"Hem de deniz manzaralı!" Babam karşımda oturmuş beni izliyordu. Heyecanla evi anlatıyordum ona. O kadar sakin bir şekilde beni dinliyordu ki bir an ne saçmalıyorsun diyecek diye korktum.
"Tamam." Şaka?
"Şaka!" Gülümseyip başını olumlu anlamda salladı.
"Kapora bırakmışsın kızım o kadar para çöpe mi gitsin şimdi." Kahkaha attım.
"He sırf kapora için taşınmayı göze alıyorsun."
"Biraz da senin hatırın var." Koltuğa zıplayıp boynuna sarıldım. Oha lan bir dakika.
Ben ne kadar uzun süredir babama sarılmıyorum? Babamın kokusunu alınca gözlerim doldu. Resmen babama sarılmıyorum yıllardır. Burnumu çekince bana daha sıkı sarıldı.
"Sen nasıl daha mutlu olacaksan öyle." Beni kucağına aldı. Ağlamaya başladım. Ağlaya ağlaya saatler geçirdim babamın kucağında. En son uyuyakaldığımda beni koltuğa yatırışını hatırlıyorum. Uyandığımda sabah olmuştu. Üstümde battaniye vardı.
Bir duş alıp mutfağa girdim kendime kahve yapmak için. Sonra aklıma dün gittiğim yer geldi. Kahve yapmaktan vazgeçip hazırlandım ve oraya gitmek üzere evden çıktım. Saçlarımın uçları hala biraz ıslaktı. Yürürken kururdu onlar da.
Emlakçıyı arayıp evin planlarını göndermesini istedim. Baştan sona bir iç mimar edasıyla dekore edeceğim. Evden hiçbir şey götürmeyeceğim.
Kafeye girdiğimde inanılmaz kalabalık olduğunu gördüm. Bugün cumartesiydi ama bu kadar kalabalık da beklediğim bir şey değildi. Önümdeki üç kişiyi bekledikten sonra sıra bana geldiğinde gözüm istemsizce etrafı tarafı, dünki adam yoktu.
Siparişimi verip bu sefer vejeteryan sandviç istedim. Salam midemi bulandırıyor.
Herkes sigara içtiğinden dışarı yöneliyordu, içerisi yine çok kalabalık değildi. Dün ki masama oturdum. Bilgisayarımı açtım hemen. Çok spor bir ev olsun istiyorum. Kendi odamda biraz kırmızı renk kullanmak istiyorum. Ve metal. Babamın odası... Hım... lüks bir yatak odası, bir de çalışma masası. Ev eski bir ev olduğu için odaları gerçekten büyüktü.
Anlamlandıramadığım bir şekilde yeni yapılan evler kutu gibi odalara sahip oluyordu hep.
Eski evin şanssızlığı da mutfak dolapları birazcık eskiydi, banyosu da tabi. Ama zamanla değiştirilir canım!
Babama hemen bir karyola beğendim ve sipariş verdim. Verdikten sonra fotoğrafını attım. Hazır babama almışken onun odasını halledeyim önce.
Kahvemi içerken gözüm kasaya kaydı yanlışlıkla. Dün ki adam. Yanındaki garsona bir şeyler anlatıyordu, kasayı göstererek. Gözlerimi çekip işime odaklandım. Karşımdaki sandalye çekilince irkildim.
Şule.
"Nerdesin sen?" Bilgisayarı kapatıp arkama yaslandım. "Asla ulaşamadım kızım sana, nerdesin sen?"
"Sakin ol Şule, buradayım." Etrafa bakındım. "Sen nerden buldun beni?"
"Berkan bıraktı." Kaşlarım çatıldı. "Muhtemelen Kaya istemiştir." Diye de açıkladı. Bu kızı sırf zekasından dolayı bile sevebilirdim.
"Aman kendisi uzak olsun da." Kaşları havalandı.
"Ece duyduğum her şey doğru mu?" Muhtemelen doğru.
"Ne duydun?"
"Anlattırma bana şimdi." Dudaklarımı birbirine bastırıp başımı olumlu anlamda salladım.