu. Belinden geri oturttu biraz çekmeyle.
Sylvia reddetmedi. Geri oturdu. "Uyumak istiyorum."
"Şuan olmaz." Shin bir iğneyi stabilize etti. Anlından terler akıyordu.
"İğneyi yakarak kullan." Dedi soluk bir ses. Shin çakmağı yaktı. Kararlılıkla baktı ateşe.
Yaktı iğneyi. Derin bir nefes aldı. "Canını yakmak istemiyorum." Sylvia'nın sesi dalga tonuna geçti. "Beni iyileştiriyorsun."
Shin dikkatle yaraya dikiş atmaya başladı. Kızın bağırmaları ve inlemeleri kulaklarına doldu. Fakat dikkatinin bozulmaması gerekliydi.
"Biraz daha dayan..." Sesi titremişti.
Sylvia Shin'in ceketini ıssırıyordu. Boğuk boğuk sesler çıkartıyordu artık.
Kendini sıkıyordu. Dayanmalıydı.
"İyi olacaksın, İyi olacaksın." Shin içi acıya acıya söylüyordu.
Dikişi bitirdi. Sylvia o kadar yorgun olmalıydı ki gözlerini bile açmaya mecali yoktu. Dengesiz nefesler alıp veriyordu.
Shin boynuna bir öpücük koydu. Gözyaşları Sylvia'nın boynuna geldi. "Seni her şeyden çok seviyorum."
Ryuu'nun kaşları yukarı kalkmış gözleri sonuna kadar açıktı. "E sonra." dedi donuk bir sesle.
Shin gülümsedi. "Hatırlamadı. Çok bitikti."
"Bence fırsattan istifade..."
Shin tek kaşını kaldırdı ve ona ima dolu baktı. "Tamam, sustum."
"Onun boynunu iki kez öptüm."
"Yeter mi?"
"Mesele kalbinin benim olması... Tabi bazı şeylere sıra gelirdi."
"Sevdiğin kızı öpmek nasıl bir şeydir acaba." Ryuu'nun aklı havaya gitti.
"Benim için hayal etmek bile imkansız..."
"Dostum öyle deme. Hem Sylvia al dudaklarından hoşlanır bence."
Ryuu içinden güldü. Sylvia ile çok ters duruyordu kurduğu cümle.
"Kendimi kandırmamalıyım."
"Shin dudaklarına yapış."
"Ne?"
"Sadece bir his.Aman çok saçmaladım!" Yüzünü ekşitip yumruğunu hafifçe masaya geçirdi ve yerinde kıpırdandı. "Bana uyma."
Sonra fikir değiştirdi. "Ama şu dediğime uy. Kimse almadan onu alman gerekiyor. Tanrı aşkına! Abin ile nişanlanacaklardı az daha. Ayrıca keşif birliğinde çok iyi adaylar var. Soktuklarım! Kızlar bile kızları kapıyor."
Shin bir tuhaf oldu. "... Ya birinden hoşlanırsa."
"Peki o kişi sensen." Tek kaşını kaldırdı Ryuu.
Ryuu beklenmedik şekilde haklıydı.
Shin içindekileri tutamıyordu. Gözleri doldu. "Beni özlemiş midir?"
"Bence deliler gibi özlemiştir."
"Deliler gibi mi?" Shin'in kalp atışları hızlandı. Öyle olduğunu hayal etmek bile onu heyecanlandırmıştı.
"Ona sarılmak istiyorum." Diye ekledi Shin. Ayağa kalktı.
Ryuu hemen ayaklandı. "Dur leennn! Yavaş!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sylvia'nın İsyanı|Başlangıç (Snk fanfic)
FanfictionSylvia'nın İsyanı'nın devam kitabıdır...