Korku Vadisi | 13

92 11 0
                                    

TEHLİKE


Terör krallığının yükseldiği dönemdi. McMurdo'da iç Diyakon olarak seçilmişti. Yine aynı dönemde başarılı Vücut Efendisi McGinty komitenin aranılan üyesi hâline gelmiş, her konuda yardım ve tavsiyesi aranır olmuştu. Ancak Kardeşler arasında popülerleştikçe, Vermissa sokaklarında onu selamlayanların bakışları daha da karanlık ve öfke dolu oluyordu. İnsanlar korkularına rağmen tacizcilerine karşı birleşme ve karşı koyma eğilimi göstermeye başlamışlardı. Herald binasında gizli toplantılar yapıldığı ve yasaya sadık insanlara silâh dağıtıldığı yolunda söylentiler Loca'ya kadar ulaşmıştı. Ancak McGinty ve adamları bu raporlar karşısında herhangi bir endişe belirtisi göstermemişlerdi. Onlar kalabalık, iradeli ve iyi silâhlıydılar. Düşmanları ise dağınık ve zayıftılar. Geçmişte olduğu gibi yine anlamsız konuşmalar ve belki de birkaç olası tutuklama dışında bir şey olmayacaktı. McGinty, McMurdo ve diğer cesur ruhlara böyle diyordu.

Mayıs ayının bir Cumartesi akşamıydı. Loca'nın toplanma akşamı olan Cumartesi akşamı, Örgüt'ün zayıf kardeşi Morris, onu görmeye geldiğinde Mcmurdo toplantıya katılmak için çıkmak üzereydi. Kaşları çatıktı. Her zamanki nazik gülümseyişinden eser yoktu.

"Sizinle açık açık konuşabilir miyim Bay McMurdo?"

"Tabi ki."

"Sizinle bir kere açık açık konuşmuştum Siz ise Şef'in bizzat size gelip ne konuştuğumuzu sormasına rağmen ona bir şey söylememiştiniz."

"Siz bana güvenirken başka ne yapabilirdim? Yoksa sizinle hemfikir olduğumdan saklamadım sırrınızı."

"Bunu gayet iyi biliyorum. Ama siz güvenebileceğim ve bunları konuşabileceğim tek kişisiniz. Benim söylemek istediğim bir sırrım var. Beni içten içe kemiriyor. Keşke bu başka birine olsaydı. Bunu söylersem beni kesin öldürürler. Ama söylemezsem de bu hepimizin sonu olur. Tanrım, korkudan ölüyorum!"

McMurdo adamı şöyle bir süzdü. Zangır zangır titriyordu. Bir bardağa viski koyarak adama verdi.

"Bu size iyi gelir," dedi. "Şimdi bana neler olduğunu söyleyin."

Morris viskiyi içince o bembeyaz olmuş yüzüne az da olsa renk geldi.

"Tek kelimede söyleyebilirim. Peşimizde bir dedektif var."

McMurdo adama şaşkınlıkla baktı.

"Ne, siz delirdiniz mi? Burası zaten dedektif ve polis dolu. Bize bugüne kadar ne zararları oldu ki?"

"Hayır, hayır; adam bu bölgeden değil. Sizin de dediğiniz gibi, buradakileri tanıyoruz ve onlar da bize pek fazla zarar veremezler. Pinkerton'ı hiç duydunuz mu?"

"Öyle bir şeyler duyduğumu hatırlıyorum."

"Size şu kadarını söyleyeyim, onlar peşinizdeyse hiç şansınız yok demektir. Bu olursa olur, olmazsa olmaz durumu değil. Hükümet meselesi. Bu konuyu bu kadar önemli kılanda o. Bir işi ellerine aldılar mı, sonun kadar gidiyorlar. Eğer bu işe Pinkerton el attıysa, hepimiz mahvolduk demektir."

"Onu öldürmeliyiz."

"Ah, ilk aklınıza gelen bu mu? Loca'da aynı şekilde düşünecek tabiî ki. Bu işin sonunun cinayet olacağını söylemedim mi?"

"Hayır, ama neden olmasın? Zaten bu bölgede de yeterince yaygın değil mi?"

"Orası öyle elbette, ama bu adamın öldürülmesi gerektiğini söyleyecek olan ben değilim. Bir daha asla huzur bulamam. Tabi bu tehlikede olanın bizim hayatlarımız olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Tanrı aşkına ne yapacağım?" Adam kararsızlıkla odanın içerisinde bir ileri bir geri gidip geliyordu.

Sherlock Holmes - 2. CiltHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin