6; "Oturmaz mısınız prensim?"

12.2K 1.4K 705
                                    

Merhabalar

Medya: Ha Ji Won

Olayların başlamasına çok az kaldı

Değerli yorumlarınızı esirgemeyin
Keyifli okumalar^^

................

Bir Kral olacağını bilmek taşınması kolay bir yük değildi.

Baskı altında hissediyordum. Beynimin en arka taraflarına sıkıştırıp sakladığım ve unuttuğum korkuların kilidi açılmıştı.

Komutan Jeongguk, bugüne kadar biriktirdiğim tüm endişelerimi bir anda sırtlanmama sebep olmuştu. Taşıyabileceğimden fazlaydı. Üst üste eklenen bu sorumluluklar bir ayda tüketmişti beni.

Uykularım kaçıyor, yetişemeyeceğim korkusuyla doğru düzgün bir işe başlayamıyordum. İlk hafta nereden başlamam gerektiğini bile bilmediğimden önüme gelen her bilgiyi kafamın içine doldurmaya çalışıyordum.

Bunun yanlış olduğunu annem fark ettiğinde ancak anlayabilmiş ve başından beri yapmam gerekeni yapıp komutan Jeongguk'tan yardım almakta bulmuştum çareyi.

Bana okumam gereken kitapların bir listesini güzel el yazısıyla yazıp vermişti. Çoğunluğu ders kitabı niteliğindeydi. İçinde romanlar da vardı.

Tabi bu sırada ondan aldığım, her en kadar ihtiyacım olmasa da, savunma ve temel bilgi derslerini de aksatmıyordum. Kafamı kaşıyacak halim yoktu.

Komutan Jeongguk'a odaklanmaya bile vaktim yoktu...

Kendisi bundan epey memnun gibiydi. Fakat hangi konuda memnun olduğunu anlayamıyordum. Eğitimlerime büyük bir hızla devam ediyor oluşumdan mı yoksa ondan uzak durmak zorunda kalmamdan mı memnundu?

Her neyse. Bunları düşünüp dikkatimi dağıtmanın sırası değildi.

Sarayın kütüphanesindeydim. Jeongguk'un listeye yazdığı kitaplardan sadece iki tanesini okumamıştım. Bizden önceki krallıkları anlatan ağır kitabı es geçip Sun Tzu'nun, savaş stratejisi üzerine yazdığı Savaş Sanatı adlı yazılarda toplanan sohbet niteliğindeki kitabı elime alıp okumak için ayrılan masaya ilerledim. Sun Tzu Çinli bir komutan, filozof ve askeri bir bilgeydi. Jeongguk gerçekten de iyi tercihler yapmıştı. Yine aynı şekilde Tao düşüncesinin kurucusu kabul edilen Laozi'nin "Tao Te Ching" "Yol ve Erdem" adlı eserlerini okumamı hatta her bir kelimesini beynime nüfuz etmemi istemesi onun bu konuda ne kadar da tecrübeli olduğunu gösteriyordu. Çünkü Laozi'nin eseri, bana güç veren bir kitap haline gelmiş, çoğu konuda bana yardımcı olmuştu. Epey sevmiştim.

Jeongguk'un neden sessiz kaldığı ve soru sorulmadan neredeyse hiç konuşmadığı şimdi daha iyi anlaşılıyordu. Laozi'nin dediği gibi; Bilen konuşmuyor. Konuşan bilmiyor...

Kolay kolay değişemezdim. Hala aynı kişiydim. Sadece, bilmediklerimi öğrenme açlığımı bir türlü dindiremiyordum! Bilmediklerimi bilmek iyiydi fakat henüz öğrenmemiş olmak beni, sıkıntı veren korkunç bir endişeye sürüklüyordu. Er yada geç hepsini okumalıydım!

.................

Benimle beraber tüm askerler nefesini tutmuş, önümüzdeki çetin antrenmanı izliyorduk. Çünkü Jeongguk ve epey dişli bir komutan kılıç düellosu yapıyordu.

Komutanların hepsi askerlerine son günlerde fazla antrenman yaptırıyordu. Yakınlarda bir fetih yapılacaksa bile benim bundan neden haberim olmamıştı? Diye düşünmeden edemiyordum.

"Bence komutan Jeongguk alamaz."

Yan tarafımda bulunan iki asker devam ettirdikleri sohbetin yönünü değiştirip konuyu Jeongguk'a getirdiklerinde biraz önce umurumda olmayan sesler ilgi alanıma girivermişti.

Begonvil ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin