ÜÇ KOPUK İPLİK
Sherlock Holmes'ün en önemli yeteneklerinden biri de istediği zaman belleğini üstünde yoğunlaştığımız konudan ayırabilmesiydi. Şimdi, saatlerdir uğraştığımız işi unutmuş gibiydi, çağdaş Belçikalı resim ustalarının eserlerini seyretmeye dalmıştı. Galeriden ayrılıp Northumberland Oteline gidinceye kadar resim ve sanat hakkında ilginç yorumlar yaptı.
"Sir Henry Baskerville sizi yukarda bekliyor," dedi otel görevlisi. "Gelir gelmez sizleri yukarı çıkarmamı söyledi."
"Kayıt defterinize bakmamda herhangi bir mahzur var mı?" dedi Holmes.
"Hayır, efendim."
Defterde Baskerville'den başka iki isim daha vardı. Biri Newcastle'dan Theophilus Johnson ve ailesi, öteki Alton'dan High Loge'lu Bayan Oldmore ve hizmetçisi.
"Herhalde bu tanıdığım Johnson olmalı," dedi Holmes görevliye. "Avukat, değil mi, topallayarak yürür?"
"Hayır efendim, bu Bay Johnson, kömürcü, çok çalışkan bir bey, sizin yaşlarınızda."
"Bilgilerinizde bir yanlışlık olmasın?"
"Hayır efendim, uzun yıllardır bu otelde kalır. Kendilerini çok iyi tanırız."
"O halde tamam. Bayan Oldmore'u da hatırlıyor gibiyim. Meraklı olduğum için özür dilerim, insan bir dostunu ararken bir başkasıyla karşılaşıyor."
"Kendileri hasta bir hanımdır efendim. Kocası bir zamanlar Gloucester valisiydi, şehre indiğinde bizde kalmayı tercih eder."
"Teşekkür ederim, tanıdığımı sanmıyorum. Bu sorularla pek önemli bir problemi çözdük Watson," diye devam etti alçak bir sesle. Merdivenden çıkarken, "Dostumuzla ilgilenen kişinin bu otelde kalmadığını öğrendik. Her ne kadar Sir Henry'yi gözden kaçırmak istemiyorlarsa da, onun kendilerini görmelerini de aynı derecede istemiyorlar. Bu insanın aklına pek çok soru getiriyor."
"Neler getiriyor?"
"Mesela, hey azizim bu da ne?"
Merdivenin başına gelince Sir Henry Baskerville ile karşılaştık. Yüzü öfkeden kıpkırmızı olmuştu, bir elinde eski, tozlu bir çizme vardı. Çok sinirlenmişti ve doğru dürüst konuşamıyordu, konuştuğu zaman da garip bir şiveyle, kendisinden şimdiye kadar duymadığımız bir Batı Amerika şivesiyle konuşuyordu.
"Beni enayi sanıyorlar," diye bağırdı. "Dikkatli davranmazlarsa yanlış adamla uğraştıklarını anlayacaklar; o çocuk kaybolan çizmeyi bulamazsa görür gününü. Bu sefer fazla ileri gittiler."
"Hâlâ çizmenizi mi arıyorsunuz?"
"Evet bayım, bulacağım da."
"Ama sizinki, dediğinize göre yeni kahverengi bir çizme değil miydi?"
"Öyleydi bayım, ama, aldıkları eski, siyah bir çizme, işte."
"Yoksa..."
"Evet öyle. Üç çift çizmem vardı, yeni aldığım kahverengi, eski siyah çizmelerim, bugün de siyah çizmenin tekini aldılar. Şimdi anladınız mı? Öyle bakıp duracağınıza bir şey söyleyin!"
Telaş içinde bir Alman garson ortaya çıktı.
"Üzgünüm efendim. Bütün oteli aradım ama bulamadım."
"Çizme, ya akşam olmadan hemen bulunur. Ya da otel müdürüne çıkıp, hemen oteli terk edeceğimi bildiririm."
"Sinirlenmeyin efendim, çizmenizi mutlaka bulacağız."
![](https://img.wattpad.com/cover/261349892-288-k359019.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sherlock Holmes - 2. Cilt
Mystery / ThrillerSherlock Holmes, Sir Arthur Conan Doyle tarafından oluşturulan Britanyalı hayalî dedektif kahraman, polisiye edebiyatının önemli ilk kişiliklerinden biri. Gazetelerde basılmış ve polisiyenin halk arasında yaygınlaşmasına yardımcı olmuştur. Sherlock...