-buluşma-

56 56 5
                                    


                                             - 300 YIL SONRA -

"Sen kafayı mı yedin?" dedi Agenor hızlı bir şekilde silahlarına susturucularını takarken "oraya öylece girip içerdeki yaklaşık altmış kişiyi öldürebileceğimizi mi sanıyorsun?" "Susturucularını takmana gerek yok, bu seferki suikast değil" dedi Athos silahlarının şarjörlerini kontrol ederek "ve ayrıca evet, aynen öyle yapacağız." 

Agenor sessizce pencereyi açıp içeri adımını attı. "Ne yapıyorsun?" dedi Athos Agenor'a bakarak "daha demin ne dedim ben?" "Ne yapmamı istiyorsun?" dedi Agenor alaycı bir şekilde Athos'a bakarak "peşinden gidip daha kapıdayken delik deşik olmak istemiyorum, kaç kere bunun yüzünden öldüm hatırlatmamı ister misin?" Athos silahıyla kafasını kaşıdı sonra Agenor'a bakarak "haklısın" dedi ve kapıya doğru ilerlemeye başladı. 

"Ben geldimm" diyerek kapıyı kırdı Athos, içeri girdi ve silahlarını kaldırdı. Karşısına çıkan ilk kişinin kafasına sıkmak için can atıyordu. İçerde kimsenin olmadığını görünce silahlarını indirerek "nasıl olur?" dedi Athos. Bir silah patladı, Athos'ın kulağından kan akmaya başladı. Athos silahını karşısında bir anda beliren ve silahından duman çıkan Agenor'a çevirdi. "Arkana bak" dedi Agenor. Athos arkasını döndü, yerde yatan silahlı adamın ayağına kadar gelen kanını gördü. İki el daha silah sesi geldi, kapıdan on metre ötedeki iki adam daha yere düştü. "Rica ederim" dedi Agenor gülerken "suikastçı." Agenor'un üzerine ardı ardına silahlar patlamaya başladı. Agenor kollarını yüzüne kapatarak kendini bir kaç adım sola attı. "Teşekkür ederim" dedi Athos Agenor'un arkasındaki delik deşik olan adamlar yere düşerken "suikastçı."

"Sen dışardakileri hallet bende o şerefsizin bir daha işimize burnunu sokmayacağından emin olurum" dedi Agenor arkasını dönüp giderken. Agenor sessiz ama hızlı bir şekilde uzun koridorda ilerlemeye başladı, bir ses duydu ve gülümseyerek silahlarını belindeki kılıflarına koydu. İki adam silahlarını havaya kaldırarak Agenor'un altından geçtiler. "Athos'a hediyem olsun" dedi Athos adamlar gittikten sonra yere inerken. Silahlarını çıkararak adamların geldiği yere hızlıca ilerlemeye başladı. Bir silah patladı sonra ardı ardına silahlar patlamaya başladı. 

"Kaçırdım mı?" dedi Athos yerde yatan yaklaşık otuz adamı gördüğünde "kaçırmışım."  "Onu özel paket yaptım" dedi Agenor Athos'a, tavana asılı duran adama iki el ateş ederek "mallarımıza verdiği zarar aklıma geldikçe dayanamayıp sıkıyorum." Athos bir anda dona kaldı. "Ne oldu yoksa sen mi vurmak istiyordun?" dedi Agenor gülerek. "Olamaz" dedi Agenor yüzündeki gülümseme bir anda yok olurken "o geldi." Agenor silahlarını belindeki kılıflarına koyarak kapıya doğru koşmaya başladı "onu hemen bulmalıyım." Bir silah patladı. Agenor acı çekerek yere yıkıldı, kanayan bacağına baktıktan sonra sinirli bir şekilde Athos'a döndü. Athos içinden duman çıkan silahını indirerek "seninle bir düşmanlığım yok, ölmeni istemiyorum ama ben kralı bulana kadar karşıma çıkmanı da istemiyorum" dedi bir süre daha Agenor'a baktıktan sonra "aslında ölmen benim için daha iyi olur." Athos silahını kaldırdı "son bir dileğin var mı?" dedi. Bir silah patladı. Athos'un elindeki silah yere düştü. "Bunun bedelini ödetmez miyim sanıyorsun?" dedi Agenor silahını kılıfından çıkarmadan ateşleyerek "beni vurduktan sonra buradan canlı çıkabileceğini mi sanıyorsun?" Bir silah patladı sonra ardı ardına silahlar patladı. Athos daha elindeki kurşunun kanaması durmadan omzundan vuruldu, diğer eliyle silahını ateşleyerek koşmaya başladı. Agenor iki silahıyla birlikte Athos'u mermi yağmuruna tuttu ama kalkıp koşamadığı için elinden kaçırdı.

"O olduğuna eminim ama neden bu kadar sakin?" dedi Athos yaklaşık bir haftadır aradığı kralını bulduğunda "sanki o değilmiş gibi." Athos bir okulun çatısında bekleyerek içten içe gizlenebilmesini kolaylaştırdığı için vaktin gece olmasına seviniyordu. Athos kralın bir anda kahkaha atmaya başladığını gördü, bir süre sonra kahkaha atmayı keserek " Ne yani sadece beş kişiyle mi geldin!" dediğini duydu. Kral öyle korkunç bir bakış attı ki Athos "işte şimdi kralıma benzedin" dedi. Kral bir süre sonra "adım İgor, yalvarmanız için lazım olacak" diyerek Athos'un emin olmasını sağladı.

Athos bir süre karanlıkta gizlenerek yürüdü. Yerde yatan iki kişinin yanına gelerek nabızlarını kontrol etti. Kralın nabzı hala atıyordu ama kızınkini kontrol ettiğinde çoktan öldüğünü anladı. Kızı olduğu yerde bırakarak İgor'u sırtına aldığı gibi uzaklaştı.

"Neredeyim ben?" dedi Jill etrafına bakıp ayağa kalkmaya çalışırken. "Hoş geldiniz, kralım" diyerek henüz ayağa kalkmış olan Jill'in önünde diz çöktü Athos "Sizi uzun zamandır bekliyordum." Jill hemen yaralarını kontrol etti, hala kötülerdi ama eskisinden iyilerdi. Aklına hemen Mira geldi. "Ne demek isteğini bilmiyorum ama Mira'yı bulmam lazım, onu hastaneye götürüyordum ve iyi mi bilmem gerekiyor" dedi Jill ve etrafına baktığında gördüğü ilk kapıya doğru yürümeye başladı. Kolunda bir acı hissetti ve serum iğnesini diğer eliyle çıkartarak yürümeye devam etti. Bir silah patladı. Jill bir anda durdu ve vurulmadığına emin olduktan sonra arkasını döndü. "Sen de kimsin?" dedi Athos silahını indirerek Jill'in yanına geldi "kral yanındayken sen nasıl konuşabiliyorsun?" "Ben-benim adım Jill ve ne kralından bahsettiğini bilmiyorum" dedi Jill korktuğu için biraz çekinerek "sen kimsin?" Athos, silahını mermi Jill'in kulağının yanından geçecek şekilde tekrar ateşledikten sonra Jill'in kafasına dayayarak "Bana bak Jill, kralı uzun zamandır bekliyorum ve bana onun nerde olduğunu söylemezsen şuracıkta kafanı patlatırım" dedi ve silahı kafasına daha da bastırdıktan sonra bağırarak "hatta daha iyi bir fikrim var, bana kralımı getirene kadar sana gece gündüz işkence yapacağım, buna ne dersin ha Jill!"

"ona zarar verirsen bana zarar verirsin" dedi yavaş bir şekilde konuşan İgor ve hızlıca Athos'un elindeki silahı alarak bacağına bir el ateş etti "amacın bana zarar vermek mi Athos?" "Hayır hayır efendim, ben yüzyıllardır sizi bekliyorum" dedi Athos kafasını yerden kaldırıp İgor'a bakarak "size Agenor zarar vermek istiyor." "Eğer bana ihanet edersen sana öyle şeyler yaparım ki bana ölmek için yalvarırsın Athos" dedi İgor yerde yatan Athos'un yüzüne eğilerek "Agenor nerde?"

BizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin