Begonvil ✓

1; "Efendim. Ne yapmamı istiyorsunuz?"

Merhabalar

Başlama tarihinizi şu köşeye alalım:

Öncelikle diğer hikayelerimdeki karakterleri unutun. Çünkü bunlar çok farklı! Her şeyden önce kimse kimseye aşık değil. Birbirlerini sevme aşamasını yazmak için çok heyecanlıyım!

Heartstrings'te beğenmediğiniz ve Taehyung'a iki kırıcı söz söyledi diye kin beslediğiniz omega Jeongguk var ya? Ha işte! Size onu mumla aratacağım. Çünkü yazdığım en uyuz uke bu Taehyung olacak! Yeter manyaklar öpüşün artık! Dedirteceğim size shdhhjkgsgdvjk

Neyse uzatmadan hemen başlayalım :)

Değerli yorumlarınızı esirgemeyin
Keyifli okumalar^^

...............

Zaferle ayrıldığı harpten dönen ve zihni, onu oyalayan diğer tüm dış etkenlere kapalı olan alfa Jeongguk, merak içindeydi.

Kraliçe onu neden gelir gelmez yanına çağırmıştı ki?

Anlayamıyordu. Fakat konu her ne ise içgüdüleri ona bu işi hiç sevmeyeceğini söylüyordu. Bir an önce karargaha dönmeli ve kısa bir dinlenmenin ardından askerleriyle birlikte antrenmanlara devam etmeliydi.

Beklemek onun için büyük bir kayıptı. Zayıf düşmemeli, her daim hazırlıklı olmalıydı. Düşmanın nerden ve ne zaman geleceği belli değildi.

Ona verilen her görevi layıkıyla yerine getirmek için yetiştirilmişti.

Otuz dört yıllık hayatı boyunca ona öğretilen yegâne gaye verilen tüm görevleri halk için, devlet için yapmaktı. İçindeki milliyetçilik duygusunun bir sınırı yoktu.

Soğukkanlı ve sert mizaçlı bir liderdi. Başka alfalara sözünü dinletebilmesinin tek yolu da buydu. Bir alfanın başka bir alfaya itaat etmesi oldukça güçtür. Jeongguk ise bunu tüm zayıflıklarından arındığı için başarıyordu.

Diğerleri onun baskın bir alfa olduğuna kesinkes emindi. Ve evet o baskın bir alfaydı. Jeongguk ise bu tür dedikodulara cevap vermezdi. Bu vakit kaybıydı. Kim ne isterse onu anlayabilirdi. Yanında duranların kendisi hakkındaki düşüncelerini düzeltmeye çalışmak onu yolundan alıkoymaktan başka bir işe yaramazdı.

Kraliçenin taht salonunda olduğunu, önceden haber aldığından direkt olarak oraya yönelmişti. Atından bile yeni inmişti. Bu kadar acil olan durumun ne olduğunu epey merak ediyordu. Meraklı bir kişiliği yoktu fakat kraliçenin ilk defa böylesine aceleci davrandığına şahit oluyordu. Merak etmesi kaçınılmazdı.

Görkemli kapının önündeki askerler ona yol verip kapıyı açtığında ellerini önünde birleştirdi ve başını önüne eğdi. Kafasını eğmeden önce gördüğü tasasız yüz kaşlarını çatmasına neden oldu. Kendisine gönderilen haberde aceleci ve telaşlı davranırken şimdi neden tasasız duruyordu?

Jeongguk kandırılmaktan ve oyalanmaktan nefret ederdi. Kraliçeye olan sempatisinin yok olmamasını umdu.

"Kraliçem."

Saatlerdir beklediği alfanın sesini duyduğunda çizdiği tuvalden başını kaldırdı. Bekleyen komutana dönmeden önce geriye doğru çekilip eserine baktı. Omega oğlunun muhteşem güzelliğini tam yansıtamadığı için üzgün olmak yerine gülümsedi. Taehyung'un güzelliğini, hiçbir sanatçının gerçeği gibi yansıtamayacağını öğreneli epey oluyordu.

"Komutan Jeongguk," kısık sesle mırıldanarak elindeki fırçayı nazikçe bıraktı ve başını kaldırıp alfaya baktı. "Rahat ol." Dediğinde Jeongguk başını kaldırdı ve ellerini arkada birleştirip kraliçeyle bakışlarını birleştirdi. "Sonunda geldin. Seni bekliyordum."