Begonvil ✓

25; "Sizden tüm hiçliğimle nefret ediyorum."

Merhabalar

Gerek yoğunluktan gerekse de İlhamsızlıktan bir türlü bitiremedim bölümü. Bu yüzden gecikti ama sonuç itibariyle yayınlayabildim.

Değerli yorumlarınızı esirgemeyin
Keyifli okumalar^^

......

Mutluluk nerededir?

Yunan mitolojisinde mutluluğa dair bir hikayeye göre: Tanrılar, insanlar mutluluğu arasın ve böylece kıymetli olsun diye saklamaya karar verirler. Biri der ki; "Göklerin en uzağına saklayalım." diğeri, "Denizin en dibine..." Öbürü, "Ormanın en kuytusuna saklayalım." diye belirtir. Sonunda biri der ki, "İçlerine saklayalım. Oraya bakmak akıllarına gelmez."

Saray bahçesinden çiçek toplayan Jeongguk ise yaşadığı mutluluğun sebebinin Taehyung olduğunu düşünüyor; neşe kaynağını onun gülüşünde, mutluluğunda buluyordu.

Jeongguk'un verdiği çiçekleri alıp boştaki elini uzattı. "Elimi tut."

"Neden?"

"Çünkü... çünkü sebebi yok. Elimi tutar mısın lütfen?"

"Nasıl istersen."

Bu cevap Taehyung'u sinirlendirdi. Dişlerini sıkarak alfaya döndüğünde "Ne yani ben istediğim için mi elimi tutacaksın?" diye çemkirdi.

Jeongguk göz devirme girişimine son anda engel olabildiğinde içten gülüşünü omegaya sundu. Çiçek tutmayan elini tutup dudakları hizasına getirdiğinde gözünü ondan ayırmadan öptü. "Avuçlarım terlemişti, nemi senin de eline bulaşır diye tereddüt ettim."

Başka bir omega olsa alfanın düşünceli halinden ve tatlı öpücüğünden etkilenirdi. Taehyung ise bu sözlere daha çok alınmış gibi adımlarını hızlandırarak Jeongguk'tan önde yürümüştü. Kendi kendine konuşup isyan etmeyi de ihmal etmiyordu.

"Aptal. Ben, onun terli vücuduyla üstümde hakimiyet kurduğu rüyaların sayısını unutuyorum ama kendisi elimi tutmaya çekiniyor. Aptal!"

Çok hızlıydı. Jeongguk bile ona yetişmekte zorlanıyordu! "Taehyung beni bekler misin?"

"Ne münasebet?"

"Aşkım."

"Aşkım diyen dudaklarını..." Devamında felaketi çağıracakken aklına gelenle duraksadı. Eriyip yok olacak kıvama gelmişti. Jeongguk'un dudaklarını çok başka şekillerde, mekanlarda-mesela çıplak bedeninde-hayal etmişti. Beynine nüfuz eden düşünceler ağzını sulandırdı. "O dudaklarını kan toplayana kadar öpmek, ısırmak, belki biraz da yalamak..."

Jeongguk aniden yürümeyi kesen sevgilisine arkasından sarılıp elini karnında birleştirdi. Art niyet barındırmayan bu hamlesini kendi emelleri için kullanmaktan çekinmeyen Taehyung'un aklı yerinde değildi. Bedeninde kızgınlığa girdiğine dair herhangi bir belirti yoktu ama fikirleri müthiş ıslaktı! Kalçasını yavaşça Jeongguk'un kasıklarına ittiğinde başını geriye atarak omzuna yasladı. Bu bile ona haz veriyordu. Dudaklarını dişleyip kirpiklerini birbirine bastırdı. Artık her şey karanlıktı. Kapalı gözünün önünde beliren resim kesinlikle masum değildi.

"Sakinleş." Kulağının arkasından öpen Jeongguk'un sesi pusluydu. Boynuna orandan da omzuna geçti.

Taehyung ise bir anda aydınlanma yaşamış gibi gözlerini irice açtı.

"Jeongguk."

"Hm?"

"Yoksa sen evlenmeden olmaz diyenlerden misin?"

Çok ciddiydi. Kollarından kurtulup arkasına döndüğünde heyecanla devam etti. "Eğer öyleyse hemen bugün evlenebiliriz. Benim için hiç sorun değil!"