stone heart

13; dolduracağım seni.

sooya:
namjoon,
nasılsın?

sooya:
bana cevap vermeyeceğini biliyorum.
ama sormadan edemiyorum.
sana değer veriyorum.

sooya:
özür dilemekten başka çarem olmuyor her defasında.

sooya:
böyle olacağını bilseydim, yemin ederim ki hayatına asla girmezdim.

namjoon:
girebileceğin bir hayatım yoktu.

sooya:
hey, sonunda cevap verdin.
iyi misin?

namjoon:
hâlâ aynısın.
önemsiyormuş gibi davranıyorsun, sonra tam alıştığım an kaybolup gidiyorsun.

namjoon:
bunu da geçtim, gittiğinde verdiğin acının silikleştiği an, yeniden ortaya çıkıp tek tek iğne ucuyla tüm acıları kazıyorsun.

namjoon:
bana da acı jisoo.

namjoon:
lütfen.

sooya:
namjoon, ne olursun böyle konuşma.

namjoon:
olur, konuşmam.

sooya:
keşke hiç varolmasaydık.
keşkelere bağlıyım.
bundan ötesi yok.

sooya:
o siktiğimin günü sana farklı gözle asla bakmamalıydım. ve sen, o kadar güzel olmamalıydın.

sooya:
o evi asla tutmamalıydık, olacak çocuklarımıza isim koymasaydık.

sooya:
öpüşmeseydik mesela.

namjoon:
tutmasaydın ellerimi.
her defasında tuzlu yapmasaydın yemekleri.

namjoon:
sürekli sabah yediye kuracağın alarmı akşam yediye kurmasaydın.

namjoon:
keşke olmasaydım.

sooya:
her şey benim suçum.

namjoon:
kabullenmiş olman güzel.

namjoon:
neden beni bırakıp gittin?

sooya:
seni severdim.
ama ona aşıktım.

namjoon:
evet, o güzel bir adam.

sooya:
sende güzel bir adamsın.

namjoon:
yalan söylemeyi bırakacağım demiştin.

sooya:
yalan söylemiyorum.

namjoon:
söylemeye devam ediyorsun.
her neyse jisoo, sen söylesende ben inanacak kadar saf değilim artık.

sooya:
namjoon,

namjoon:
jisoo, lütfen artık bana acı vermeyi kes.

sooya:
üzgünüm.

namjoon:
benim milyonlarca göz yaşlarıma diyecek tek sözünün üzgünüm ve özür dilerim olması ne acı.

namjoon:
bende üzgünüm.
ve eminim, senden daha çok.

namjoon:
şimdi lütfen daha fazla üzme beni.
zirâ, yoktur artık dayanacak gücüm.