16; "Bir daha sakın başka alfalardan bahsetme."

13.6K 1.3K 1.4K
                                    

Merhabalar

Bölümün kısa özeti: Azgın Taehyung is back and a little Jeonleous

Muhtemeşem İngilizcemden korkun✌️😎

Değerli yorumlarınızı esirgemeyin
Keyifli okumalar^^

...............

Omega arkadaşlarımın alfalarla katılacağı randevular için saatlerce hazırlık yapmalarını saçma bulur, dalga geçerdim. Bana göre küçük düşürücüydü. Alfalar hiç özenmeden basit bir kıyafet değişikliğiyle yetinirken omegaların saatlerce çaba harcaması büyük aptallıktı!

Ah, ama şimdi onları o kadar iyi anlıyordum ki...

Hiç uyuyamamıştım. Güneş doğar doğmaz ilk yaptığım aceleyle yemek yemekti. Karnımı erken doyurmamın sebebi öğlen Jeongguk ile buluşurken yeterince aç olabilmekti.

Fakat bir sorun vardı. Buluşmaya iki saat kalmasına rağmen açlıktan ölüyordum çünkü yataktan kalktığım andan beri kıyafet deneyip banyo yapıyordum! Midem bağımsızlığını ilan etmek için isyan bayraklarını çekmişti bile!

Hiçbir şey hevesimi yok edemezdi! Buna izin vermezdim. Eğer bugün birileri Jeongguk ile randevumuzda yolumuza taş koyarsa katil bile olabilirdim. O derece sınırdaydım. Her şey güzel giderken bunu bozmalarına müsaade edemezdim!

"Sizce bu nasıl?"

Gözlerimi ortaya çıkarması için giydiğim kahverengi ve sade hanboğun eteklerinden parmak uçlarıyla tutup Bo Young ve Min Young ikizlerine döndüm. Bu işe bulaşmak istemediklerini belli edercesine korkuyla omuz silktiler. Bu beni sinirlendirmekten öteye gidemedi. Hep aynı şeyi yapmışlardı!

"Dilinizi mi yuttunuz?! Konuşsanıza." Diye isyan ettiğimde aynı anda "Size her şey çok yakışıyor efendim." Dediler.

Ne mükemmel cevap ama! O kadar çok işime yaradı ki gidip çuvalla çıkacaktım Jeongguk'un karşısına. Neden?! Çünkü ben ne giysem yakışıyormuş!

Onları arkamda bırakıp dolaba ilerledim ve ilk seçtiğimi yeniden alarak aynanın karşısına geçtim. Evet, bu mükemmeldi. Saatlerdir deniyordum ama ilk seçtiğimin mükemmel olduğunu yeni fark ediyordum.

Sakinim...

"Tacımı silin."

Her hangi bir ses duyamadığımda dibimde dikilen ikiliye çattığım kaşlarımla baktım. "Hala ne bekliyorsunuz? Toz içinde kalmış. Çabuk çabuk!"

Günde iki kerecik tacımı silmelerini istiyordum. Ama sanki dünyanın en zorlu işini veriyormuşum gibi davrandıkları yetmiyormuşçasına bir de üstüne bana tuhaf tuhaf bakıyorlardı!

Ben gayet normaldim. Sadece canım sıkılınca emir vermek hoşuma gidiyordu o kadar...

Kıyafet soracak başka kimse yoktu ki! Annemin, Jeongguk ile aramızda yaşanan hiçbir şeyden haberi yoktu. Bu yüzden ona danışamıyordum. Anlatacaktım ama bunun kıyafet seçimi yaparken ayak üstü gerçekleşmesini istemediğimden sonraya erteliyordum. Tepkisini merak etmiyor değildim. Acaba kızar mıydı?

Şimdi bunları düşünmenin sırası değildi! Hem de hiç değildi. Çünkü güzel zihnimi meşgul etmem gereken daha önemli bir konu vardı.

Ben prens Taehyung, komutan Jeongguk ile randevuya çıkacaktım.

Randevu demek ise gün sonunda tutkulu bir öpüşme demekti. Jeongguk'un dudaklarının tadını öğrenme vakti geldi de geçiyordu bile. Bana hiç kimse engel olamayacaktı!

Begonvil ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin