sooya:
kravatını yanlış bağlamışsın.
o son yeri alttan değil, üstten geçirmeliydin.namjoon:
önemsemiyorum, artık.sooya:
çünkü sona geldiğini hissediyorsun değil mi?namjoon:
ben zaten on yıldır sona yaklaştım sooya, sadece artık dayanmak istemiyorum.sooya:
üzgünüm.namjoon:
bende üzgünüm.
çok fazla.
aşırı, bayağı, pek çok ve çoğu kez hep üzgünüm.namjoon:
lakin bir hafta sonra alışıyor insan.
çok sıradan gelmeye başlıyor.
sonra bir bakmışsın, seninle kalkıp seninle yatıyor.namjoon:
tabi daha sonra fark ediyorsun, onu besleyip asıl intiharını getirdiğini.namjoon:
o da öyle demişti bana, o günden sonra çıkmaz oldu aklımdan.sooya:
kim demişti?namjoon:
sevgilim.sooya:
bir sevgilin mi var?namjoon:
ben onun değil, o benim sevgilim.sooya:
anlamakta güçlük çekiyorum...namjoon:
o başkasının sevgilisi ama sanki hâlâ bendeymiş gibi hissediyorum.
çok tuhaf.sooya:
anlıyorum.namjoon:
fark ediyorum.sooya:
ölme.namjoon:
çünkü gülümse falan demeyeceksin değil mi?sooya:
ölme, gülümse.namjoon:
ah, tanrım.
gülümseyebilsem, ölmem zaten.sooya:
ölmek zorunda değilsin joon, lütfen.namjoon:
kaç kez bana 'joon' deme demem gerekiyor?sooya:
nefes aldığın her saniye.
nefes almayı bırakmanı istemiyorum.namjoon:
eskiden bir geçmişimizin olması bana mani olacağın anlamına gelmez, biliyorsun değil mi?sooya:
lanet olsun ki biliyorum.
kararlı bir adam olduğunu da biliyorum.
aklına koyduğun şeyi yapacağını da biliyorum.namjoon:
öyleyse?sooya:
ama ölme.
lütfen.namjoon:
üsteki mesajları yazmak istemiyorum.
kısa versiyonunu yazayım bari.
öleceğim, sen ne dersen de.sooya:
seni sikeyim namjoon, tamam mı?
sikeyim!namjoon:
tamam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stone heart
FanfictionSiliverdiğim onca anı arasından damlatıyorsun gözyaşlarını, böylece yeniden karşılaşıyorum seninle. tamamlandı. cover desing, luvalue.